ÖZBOLAT, 30. Yılında Maraş'ı anlattı

ÖZBOLAT, 30. Yılında Maraş'ı anlattı

ÖZBOLAT 30. Yılında Maraş'ı anlattı"Duvarda bir et parçası vardı, yakından incelediğimde, onun bir cenin olduğunu gördüm"CHP...

A+A-

ÖZBOLAT, 30. Yılında Maraş'ı anlattıÖZBOLAT 30. Yılında Maraş'ı anlattı

"Duvarda bir et parçası vardı, yakından incelediğimde, onun bir cenin olduğunu gördüm"

CHP K.Maraş Milletvekili Durdu ÖZBOLAT Maraş Katliamının 30.yılında Maraş'ta yaşanan vahşeti ve duygularını anlattı. Aktarıyoruz;

Geriye dönüp baktığımızda, belkide ilk gençlik yıllarımızın en unutulmaz, acının, ‘tarifsiz yaşandığı’ ama anlatılması en zor anısı “o günlere” aittir.

“Bir yemeği, ağzınızda çiğnerken aldığınız ‘ani ama yıkıcı bir haber’ nasıl o lokmayı yutmanıza engel oluyorsa, aynı öyle. Duyduktan sonra o haberi, ne ederseniz edin “o lokmayı” yutamazsınız, ağzınızda çoğalır, kurşun gibi ağırlaşır, gelir yüreğinize oturur”

Maraş 78… aynen öyledir.

Boşluğa, yaşanılan acıyı tarif edecek ‘hangi kelime’ girse dolduramaz, eksik kalır.

O günleri, o coğrafyada yaşamış bir insan olarak, unutmak mümkün değildir.

Kendiliğinden gelişen, yöneticilerin sıkça kullandığı: “münferit bir toplumsal olay” olmadığı, çok net ortaya çıkmıştır.

Yaşanılanı tarif açısından, ünlü ressam Picasso’nun bir tablosu ve Goethe’nin sözleri açıklayıcılığı bakımından çok önemlidir.

İlgililerince çok iyi bilinen Picasso’nun ünlü “Guernica Tablosu” İspanya iç savaşında Nazi destekli İspanyol uçaklarınca bombalanan, Guernica kasabasını anlatmaktadır. Bu tabloya ilişkin anlatılan öykülerden biri şöyledir:

1938 yılında Paris'te, Fransa'da görevli bir Nazi subayı, Picasso'nun Seine Nehri'ne bakan Saint Augustin rıhtımındaki atölyesine gelir. Tabloları inceler. Sonra Guernica'nın versiyonlarından birinin karşısına geçer. Dev boyutlardaki (7,77x3,50 m) tablonun versiyonunu uzun uzun seyrettikten sonra yüzünde iğrenir gibi, küçümser bir şaşkınlıkla Picasso'ya dönerek “Bunu siz mi yaptınız?” diye sorunca, Picasso'nun yanıtı bir tokat gibi patlar: “Hayır, siz yaptınız!
 
Katlima maruz kalıp, annesini, karısını, babasını, kardeşini, çocuğunu kaybedip, üstüne üstlük olayla ilgili yargılanan yüzlerce insan, acaba ne düşünmüş olabilir?
 
Hayır, siz yaptınız

Maraş’ta yaşanılanları, “anlatmaya çalışan” bir belgesel yapıldı.

Belgeselin bence en önemli anı, zamanı durduran, ‘işte bu’ dedirten, insanlığın sonu dedirten an, görevli bir subayın yaptığı açıklamaydı: “Duvarda bir et parçası vardı, yakından incelediğimde, onun bir cenin olduğunu gördüm

İşte o an, insan soyu için, zaman durmuştur.
 
Sürekli karşısındakini aşağılamak için, hayvan isimleriyle hitap eden insanlar, bilmezler mi ki hiçbir hayvan sürüsü kendi soydaşlarına böyle bir vahşeti uygulamazlar.

Ama Goethe’nin: “ Harekete geçen gericilik kadar tehlikeli, hiçbir şey yoktur” sözünü unutmamak lazım.

24 Aralık 1978’den 2 yıl sonra, 11 Eylül 1980 gecesinde Washington’da söylenen: “Bizim çocuklar, başardılar” sözünü, Maraş’ta “milli piyango satıcısı” kılığında şehre gelip yerleşenlere, “onları” oraya “gönderenlere” ithaf etmek gerekir, diyorum.

Ne diyelim: “Ölmek isteyin, ama ölemeyin
 
Durdu ÖZBOLAT
K.Maraş Milletvekili

KAYNAK : Alevihaber.com - 23 Aralık 2008

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.