Ordu Valisi

ALİ BALKIZ / EVRENSEL

12 Eylül’e doğru günlerde Ordu’ya bir vali gelmişti. Adı Reşat Akkaya idi. Esmiş gürlemiş, tabur tabur askeri başlarına maske geçirilmiş faşist milisleri arkasına takarak Fatsa’da operasyon üzerine operasyon düzenlemişti. Fatsa’yı, Fatsalılardan geri almayı amaçlamıştı. Sonuçta Vali Bey değil de Kenan Evren başarmıştı bu fetih işini.

Şimdi Ordu’da bir başka vali var. Adı: Ali Kaban. Hacı Ali. Eşi Nermin Hanım türbanlı.

Her yurttaş gibi Ali Kaban Bey de hacı olabilir.

Eşi de türbanlı.

Burada bir sıkıntı yok.

Kimse kimsenin dinine-imanına, nasıl giyinip giyinmeyeceğine karışamaz. Kişisel tercih ve onun özgürlük alanı.

Ama Ali Bey, kalkar da cami tuvaletlerine; dini kurallar, dince caiz olup olmamak, mekruh sayılıp sayılmamak gibi kriterler açısından bakarak pisuvarları söktürürse; oraya pislemiş olmaz mı?

Ali Bey, evinin her köşesini istediği gibi düzenleyebilir, kime ne?..

Camilerin temizliği, elektriği, suyu, badanası-boyası, yerdeki halıların overlok isteyip istemediği de onun sorumluluğundadır. Tıpkı ildeki kamuyu ilgilendiren ve Vali’nin görev ve sorumlulukları arasında sayılan öbür işler gibi.

Vali Bey, bütün bu işlerini yaparken, yetkilerini kullanırken dine dair kuralları referans alamaz.

Alır ise eğer ki aldığı görülüyor, bunun adı şeriattır.

Hacı Ali Bey ile Vali Ali Bey, Hacı Vali Ali Bey’de birleşmiş demektir.

Bütün bunara sebep; dince caiz olmadığı, Müslümanların ayakta işeyemeyeceği, bunun günah olduğu dışında bir de prostat kanserine yol açabileceği imiş.

Kim demiş?...

Müftü Vekili Veysel Çakı Bey ile Vali Bey. Bir de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yüksek yetkilileri.

Bu tezlerini doğrulamak için bir de Adli Tıp Kurumu’ndan fetva alacaklarmış (Bu benim uydurmam).

Niye uyduruk olsun ki?..

Olmadık, olmayacak şey mi?..

Camilerde pisuvarlara işeyen Müslümanlar günah işlemekten böylece kurtuluyorlarsa; okullarda, hastanelerde, devlet dairelerinde, şurada burada pisuvarlara yönelen Müslümanların günahı ne?..

Onların günahı Vali Bey’e.

Vali Bey, bu nedenle sadece bir günahkar değil.

Bir de şu nedenle cehennemlik.

Son kararname ile tayinleri çıkan vali yardımcıları ve kaymakamlara yaptığı veda konuşmasında; “Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir” demiş.

Ordu Karadeniz’in incisidir.

Kaç yıllık tiyatrosu, gazeteleri, aydınları, Fidangör’ü, Bucak’ı, Boztepe’si, türküleri, deyişleri, sahili, koyları, yaylaları, yazarları, Tiralileri, Üstüntaşları ile aydınlık bir şehirdir.

Ordu, Ordu olalı bir türlü uslanmaz.

Bu uslanmayanları, köteklememek günah değil midir?...

Biriken günahların bir mümini, Vali de olsa, götüreceği yer, cehennem değil midir?

Yüce Rab’bi Vali Bey’in yardımcısı olsun.

Zira, saçları permalı, dudakları rujlu, tırnakları ojeli Ordulu kızların da günahları ona yazılıyor.

EVRENSEL - 14 Ağustos 2009