Oral ÇALIŞLAR : Zor Zamanların Zarif Şövalyesi...
Oral ÇALIŞLAR : Zor Zamanların Zarif Şövalyesi......Bu sohbetimiz sırasında kendisine "Sıvas Katliamı" nı da sordum. Çünkü...
Oral ÇALIŞLAR : Zor Zamanların Zarif Şövalyesi...
...Bu sohbetimiz sırasında kendisine "Sıvas Katliamı" nı da sordum. Çünkü o dönemde hükümette Başbakan Yardımcısı'ydı. Katliamın gelişmesinde yeterince etkin davranmadığı için hep eleştirilmişti.
Önce yanlış bilinen bir noktayı düzeltti: Söylendiği gibi o zaman Başbakan Vekili değildi. İkinci olarak bütün gün telefonla elinden geldiği kadar olaylara müdahil olmaya çalıştı, Aziz Nesin dahil kuşatma altında Madımak Oteli'nde bulunanlarla temas kurdu ve destek verdi. Bu konuda kendisine haksızlık yapıldığını düşünüyordu....
Oral ÇALIŞLAR : Zor Zamanların Zarif Şövalyesi...
Geçen yıl toplanan Ermeni konferansıyla ilgili bir haberle başlamak istiyorum Erdal İnönü 'yü anmaya: "Erdal İnönü, Bilgi Üniversitesi'ndeki Ermeni konferansını izledikten sonra ayrılırken ülkücülerin yumurtalı saldırısına uğradı. Bir grup ülkücünün sözlü sataşmasıyla karşılaşan İnönü, polislerin taksiye binme teklifini kabul etmeyerek Taksim'e doğru tek başına yürüyüşe geçti. Bu sırada bir grup ülkücünün sözlü tacizine uğrayan İnönü'ye domates ve yumurta atıldı. Yumurtalardan birisi İnönü'nün sırtına isabet etti. İnönü, polislerin taksiye binme teklifine 'Burası Türkiye, beni korumayın. Taksiye binmeyeceğim. Tek başıma Taksim'e kadar yürüyeceğim. Yumurta atarsalar atsınlar, bir şey olmaz' dedi. Taksim'e doğru bir süre, 10 kişilik Çevik Kuvvet grubunun çemberinde yürüyen İnönü, daha sonra tek başına yoluna devam etti. İnönü, yürürken aynı grubun sözlü saldırılarına hedef oldu. Prof. Dr. İnönü, toplantıya girerken de bir grup tarafından yuhalandı. İnönü, ` Fikirleri tartışmaktan hiçbir şey çıkmaz. Korkmamalı' dedi."
Erdal İnönü özetle bu haberdeki insandı.
Bundan tam 36 yıl önce, 4 Mart 1971 tarihinde Orta Doğu Teknik Üniversitesi Rektörü'yken " Deniz Gezmiş üniversitede saklanıyor" gerekçesiyle üniversitenin jandarma tarafından basılmasına karşı çıkan, üniversitenin mütevelli heyetinin baskılarına direnen ve üniversitenin basılmasından sonra, gençlerin başına bir şey gelmemesi için sonuna kadar çaba sarf eden de Erdal İnönü'ydü. 68 Kuşağı ondan hep sevgiyle söz eder.
***
Erdal İnönü, sakin kişiliğiyle hep zor zamanların insanıydı. 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra siyasete girmişti. Çünkü o gün ortaya çıkmak ve demokrasiyi savunmak gerekiyordu. Kendisine görev düştüğüne inandığı için siyaset sahnesine çıkmıştı.
Erdal İnönü, zor zamanda siyasete girmiş, görevini tamamladığına inandığı an da aktif siyaseti terk edip bilimsel dünyaya dönmesini bilmişti. Koltuğa yapışanlara inat, birçok insanın şaşkın bakışları arasında koltuğu bırakıp gitmişti.
Bazıları siyasetten kendisine bir şeyler katıp iktidarını sürdürmeye çalışırken İnönü siyasete zekâsını, esprilerini ve sempatikliğini eklemişti. Kendisini omuzlara almak isteyenlere karşı yere yatması ve başından bu insanlar gidene kadar olduğu yerden kalkmaması değişik bir siyasetçi kimliğinin göstergesiydi.
***
Erdal İnönü'yü birkaç yıl önce Anadoluhisarı'ndaki evinde ziyaret etmiştim. Eşi Sevinç İnönü 'nün de katıldığı baş başa uzun bir sohbet yapmıştık. Bu buluşma benim için yaşamımın hoş anlarından birisidir.
Solda birliği konuştuk. Kendisinin aktif olarak bu sürece katılıp katılmayacağını sordum. Pek niyetli değildi, birlik için elinden gelen desteği verebileceğini ancak aktif siyasete artık dönmek istemediğini söylüyordu.
Bu sohbetimiz sırasında kendisine "Sıvas Katliamı" nı da sordum. Çünkü o dönemde hükümette Başbakan Yardımcısı'ydı. Katliamın gelişmesinde yeterince etkin davranmadığı için hep eleştirilmişti.
Önce yanlış bilinen bir noktayı düzeltti: Söylendiği gibi o zaman Başbakan Vekili değildi. İkinci olarak bütün gün telefonla elinden geldiği kadar olaylara müdahil olmaya çalıştı, Aziz Nesin dahil kuşatma altında Madımak Oteli'nde bulunanlarla temas kurdu ve destek verdi. Bu konuda kendisine haksızlık yapıldığını düşünüyordu.
Sıvas katliamını devletin seyrettiği ve gelişmeleri kendi haline bıraktığı şeklindeki yorumuma ilginç bir cevap vermişti: "Bir MİT yetkilisine ben de neden geç kalındı sorusunu sordum. Bana, 'bazen bazı kuvvetlerin gazını almak için olayların gelişmesi kendi haline bırakılır' şeklinde bir cevap vermişti."
***
Erdal İnönü, siyasette zarafetin, sükûnetin, aklın, demokrasinin, özgürlüklerin ve uzlaşmanın sembolüydü. Avrupa Birliği, Kürt sorunu, Ermeni sorunu gibi konuların özgür bir ortamda tartışılmasını isterdi. Destek verirdi.
Bilim dünyasında ise alçakgönüllülüğün ve çalışkanlığın sembolüydü.
Zor zamanların, zarif şövalyesiydi...
Onu çok arayacağız. Hep sevgiyle anacağız...
Oral ÇALIŞLAR
<!--
var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';
var path = 'hr' + 'ef' + '=';
var addy67439 = 'oralcalislar' + '@';
addy67439 = addy67439 + 'cumhuriyet' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';
var addy_text67439 = 'oralcalislar' + '@' + 'cumhuriyet' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';
( '' );
67439 );
( '' );
//-->n
<!--
( '' );
//-->
<!--
( '' );
//-->
2 Kasım 2007 - CUMHURİYET
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.