Oral ÇALIŞLAR : Leyla Gencer'e Yapılan 'Dindar' Saygısızlık...

Oral ÇALIŞLAR : Leyla Gencer'e Yapılan 'Dindar' Saygısızlık...

Oral ÇALIŞLAR : Leyla Gencer'e Yapılan 'Dindar' Saygısızlık...Radikal İslamcı bir gazetenin birinci sayfasındaki haber başlıklarından...

A+A-

Oral ÇALIŞLAR : Leyla Gencer'e Yapılan 'Dindar' Saygısızlık...Oral ÇALIŞLAR : Leyla Gencer'e Yapılan 'Dindar' Saygısızlık...

Radikal İslamcı bir gazetenin birinci sayfasındaki haber başlıklarından birisi şöyle “Türkiye Çöplük mü?” Başlığın altındaki spotta da şunlar yazıyor: “Türk halkının ‘dinini beğenmeyip’ Hıristiyan kalmakta ısrar eden, ‘Türkiye’yi beğenmeyip ömrünü İtalya’da geçiren soprano Leyla Gencer’in yakılan cesedinin küllerinin Boğaz’a serpilmesini istemesine büyük tepki var… Vatandaşlar, ‘Boğaz’ı kirletmeye kimsenin hakkı yok!...Türkiye çöplük mü?...

Türkiye’nin bir değişimden geçtiği kesin. Toplumun bütün kesimlerinde geçmişten farklı olarak bir ilerleme olduğunu söyleyebiliriz. Bu konuda uç, katı akımlar hariç, değişik düşünceden insanlar ve topluluklar, karşısındakini anlamaya çalışıyor.

Yukarıdaki haber adı altında yazılan yorumun, demokrasiden, farklı olanı anlamaktan, kendisi gibi düşünmeyeni bir farklılık ve zenginlik olarak gören anlayıştan ne denli uzak olduğunu gösteriyor. İslami kesimin bile önemli bir kısmının bu kadar dışlayıcı olduğuna inanmıyorum.

Ancak sonuç olarak adını vermek istemediğim bu gazetenin de bir okuyucu kitlesi olduğu, böyle düşünenlerin de ciddi bir kalabalık oluşturduğunu kabul etmeliyiz. Bunun adına ne denir? Hıristiyan olduğu için kendi yurttaşını bile düşman gören, onun küllerinin Boğaz’ı kirleteceğini düşünen anlayışa ne denir?

***

Leyla Gencer, bu ülkenin yetiştirdiği bir değer. Onunla aynı ülkenin üyesi olmaktan, aynı kültürün parçası olmaktan ancak gurur duyulabilir. O da zaten bu ülkeye olan sevgisini küllerinin Boğaz’a savrulmasını isteyerek bir kez daha göstermiş oldu.

Ama bizim “dindar” gazetemize göre o ölünceye kadar Hıristiyan kaldığına göre, bu ülkeye ait değil. Bir gazeteci meslektaşımız da ne yazık ki bu tartışmayı ateşledi. Ne diyor gazeteci, “Kendini Jesus’a (Hz.İsa) yeniden veren bu kimlik, küllerini Ortaköy’e saçtırıyor. İtalya’da kalsın, niye kirletiyorsunuz suyumuzu…

Ne zamandan beri bu sular yalnızca Müslümanlara ait sayılıyor? Yeri geldiğinde İslamiyetin hoşgörüsünü, diğer dinlere saygısını dillerinden eksik etmeyenlerin, kendileriyle aynı dinden olmayan ve kendileri gibi gömülmek istemeyen bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşını bir anda yabancı sayıp, “suyumu kirletme” diyebiliyor.

***

Demokrasi, insan hakları ve başkasının inancına saygı göstermek bir duruştur. Bu duruş, kendi içinde tutarlı olduğu zaman bir anlam ifade eder. “Sen benim gibi düşünürsen senin inançlarına saygı duyarım” diyen tutumun demokratik olduğu, insan haklarına saygılı olduğu söylenebilir mi?

Ülkemizin demokratlaşması kolay değil. Çünkü bu ülkede herkes kendine demokrat. Başkasının ise sindirilmesinden ve susturulmasından yana.

***

Böyle düşüncelerin etkisini sürdürdüğü bir ülkede değişik kesimlerin birbirinden korkması ve şüphelenmesi doğal değil mi? Leyla Gencer, kime ne yaptı? Dindarlara karşı bir çıkışı mı oldu? İslamiyet konusunda kötü bir şey mi söyledi?

Hiçbirini yapmadı. O inandığı gibi yaşadı ve ölürken, inandığı gibi bir cenaze töreni istedi. Bundan daha doğal ve insani bir şey olabilir mi? Nasıl Müslümanlar belli bir ritüelle gömülmek hakkını kendilerinde görüyorlarsa, Müslüman olmayan yurttaşlarımız da istedikleri gibi gömülmeyi isteyebilirler?

Buna da mı birtakım din zaptiyeleri karışacak?

Tabii bunlarla, laiklerden çok, çoksesliliği ve demokrasiyi savunan İslami kesimler uğraşmalı. Çünkü sonuç olarak karşımızda binlerce satan bir gazete, yine bir başka binlerce satan gazetede yazı yazan bir kişi söz konusu.

Ben bunu yazınca, bazıları da laikler içinde de son derece tahammülsüz kesimler olduğunu ileri sürebilirler. Doğrudur, ona da karşı çıkmalıyız. Böyle davrananlara kendi adıma her zaman karşı çıktığımı söyleyebilirim.

Herkesin biraz kendi mahallesini temizlemesi de önemli. O gazetenin yöneticileri birçok gazeteciden daha çok Başbakan uçağında yer alıyorsa, bunun da bir tutum olduğunu söyleyebiliriz.

***

Özgürlük ve demokrasi bir bütündür, bunun “ama”sı da yoktur…

Leyla Gencer’e yapılan saldırıyı laiklerden önce İslami kesimin eleştirmesini beklerdim…

Beklemeyi sürdüreceğim…

Oral ÇALIŞLAR
Cumhuriyet -  17 Mayıs 2008

Etiketler : , ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.