On dört asırlık acı
On dört asırlık acı Muharrem matemi uygulamaları Alevilerde, Hz. Muhammet'in torunu Hz. Hüseyin’in taraftarları ve ailesiyle birlikte...
On dört asırlık acı
Muharrem matemi uygulamaları Alevilerde, Hz. Muhammet'in torunu Hz. Hüseyin’in taraftarları ve ailesiyle birlikte 10 Ekim 680’de Kerbela’da, Emevi halifesi Yezit tarafından katledilmesinden sonra ortaya çıktı. Olay Muharrem ayında yaşandığı için bu ayla adlandırıldı. O tarihten bu yana da Kerbela, Hz. Hüseyin, Hz. Hüseyin de Kerbela ile eş anlamlı kullanıldı.
Kerbela katliamının Alevi toplumundaki derin etkilerini Köln'de yaşayan Alevilik araştırmacısı Ali Duran Gülçiçek ile konuştuk.
Kerbela Aleviler için ne ifade ediyor?
Kerbela katliamı, gerek politik, gerekse inançsal boyutuyla İslam topluluğu arasında onulmaz bir yara bırakmıştır. Kerbela’da meydana gelen bu korkunç olay, bir utanç perdesi ve bir ağlama duvarı olarak İslam tarihine geçmiştir. Şah Hüseyin’e, Ehl-i Beyt’e gönül veren Aleviler-Bektaşiler, Şiiler, 10 Muharrem’i bir matem günü olarak anarlar. Bugünü anmaktaki amaç, yiğitliğin, dürüstlüğün ve haksızlığa karşı direnmenin bir simgesi olan İmam Hüseyin’in bu örnek kişiliğini yad etmek, Yezit’in simgelediği, kötülüğü ve zulmü ise lanetlemektir.
Muharrem matemi diğer inançlarda nasıl algılanıyor?
On Muharrem Kerbela olayı sadece Aleviler-Bektaşiler tarafından değil, Şiiler ve hatta kimi Sünni çevreler tarafından da anılır. İran, Pakistan, Hindistan, günümüzde Avrupa’da ve denizaşırı birçok ülkelerde bulunan Şiiler, Muharrem ayında Kerbela şehitleri için yas tutarlar. Şiiler, Aleviler gibi muharrem orucu tutmazlar. Onlarda Muharremle ilgili özel törenler düzenlenir, yumruklarla göğüslerini döverek, bedenlerini kanatarak, hatta zincir demetleriyle sırtlarına vurarak yaslarını dışa vurmaya çalışırlar.
Kerbelâ’nın hangi özelliği 1400 yıl önce yaşanan bu acıları kuşaktan kuşağa aktarmayı sağlıyor?
Kerbela, Kerbela’yla, zaman ve mekanla sınırlı kalmadı. Dün Sivas’ta, Maraş’ta, Çorum’da, Dersim’de ve dünyanın diğer bölgelerinde yaşananlar da bunlardan pek farklı değildi.
Renk, dil, din, ırk, cinsiyet ayrımı yapmadan tüm insanlığı kucaklayan Alevilik-Bektaşilik’te Hz. Hüseyin insanlık onuruyla yaşamanın bir simgesidir. Bedeniyle Kerbela toprağına gömülen Hz. Hüseyin, düşünceleri, öğretisi, onurlu duruşu, sesi ve nefesiyle hakikati anlamış insanların yüreklerine gömüldü ve ölümsüzleşti. Onun için her yıl Muharrem ayında, aşure gününde Hz. Hüseyin, sevenleri, dostları, canları tarafından anılır ve O’nun onurlu duruşu ve bilgeliği gönüllerde yaşatılır.
MESAJ:
FUAT ATEŞ (Alevilerin Sesi Dergisi Genel Yayın Yönetmeni)
Kerbela devam ediyor
Kerbela mazlumların zalimler karşısında yazdığı onurlu bir destandır. Mazlumların, üzerinden 1400 yıl geçmesine rağmen minnetle anılması, gözyaşı dökülmesi ve en önemlisi tarih karşısında galip gelmesiyle sonuçlanmış bir mücadeledir. İnsanlık davasında onurun şandan, şöhretten ve hatta candan daha önemli olduğunu bizlere öğreten ibret verici bir vakadır. Bu örnek tavır insanlık tarihine de yön vermiştir. Kerbela Faciası sadece İslam alemi içerisinde değil, insanlığın tamamının kendinden bir şeyler bulup, ders çıkarabileceği ender olaylardan biridir.
Kerbela’yı veya Muharrem matemini salt ızdırap çekmek olarak algılamak ve hareket etmek yanlış bir tavırdır. Kerbela bugünde devam eden bir süreçtir. Yezit bir semboldür, kötülüğün sembolü… Haksızlığa boyun eğmeyen Hz. Hüseyin’in de, Ehlibeyt-e kast eden Yezidin de, sahip oldukları anlayışın temsilcileri hala aramızda bulunmaktadır. Bugün haksızlığa karşı durmak, mazlumun yanında olmak, birliğe ihanet etmemek ve maddi çıkarlar uğruna inandığın değerlerden sapmamaktır Hz Hüseyin’in tavrı. Nefsine hâkim olmak, eline-beline-diline sahip olmak ve haksızlıklar karşısında geri adım atmamaktır Hz. Hüseyin’in tavrı.
Yaptığı zulümlerden utanmak yerine ‘bugün olsa yine yapardım’ demektir Yezidin tavrı. İktidar uğruna insanlığını ve ruhunu satmaktır, her iki cihandan da vazgeçmektir Yezitlik.
Kerbela olayında ders çıkarılması gereken bir başka noktada Kufelilerin durumudur. İster para karşılığında olsun, isterse korkudan veyahut çeşitli hesaplar sebebiyle desteğini çekmeleri, ihanet faktörünün mazlumlara, zalimlerden daha fazla zarar verdiğini bizlere öğretmiştir. Zalimin zulmü karşısında maddi ve siyasi çıkar uğruna susmak, yapılan zulme mazlumlarla birlikte karşı durmak yerine arkasını dönüp gitmektir Kufelilerin tavrı… Bırakın herhangi bir topluma, kendi kandaşlarına karşı yapılan zulme ses çıkaramamaktır Kufelilerin tavrı.
Kendini inkâr etmektir, kısacası ihanetin tarihidir.
Kan kırmızıdır Kerbela, ihanetin rengidir, cesaretin bedeli. Ağıttır Kerbela, insan olanın ağladığı.
Kötülüğün, ihanetin ve hırsın nelere yol açabileceğini insanlığa öğreten Kerbela, mert ile namerdin keskin çizgilerle ayrıldığı bir imtihan alanıdır.
Tüm canların tuttukları ‘Muharrem oruçları’ Hak katında kabul olsun.
Muharrem'le ilgili kim ne dedi?
Ozan Ceyhun (Avrupa Parlamentosu Eski Milletvekili):
Muharrem ayı Aleviler açısından kutsal bir ibadet olarak kabul edilmesinin yani sıra bu ibadetin politik bir yanının da olduğunu bilmekteyiz. Hz. Hüseyin’in taviz vermeyen kararlı duruşu tüm dünya insanları için “inandığı değerler uğruna direnme” boyutunda sembolik bir anlam taşımaktadır. Aleviler, bunca acılara rağmen intikam veya öç alma peşinde koşmadan inançlarına sahip çıkmışlardır. Bu bağlamda bu yüce felsefe ve inancın mensuplarını saygıyla selamlıyorum.
Mürvet Öztürk (Yeşiller Partisi Hessen Eyaleti Milletvekili):
Almanya’da doğmuş ve yetişmiş biri olarak, Muharrem ayı oruçlarını çocukluğumda ailece birlikte tutardık, sonra Aşure çorbamızı pişirir, konu komşuya dağıtırdık. Aşure her tanıdığın kapısına mutlaka giderdi. Ayırım yapılmadan, Alevisine, Sünnisine, Türküne, Laz'ına, Kürt'üne, Çerkez'ine... İnanıyorum ki; insanlar bu yas günlerinde, Kerbela faciasını andıkları gibi barışın, insana sevgi ve saygının da farkına varırlar. Muharrem orucunuzun makbul, ibadetinizin ve Aşurenizin kabul olmasını niyaz ederim.
Cem Özdemir (Yeşiller Partisi Eşbaşkanı):
Muharrem ayı Alevilerde matem ayı olarak kabul edilir. Kerbela şehitlerinin anıldığı, onların anısına yas tutulduğu bir aydır. Kerbela'da yaşanan insanlık dışı olayın acısını halen içimizde yaşıyoruz. Geçmişteki acı olayların tekrarlanmaması dileğiyle, oruç tutan canların muharrem oruçları kabul olsun…
Ekin Deligöz (Almanya Federal Meclisi Yeşiller Milletvekili):
Muharrem Ayı denince aile meclisleri aklıma geliyor. Oruç tutan insanların bir araya gelerek, sükunet içinde oruçlarını açarak, sohbet etmelerini hatırlıyorum. Geçmişte yaşanan üzücü olaylardan dersler çıkararak, geleceğe daha umutlu bakmalıyız. Muharremde oruç tutan herkesin orucu Hak katında kabul olsun…
İsmail Ertuğ (Avrupa Parlamentosu SPD Milletvekili):
Muharrem Orucu sırasında her gün oruç açan, lokmalar hazırlayan ve cemler düzenleyerek ibadetini yerine getiren Alevi vatandaşlarımızı en içten dileklerimle selamlarım. Muharrem Matemi sonunda pişirilen aşurelerin, barışa, birliğe ve güzel günlere vesile olmasını dilerim.
KAYNAK : Hurriyet.de - Tuncay YILDIRIM - 19 Aralık 2009
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.