"Öfke" Ekip "Nefret" Biçiyor!
"Öfke" Ekip "Nefret" Biçiyor!SÜLEYMAN YAĞIZ(...) Referandumda Aleviler’in yüzde 68,6’sının “hayır”...
"Öfke" Ekip "Nefret" Biçiyor!
SÜLEYMAN YAĞIZ
(...) Referandumda Aleviler’in yüzde 68,6’sının “hayır” oyu vermesi, “evet” oyu verenlerinin ise yüzde 12 oranında kalması önemli bir veridir. Tayyip Bey’in, eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay’ın şahsında Alevi dedelerine yönelik sözleri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde Karaca Ahmet Sultan Dergâhı’nın yıktırma girişimlerini de akıllara getirmiştir....
Tayyip Bey, Polmark adındaki bir firmaya referandumun sonuçlarıyla ilgili anket yaptırmış. Polmark’ın yöneticisi Ertan Aydın’a göre, Tayyip Bey, anketteki iki sonuca çok şaşırmış! Bunlardan biri, eğitim düzeyi arttıkça “evet” oylarının azalması, ikincisi ise “hayır” oyu veren yüzde 42’lik kesimin iktidara dönük “nefret” duygusu taşıması ve bunların yüzde 66’sının “sivil dikta” algısı içinde olmasıymış!
Ertan Aydın’a göre, Tayyip Bey, “Biz eğitime bu kadar yatırım yaparken eğitimli kitleler neden bizim lehimizde değil” diye yakınıyormuş! Dahası, “gecesini gündüzüne katarak çalışan” bir lider olarak, “kendisini sevmeyenlerden bile -ülkeye iyi, güzel şeyler yaptığı için- takdir bekliyor”muş! Ben de Tayyip Bey’in şaşırmalarına ve beklentilerine şaşırdım!
Ahmet Hakan, Hürriyet’teki 29 Ekim 2010 tarihli yazısında AKP’nin seçmen tabanını yorumlarken, “Daha az eğitimli ve daha az şehirli muhafazakâr kitlenin siyaseti algılayış biçimi, Erdoğan’a müthiş bir fayda sağlamaktadır. (..) Erdoğan, itaat kültüründen gelen, daha az irdeleyen ve sorgulayan yığınları arkasına almış olmanın balını yemektedir” diyor… Fazla söze gerek yok, sanıyorum.
***
“Nefret” konusuna gelince… Tayyip Bey başbakan olana dek, toplumda liderlere karşı algılamalar bugünkünden çok farklıydı! Liderler, Tayyip Bey öncesinde de zaman zaman birbirleri için ağır sözler söylerlerdi ama, taraftar kesimlerin onlar için kullandığı ifadeler -fanatiklerin dışında- o düzeyde olmazdı.
Örneğin, Ecevitçi olmayanlar bile onun için rahatlıkla “Dürüst adamdır” diyebilirlerdi. Demirel’i sevmeyenler dahi o konuşurken pek öfkelenmezlerdi. Yine örneğin, Erbakancı olmayanlar da “Hoca kadayıfın altını ne zaman kızartacak” diyerek, onun konuşacağı günü beklerlerdi.
Hiç rekabet yok muydu? Vardı elbette! Hiç kötü söz yok muydu? O da vardı elbette! Hatta herkes kendi tarafının inatçı, inançlı, keskin savunucusuydu… Fakat tarafların, diğer partilerin liderlerine karşı olan tepkileri -istisnaların dışında- “nefret” düzeyinde değildi...
***
Şimdi öyle mi? Değil… Hem liderler birbirleri için çok ağır sözler söylüyor, hem de taraftarları, rakip partilerin liderleri için hiç de güzel olmayan ifadeler kullanıyor... Tayyip Bey’i şaşırtan yüzde 42 nefret, bunun bir göstergesidir.
Tayyip Bey, bu konuda sorumluyu uzaklarda aramamalı; kendisine bakmalıdır. Yüzde 66’lık “sivil dikta” algısı boşuna değildir. Çünkü Tayyip Bey; alaycı, kavgacı, geçmişi karalayıcı, her konuda akıl verici, baskıcı, tehdit edici ve öfkeli konuşmaktadır.
Tayyip Bey, 72 milyonun başbakanı gibi değil; “bizler” ve “onlar” diye ayrım yaparak konuşmaktadır. Dolayısıyla Tayyip Bey’in kullandığı üslup, rakip partilerin kitlelerine itici gelmektedir. Öfkeli konuşmaları, dinleyenleri de öfkelendirmektedir.
Tayyip Bey, zaman zaman birlik, beraberlik ve kardeşlikten dem vurmasına karşın özellikle Aleviler’e karşı belirgin biçimde ayrımcılık yapmaktadır. Referandum konuşmaları sırasında “Yargı, dedelerin arka bahçesi olmayacak” ve “Dedelerden talimat alarak yargıya atama dönemi artık bitiyor” gibi sözler sarf etmesi bunun çok açık bir delilidir.
***
Tayyip Bey, ayrımcılık yapmadığını söyleyebilir, “Alevi çalıştayları”nı buna kanıt olarak gösterebilir... Ama hemen belirteyim ki, çalıştaylar, Aleviler’e inandırıcı gelmemiştir. Zira, Aleviler için en yaşamsal değeri olan cemevi konusunda bile hâlâ bir sonuca varılamamıştır.
Referandumda Aleviler’in yüzde 68,6’sının “hayır” oyu vermesi, “evet” oyu verenlerinin ise yüzde 12 oranında kalması önemli bir veridir. Tayyip Bey’in, eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay’ın şahsında Alevi dedelerine yönelik sözleri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde Karaca Ahmet Sultan Dergâhı’nın yıktırma girişimlerini de akıllara getirmiştir.
Sözün özü: Tayyip Bey, hem kavga eden taraf olmayacağını söylüyor, hem de aynı konuşmasının içinde iki dakika sonra kavgada bile söylenmeyecek sözler sarf ediyor: Namussuz!!! Şerefsiz!!! Dolayısıyla o çok şaşırdığı “nefret”e sürekli davetiye çıkarıyor!!! Başka bir ifadeyle “öfke” ekip “nefret” biçiyor!!!
KAYNAK : Alevihaber.com - 9 Kasım 2010
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.