O Gün Katliamı Besleyen, İnkar, İstismar ve Ayrımcılık İttifak Halindeydi
O Gün Katliamı Besleyen, İnkar, İstismar ve Ayrımcılık İttifak HalindeydiTuran Eser 35 Cumhuriyet yurttaşıydı.. Madımak otelinde yakılanlar..Cumhuriyet...
O Gün Katliamı Besleyen, İnkar, İstismar ve Ayrımcılık İttifak Halindeydi
Turan Eser
35 Cumhuriyet yurttaşıydı.. Madımak otelinde yakılanlar..Cumhuriyet sessiz on yedi yıldır.
Kimlikleri işgal altında bir kültür.
Duymuyorlar, yürek dayanmaz acımızın sesini..
Hükümet sağır..
Adalet teslim alınmış.
Vicdanların hesabı yanlış.
Gerçeği gizleyen dil.
Dün Madımak vahşetinin failine avukat olan, bugün Alevilere sahte açılım iluzyonları satan AKP.
Hafızasızlığın benimsendiği, gerçeklerin çarpıtıldığı, bilgilerin değersizleştiği sessiz cumhuriyet.
Unutturma üzerine kurulu hayat.
Sultanbeyli’de oturan Elif Almanya’da oturan ablasına mektup yazarken, radyodan duydu Madımak vahşetini. 35 can katledilmişti. Mektubunun son cümlesine, gözyaşlarıyla sıkıştırdı serzenişini “İnsan yakılır mı ? Bu nasıl insanlık?” diye sorarak.
Zarfın üzerine yine her gün yüzleştiği celladının adresini yazdı;Yavuz Sultan Selim Mah. Sultanbeyli. Her gün celladına komşu gibi yaşayan kurban...
HANGİ ALEVİ AÇILIMI?
Hani birde Alevi açılımcıları ve çalıştaycıları var. O güne, karadumanların güneşi örttüğü güne dair tek bir sözü olmayan. Sahte açılımların destekçi aydınları ve yazarları var, söze tav olup, gerçeğe yabancı olan. Karadumana teslim olmuş aklın, güneşi hasret kalmış ruhu..
Onlar bu ülkede yüzlerce sokağa, mahalleye, caddeye ve okullara katillerin, darbecilerin, yobazların adlarının verildiği gerçeğiyle yüzleşmedi, “açılım” ve “çalıştay” tartışmalarında. Asırladır süregelen Alevi kıyımına ve inkarına sessiz kaldılar. Ama Alevilerle darbe ve yargı ilişkisi kurmak içinde, hukukdışı ve akıldışı yolu benimseyip, demokratik olmayan tutum belirledirler. Ayrımcılığın, imhanın, inkarın ve istismarın hedefine konan Alevilere, her gün, her an cellatlarının hatırlatarak yaşamayı zorunlu kılan hakikati görmek istemedi, hissetmedi o acının ne anlama geldiğini.
Koyamadı kendisini, celladıyla yüz yüze yaşayan insanların yerine.
Hangi demokratik açılımı inandırıcı olabilir ki, mağdur celladının ruhuyla yaşarken, aynı sokakta, aynı okulda, aynı mahallede…
Yalnızca Alevilere değil, tüm farklı kültürel kimliklere uygulanmadı mı bu psikolojik ve şiddet baskısı?
1821 yılında Rum Patrikhanesinin girişinde iki Rum Patriğini asan Sadrazam Ali Paşa’nın adı, Rum Patrikhanesi’nin olduğu sokağa verildi? 189 yıldır Rum Patrikhanesi’nin bulunduğu sokağın adı, Sadrazam Ali Paşa caddesi değil mi?
İmha ve inkar edenlerin adını, mağdurun adresine yazmanın bir Osmanlı ve cumhuriyet geleneği olduğunu gizleyerek hangi demokratik açılım samimi olabilir ki?
HANGİ AÇILIM?
Hangi Açılım çözecek Alevilerin derdini?
Sivas’ta Pir Sultan’ın ismine, Aşık Veysel heykeline, Semah dönülüp, değiş söylenmesine izin vermeyen zihniyet kollandıkça, korundukça.
Hangi Açılım Alevilerin acısına merhem olacak?
Yarası sarılmamış Alevilerden “geçmişi unutun” diye hafıza kaybı istenirken!.
Hangi Açılım vicdanımızı özgürleştirecek?
Alevi köyüne camiler yapılmaya, Şanlı Osman isimleri verilmeye devam ettikçe!
Hangi açılım alınsın ciddiye?
Hangi açılım, hangi derde derman olacak, Madımak katliamıyla yüzleşmeyi sağlayacak Utanç Müzesi talebine itiraz edince koca devlet! Madımak otelinde öldürülen Nurcan Şahin’in Lise diplomasını müzeye asılmasına itiraz edecekse?
Hangi açılım vicdanları aklayacak? Katilerin, darbecilerin ve yobazların isimlerini sokaklara, okullara, köylere vermeye devam ederken!
Hangi açılım bizi sevindirebilir? Alevi çocuklarına zorla mezhepçi-tekçi din eğitimi verilmeye devam ederken!
Hangi açılım demokrasiye olan açlığımızı giderecek, farklı olan, imha, inkar, ihmal ve istismarın adresine yerleştirildikçe!
KAYNAK : Alevihaber.com - 30 Haziran 2010
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.