Necdet SARAÇ : Yangın !

Necdet SARAÇ : Yangın !

Necdet SARAÇ : Yangın! Almanya'nın Ludwigshafen kentinde yaşanan yangın sonrası 9 kişinin ölmesi, Almanya'yı ciddi bir biçimde...

A+A-

Necdet SARAÇ : Yangın! Necdet SARAÇ : Yangın!

Almanya'nın Ludwigshafen kentinde yaşanan yangın sonrası 9 kişinin ölmesi, Almanya'yı ciddi bir biçimde sarstı. Yangının asıl nedeni henüz belli değil. Yangının bir kaza veya ihmal sonucu ortaya çıkma olasılığı güçlü olsa da kamuoyunda bu olasılıklardan daha çok kundaklama olasılığı öne çıkmış durumda. Kundaklama olasılığının öne çıkmasında yalnızca evin duvarlarına yazılmış olan ırkçıları çağrıştıran yazılar belirleyici değil, asıl belirleyici olan Almanya'nın 'yangın' konusundaki sicili.

Nazilerin 1933'te Alman Parlamentosu'nu yaktırdıktan sonra, Dimitrov başta omak üzere komünist liderleri kundaklamadan sorumlu tutarak yargılamış olmaları, Nazi döneminde milyonlarca insanın fırınlarda nasıl yakıldığı 'unutulmuş' olsa da, 1992'de Mölln'de, 1993'de de Solingen'de Türklerin evlerinin gece yarısı yakılarak toplam 8 Türk'ün öldürülmesi hafızalardaki tazeliğini korumakta. Hafızalara yer eden bu ölümler ve sürekl artan yabancı düşmanlığı akıllara zorunlu olarak 'bu yakılmanın arkasında da acaba neonaziler mi var' sorusunu beraberinde getiriyor. Zira, yangının çıktığı şehir hem yabancı oranının, hem de işsizliğin çok yüksek olması nedeniyle de bu tür bir kundaklamaya oldukça 'elverişli' bir şehir. Malum, Alman ırkçıları, yabancı düşmanlığı propagandalarının merkezine işssizliği ve artan yabancı nüfusunu almış durumdalar. Alman polisi ve siyasi parti temsilcileri de bu gelişmeleri gördükleri için son derece hassas davranıyorlar. Yangını araştırmak için Türkiye'den gelen heyete itiraz edilmemesi, geçtiğimiz haftalarda onbinlerce Alevi'yi sokaklara döken Tatort dizisinin yeni bölümünün de yayının durdurulması, hükümetin ilgili bakanlarının aileyi ziyaretleri bu hassasiyetin sonucu. Almanya İçişleri Bakanı Schaeuble'nin "bizim kurbanlarla ilgili üzüntümüz insanların milliyetine bağlı değil" diye açıklama yapması, eyaletin Başbakanı Kurt Beck'in "bu acı, iki milletin daha fazla yakınlaşması için bir sebep olarak değerlendirilmeli" demesi önemli açıklamalar.

Yangının sebebi ne olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti de Alman hükümeti gibi ilk kez çok hassas davranıyor. Hükümetin, bakan ve büyükelçi düzeyinde olaya müdahale etmesi, başbakan Erdoğan'ın yangın yerine gelmesi son derece önemli. Erdoğan'ın yangın yerinde yangın ve ölümlere karşı ortak tavır alınması gerektiğini belirterek 'farklı dinlerin mensupları olabiliriz. Farklı dilleri konuşabiliriz. Farklı ırklar olabilir. Farklı milletleri de oluşturabiliriz. Ama unutmayalım ki hepimiz de insanız. Bu bizim ortak paydamız' diye açıklamada bulunması son derece doğru bir yaklaşım. Bu açıklamlar ve yaklaşımlar, ciddi ve vatandaşına sahip çıkan bir devlet resmi için son derece önemli adımlar. Ancak önemli olan bu açıklamaların arkasında durabilmek ve açıklamalara uygun davranabilmek. Örneğin, yangında ölen Gaziantepli ailenin Hacı Bektaş Dergahı'na bağlı olduğunu açıklayan Hüseyin Hurrem Ulusoy Dede, cenaze töreninin Alevi erkanına göre yapılmasının ve diğer inanç temsilcilerinin de bu törende birlikte dua etmeleri gerektiğini açıkladı. Başbakan da, bu açıklamadan sonra, kendi açıklamalarının ruhuna da uygun davranarak, yangında ölen Alevi kökenli 9 vatandaşın, Alevi erkanına göre cenazelerinin camiden değil cemevinden kaldılabileceğini söyleyebilmeli...

Ludwigshafen ve Sivas

Başbakanın Ludwigshafen yangınıyla ilgili açıklamalarına uygun tavır alacağı bir başka yangın ise bilindiği gibi Sivas! Erdoğan'ın çok doğru bir karar sonucu, binlerce kilometre katederek geldiği ve acılı aileleri ziyaret ettiği yangın yeri Ludwigshafen kentinin hemen yanında Mannheim kenti var. Bu iki kenti birbirinden sadece bir nehir ayırıyor. Ludwigshafen yangının asıl nedeni ve varsa sanıkları bilinmiyor ama Mannheim'de Sivas yangınının bilinen ve Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri tarafından ceza verilmiş hükümlüleri yaşıyor. Muhammed Nuh Kılıç gibi. Sivas yangınından kurtulmaya çalışan Aziz Nesin'i itfaiye merdiveninden çekip düşürmeye çalışan ve "o adamı kurtarmayın, o öldürülmeye müstahak adamdır" diyen dönemin Refah Partili Belediye Meclis üyesi Cafer Erçakmak gibi...

Sayın Başbakan'ın haklı olarak Ludwigshafen veya Solingen yangına karşı gösterdiği hassasiyeti Sivas yangınına karşı da göstereceğini ve halihazırda Almanya'dayken, halen Almanya'da yaşadığı bilinen 12 Sivas hükümlüsünü cezalarını çekmeleri için Türkiye'ye iade edilmelerini isteyeceğini umuyoruz!
 
Necdet Saraç   

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy27062 = 'necdetsarac' + '@';

addy27062 = addy27062 + 'birgun' + '.' + 'net';

var addy_text27062 = 'necdetsarac' + '@' + 'birgun' + '.' + 'net';

( '' );

27062 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


BİRGÜN - 9 Şubat 2008

Etiketler : , ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.