Necdet Saraç : İstenirse değiştirilir!
Necdet Saraç : İstenirse değiştirilir!DSP İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız, meclisin herhalde en aktif milletvekillerinden biri. İkinci kez...
Necdet Saraç : İstenirse değiştirilir!
DSP İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız, meclisin herhalde en aktif milletvekillerinden biri. İkinci kez TBMM'de milletvekili olan Süleyman Yağız yalnızca aktif de değil, aynı zamanda ısrarcı ve kararlı. Yağız'ın bu kararlılığı kamuoyuna yeterince yansımasa da önemli bir gelişmeye hizmet etti. Süleyman Yağız'ın meclis içinde, Alevi örgütlerinin de meclise ve AKP'ye rağmen meclis dışında yükselen sesleri birleşince bizim gibi bir ülkede karar mekanizmalarında kolay kolay görülmeyen çok hızlı bir gelişme yaşandı: Türk Dil Kurumu Sözlüğü'nde Alevilere karşı kullanılan 'mumsöndü' sözcüğünün anlamı bir kaç haftada hem de iki kez değiştirildi.
Daha önce "ARD Televizyonu ve TDK Sözlüğü" başlıklı bir yazıda bu gelişmeleri yazmıştım. Okumayanlar için hatırlatmakta yarar var: 'Mumsöndü' iftirası Türkiye'de Alevileri aşağılamak için yüzlerce yıldır kullanılmakla kalmamış, Türk Dil Kurumu Sözlüğü'nde de yer almıştı.
Türkçe Sözlük'ün 1998 yılındaki baskısında 'Mumsöndü'nün karşılığına şu yazılmıştı: 'Alevi geleneğinde var olduğu ileri sürülen bir tür tören.' Bu açıklama 2005 yılında yayımlanan Türkçe Sözlük'te 'Cem ayinlerinde, aydınlatmak için kullanılan mumun, tören bitiminde söndürülmesinin yanlış yorumlanmasıyla ortaya çıkmış inanış' olarak değiştirilmişti. Daha sonra Alman televizyon kanalı ARD'de (NDR) yayınlanan ve Alevilere hakaret içeren bir dizi ile birlikte 'mumsöndü' iftirası gündeme oturdu.
Almanya başta olmak üzere onbinlerce kişi protesto eylemleri yaptı, Alman konsoloslukları önüne siyah çelenkler bırakıldı, Diyanet İşleri Başkanlığından Başbakan'a kadar bir çok kişi ve çevre konu ile ilgili görüş açıkladı. Mumsöndü iftirasını protesto etti.
25 Aralık 2007'de Süleyman Yağız'da konuyla ilgili olarak Devlet Bakanı Mehmet Aydın'a bir mektup göndererek, 'bu sözcüğün Türk Dil Kurumu Sözlüğü'ndeki tanımında Alevi kardeşlerimize büyük bir haksızlık yapılmıştır. Eğer sözlükte bu sözcüğe mutlaka yer verilecekse sözcüğün tanımında yer alan '...bir tür tören' ifadesinin '...bir iftira' olması gerekir. Çünkü '...bir tür tören' ifadesi, ne yazık ki, zımni bir kabulü içermektedir. Oysa böyle bir tören kesinlikle yoktur. Bu, büyük bir iftiradan ve büyük bir yalandan ibarettir' dedi. İşte bu gelişmelerden sonra, oluşan kamuoyunun da belirleyici etkisi altında Türk Dil Kurumu örneği prk görülmeyen bir biçide çok hızlı bir şekilde, bazı ilgili çevreleri de davet ederek biraraya geldi ve Mumsöndü'nün anlamını şu şekilde değiştirdi:
"Mumsöndü; Cem ayinlerindeki çerağ dinlendirmenin maksatlı olarak yanlış yorumlanmasıyla ortaya çıkarılan birsafsata"dır. Gelişmenin bu kadar hızlı olması, istenirse bazı değişikliklerin bürokrasiye de takılmadan hemen yapılabileceğini gösterdi. Bu gelişme sevindiricidir ve öğreticidir.
Kamuoyunda oluşan öfke selini de arkasına alarak, Meclis'te kararlı bir tavır sergileyerek, konunun takipçisi olan ve belki de hızlı sonuç almada bir ilke imza atan DSP İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız'a ve bu süreci bürokrasiye takılmadan hızlandıran ve resmi bir haksızlığa, hakerete son veren Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın'a teşekkür etmek gerekir.
Necdet Saraç
<!--
var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';
var path = 'hr' + 'ef' + '=';
var addy45631 = 'necdetsarac' + '@';
addy45631 = addy45631 + 'birgun' + '.' + 'net';
var addy_text45631 = 'necdetsarac' + '@' + 'birgun' + '.' + 'net';
( '' );
45631 );
( '' );
//-->n
<!--
( '' );
//-->
<!--
( '' );
//-->
BİRGÜN - 26 Ocak 2008
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.