Necdet Saraç : Ayrımcılık her yerde yapılıyor!

Necdet Saraç : Ayrımcılık her yerde yapılıyor!

Necdet Saraç : Ayrımcılık her yerde yapılıyor!AKP hükümetinin henüz resmi olarak teyid etmediği 'Alevi Açılımı' konusundaki...

A+A-

Necdet Saraç : Ayrımcılık her yerde yapılıyor!Necdet Saraç : Ayrımcılık her yerde yapılıyor!

AKP hükümetinin henüz resmi olarak teyid etmediği 'Alevi Açılımı' konusundaki tartışmalar sürerken, Reha Çamuroğlu eliyle sürdürülen bu 'açılımın' ne kadar samimiyetsiz olduğu arka arkaya yaşanan gelişmelerle ortaya çıkıyor.

Alevi öğrencilere yönelik baskılar ayyuka çıkmış durumda. Amasya'daki Alevi öğrencilerin yaşadığı baskıyı 'arkadaş baskısı' diyen geçiştiren TBMM İnsan Hakları Komisyonu, İstanbul'da yaşanan ve doğrudan bir Alevi öğrenciye yönelik baskıyı geçiştiremedi. Amasya raporunu da yazan Zafer Üskül başkanlığındaki alt komisyon, İstanbul Büyükçekmece Esenler'de Ali Kul Çok Programı Lisesi'nde Ramazan ayında Alevi bir öğrencinin Edebiyat öğretmeni Z.Y.'den "en az bir kez" dayak yediğini belirledi. Dayak gerekçesi ise Alevilerin bildiği ama Aleviler dışındaki büyük bir toplumsal kesimin ısrarla görmemezlikten geldiği klasik bir gerekçe: Ramazan'da oruç tutmamak ve üstelik bir de 'herkesin gözü önünde' yemek yemek.

İstanbul Büyükçekmece Esenler'de Ali Kul Çok Programı Lisesi'nde Ramazan ayında Alevi bir öğrencinin Edebiyat öğretmeni Z.Y.'nin yemek yiyen bir kız öğrenciyi, "Alevi misin? Neden oruç tutmuyorsun?" diye azarladığını, "Sınıfta başka Alevi var mı" sorusuna "evet" yanıtı veren bir öğrenciye de "Senin benden çekeceğin var" dedikten sonra dövdüğü belki de ilk kez bir komisyon tarafından teyit edildi. Komisyon raporunda bu konuyla ilgili bir belirleme daha yaparak bu davranışın,"ayrımcılık" olduğu belirtilerek, "İçinizde Alevi var mı" sorusu, Alevi mezhebine bağlı herhangi bir öğrenci üzerinde, daha sonradan ayrımcı nitelik taşıyan eylemlerle des-teklenmese bile, alt komisyon tarafından ilgili Anayasa hükümlerine göre ayrımcılık olarak kabul edilmiştir" denildi. AKP'nin samimiyetsiz yaklaşımlarına rağmen bu gelişmeyi önemsemek lazım. İlk kez bu tür bir tespit yapılıyor. Çünkü bu ülkede ısrarla "bu tür ayrımlar yok" deniyor, bu tür ayrımlara vurgu yapan bizlere de 'siz bu işleri abartıyorsunuz' deniyordu. Bu gelişmenin üzerine gitmek ayrımcılığa karşı Türkiye'de olumlu bir gelişmenin yolunu açabilir, emsal teşkil edebilir. Benzer baskılar karşısında sessiz kalan aileler bu tür gelişmeler sonucunda seslerini yükseltebilir. Bu ve benzeri raporlar ayrımcılığa karşı mücadele mevcut resmi değiştirebilir. Mevcut resmin değişmesinin yolu ise 'münferit' olaylara tavırdan daha çok, eğitim sisteminin değişmesinden geçiyor. Hakkında soruşturma açılan öğretme Z.Y.'nin komisyona verdiği ifadedeki belirlemesi çok önemli: 'Alevilik ile ilgili oluşan gerilim müfredattan kaynaklanıyor'. Bu belirleme tereddütsüz doğru. Siz sabah akşam bu ülkenin yüzde 99'u Müslüman diye bağırıp, inançları, kültürleri farklı olan, camiye gitmeyen, Ramazan'da oruç tutmayan milyonlarca Alevi ailenin çocuğunu zorunlu olarak Sünniliğin öğretildiği din dersine sokarsanız, Amasya'da, İstanbul'da, Erzincan'da ayrımcılığı engelleyemezsiniz. Üstelik ortaya çıkan ayrımcılık örnekleri tavır alma cesaretini gösterebilen bir kaç aile ile sınırlı kalır. Zorunlu din dersi uygulamasına yönelik alınan tavırlarda olduğu gibi.

Komisyonun her şeye rağmen bu gelişmeyi Anayasa'ya aykırı bulması ve ayrımcılık olarak kabul etmesi son derece önemlidir. Bu rapor ülkemizde ayrımcılığa neden olan her konuda yeni yasal önlemlerin kapısını aralayabilir, kimlikler, kültürler ve inançlar arasında kolayca yapılan aşağılamaları en azından yasal olarak engelleyebilir. Bu olmadığı taktirde fiili ayrımcılık devam eder. Bu ayrımcılık farkında olmadan öyle boyutlara ulaşmıştır ki, bazen anlamak bile zorlaşır. Milliyet Gazetesi'nde Tarhan Erdem başkanlığında yapılan önemli araştırmada olduğu gibi: 'Gündelik yaşamda Din, Laiklik ve Türban' başlıklı araştırma siyasal İslam'ın toplumsal dokudaki hâkimiyetini gözler önüne sererken, Türkiye'de yaşayan herkese 'yüzde 99'u Müslüman' muamelesi yapıyor. Sorulara bakıldığında, birçok soruda hareket noktası herkesin Ramazan'da oruç tutacağı, camiye gideceği üzerine kurgulanmış. Kurgu böyle yapılırsa, son 25 yıldır 'zorunlu Sünni din dersi' eğitiminden geçmiş ve bugün ortaokula, liseye, üniversiteye giden milyonlarca Alevi genç bu kurgu dışında kendisini düşünebilir mi? Bu mümkün mü? Bunları konuşmadan ayrımcılık aşılabilir mi?
 
Necdet Saraç   

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy21177 = 'necdetsarac' + '@';

addy21177 = addy21177 + 'birgun' + '.' + 'net';

var addy_text21177 = 'necdetsarac' + '@' + 'birgun' + '.' + 'net';

( '' );

21177 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


BirGün - 08 Aralık 2007

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.