Necati DOĞRU : Tarikatların zaferi!

Laikliği korkunç, vahşi, insafsız, ölçüsüz, iğrenç din düşmanlığı diye gösterdiler. Dertleri din değildi. Allah’ın yolu da değildi. Dertleri güç sahibi olmak ve bir daha geri gitmemek üzere kesintisiz iktidarda kalmaktı.

1930’larda başladılar.

50 yıl durmadılar.

Mevziler kazandılar.

Milliyetçilerle de bir olup “derin devlet çetelerine, Ergenekon türü örgütlere de” destek verip ve onlardan da destek bulup kadrolaşmayı, partileşmeyi, şirketleşmeyi, holdingleşmeyi sürdürdüler. Zaman zaman geri adım atıp “takiye yaparak” dinlendiler.

Bugüne geldiler.

Başardılar.

Halk da laik ve Atatürkçü geçinenlerin hortumculuğundan nefret edip onlara sarıldı, birlikte yürüdü.Tarikatlar zafer kazandı. Türbanın yolu “ilk-orta-lise-üniversite” için açılmış oldu. Tarikatlardan ve onların dayattığı gericilikten beslenen iki siyasi parti, AKP ile MHP, “türban yasağını kaldırmak” için uzlaştı. MHP, Türk milliyetçiliğini “türban yalakası” yaptı. Anayasa’nın 10’uncu ve 42’nci maddesi ile YÖK Kanunu’nundaki ek 17’ci madde değişiyor. YÖK Yasası’na, “kız öğrencinin başı çene altından bağlanır” diye tarif koyup örtünmeye ölçü (kriter) getirecekler.

***

Bu ölçü tutar mı?

Kızın inancı var, İslama göre giyinmek istiyorsa ve diyelim ki Afganistan’da, Malezya’da, Sudan’da, İran’da, Suudi Arabistan’da olduğu gibi “çarşafla-burkayla” üniversiteye-liseye-orta ve ilkokula gidip derse girmek istiyorsa...

Yok, diyecekler.

Olmaz hanım kızım!

Çarşafla olmaz.

Burası Türkiye!

Çarşafla okula giremezsin!

Çene altından bağla gel!

Böylelikle “inançta çene altı özgürlüğü kriterini” getirmiş; dine yani Allah’ın kitabına 2008 yılında bu ölçüyü yerleştirerek “AB’nin Brüksel kriterlerine de uyumlanmış” olacaklar. Fakat bu da dine karşı girişilmiş bir “sahtekârlık” değilse nedir? Sayın AKP Başkanı Tayyip Erdoğan Bey ve Sayın MHP Başkanı Devlet Bahçeli Bey, kızlar inancından ötürü “Çarşaf giymek, yüzünü peçeyle örtmek ve bu haliyle okumak istiyorsa; bu kızların inancı doğrultusunda giyinmesine yasak koyarak sizin Kemalist laiklerden ne farkınız kalıyor?” sorusuna verilecek cevabınız nedir?

***

“Çene altı özgürlüğünün” tarikatların gericiliğini kesmeyeceğini bilmek için bilgin olmaya gerek yok.

Bugün üniversite!

Yarın lise!

Öbür gün ilk ve orta!

Çok fazla değil, 2008 yılının sonuna doğru gazetelerde şu tip haberleri bolca okuyacağız: İlkokula başı çene altından bağlanmış türbanla giden 10 yaşındaki kız öğrenci; “kızım örtünerek derse giremezsin” diyen öğretmenine, “Bizim mahallede komşumuzun büyük kızı Sümeyye Ablam, başını böyle bağlayarak üniversiteye gidiyor, ben onu örnek alıyorum” diye cevap veren öğrencisine sesini çıkaramadı.

Bu bir zaferdir.

Tarikatların zaferi.

Türkiye yeni bir döneme girdi. Bu iş “kara çarşaf ve peçeye kadar” gider ve Türkiye’de burkasız, çarşafsız bir tek kadın kalmayana kadar sürer. Çok derin bir ekonomik kriz ülkemizdeki tarikatlar oligarşisine “Türkiye’yi Afganistan, Malezya, Sudan, İran tipi bir modele geçirmek” için fırsat yaratır.

Bu ülkelerin özelliği şu:

Din oligarşisi kurmak.

Dini afyon yapmak.

Ve yoksulluğu yönetmek.

Necati DOĞRU
VATAN - 30 Ocak 2008