Narlıderede bir kültür: Tahtacılar
Narlıdere’de bir kültür: Tahtacılar Narlıdere deyince ilk akla gelen, buranın yerlileri Tahtacılardır. Kent yaşamına uymaları ve bulundukları...
Narlıdere’de bir kültür: Tahtacılar
Narlıdere deyince ilk akla gelen, buranın yerlileri Tahtacılardır. Kent yaşamına uymaları ve bulundukları bölgenin İzmir’in yapılaşma alanı olmasından dolayı yok olmakla yüz yüze olan bir kültür olarak Tahtacılar...
Narlıdere deyince ilk akla gelen, buranın yerlileri Tahtacılardır. Kent yaşamına uymaları ve bulundukları bölgenin İzmir’in yapılaşma alanı olmasından dolayı yok olmakla yüz yüze olan bir kültür olarak Tahtacılar…
Tahtacılar ve Bayatlar olarak iki yerleşkede yer almışlardır: Yukarı Köy çevresinde Tahtacılar, Üç Kahveler çevresinde Bayatlar yer alır. Her iki bölge de iki yıl gibi bir sürede yok oldu. Yukarı Köy’ün Kahveler ve Cemevi yöresinin SİT alanı olmasına rağmen az bir bölüm de olsa kültürlerini halen yaşatmaktalar.
Tahtacılar, 1800’lü yıllardan itibaren bu bölgeye yerleşmişler. Tarıma dayalı bir yaşamları olmuş; geçimlerini 1990’lara kadar tarımla sağlamışlar. Tahtacıların çoğu halen işçilik ve tarımla geçinmektedirler.
Tahtacılık kültürü ile ilgili olarak çeşitli kişilerle görüştük:
Meri Tamay (Tahtacılar Derneği Genel Başkan Yardımcısı): Küreselleşme adı altında Batı’nın kültürünü bize dayatıyorlar. Bizler bir araya gelerek Anadolu Tahtacı kültürünü yaşatmak için dernekleştik. Adana’ya kadar olan ileri gelenlerine çağrı yaptık. Çeşitli yörelerden gelen çok sayıda kişiyle AKM’de toplantı yaptık. Burada kültürümüzü geliştirmek için merkezi Narlıdere’de olan bir dernek kurduk. Şu anda çalışmalarımızı yürütüyoruz.
Tahtacılar ileri görüşlü, demokrat insanlardır. AKP’nin oynadığı oyuna gelmezler. Bizler Anadolu halkları olarak Narlıdere’de bir arada yaşamaktayız. Türban adı altında Amerika’nın dayatmalarını yutturmaya çalışıyorlar. Bunlara bizim karnımız tok. Bizler yıllarca bir arada yaşadık. Bundan sonra da birlikte, kardeşçe, barış içerisinde ulusal değerlerimizi savunarak yaşayacağız.
Mehibe Erdem: Kentsel dönüşümle her birimiz bir yerlere savrulduk. Bizler birbirimizi yeteri kadar tanıyamıyoruz. Eski birlikteliklerimiz yok. Yaşlılarımız kültürümüzü daha iyi biliyordu. Bunlar parmakla sayılacak kadar azaldılar. Çoğumuz kentsel dönüşümle çeşitli yörelere savrulduk. Eski dernekte yönetici olarak yer aldım. Gençleri bir araya getirmeye çalıştık. Gençlerle güzel işler yaptık. Orta yaşlıların yeteri kadar destek vermemeleri sonucu, derneğimizi kapatmak zorunda kaldık. Biz Alevilere oynanan oyunların emekçilere, çalışanlara olduğunun bilincindeyiz. Birlikte, oynanan oyunları boşa çıkarırız.
AKP’nin türbanla oynadığı oyunlar, aslında ülkemizi talan edenlerin yolundaki engelleri aşmak için yapıldı. Düşünüyorum da acaba türbanı öne çıkararak kaç yasayı çıkardılar; biz dar gelirlilere ne gibi oyunlar hazırlıyorlar? Oynanan oyunları bizler bozmalıyız.
Ahmet Çetin (Yenikale Mahallesi Muhtarı): Biz Bayatlar, Üç Kahveler çevresinde oturmaktayız. Kentsel dönüşümle buralar tamamen binalara teslim oldu. Hemen hemen çoğunluğumuz dağıldı. Biz eskiler, zaman zaman bir araya geliyoruz.
Sattığımız yerlerden çok azımız yatırıma yöneldi. Tarımla uğraşanlar Urla tarafında yerler aldılar. Ticareti yeteri kadar yapamadığımızdan çoğumuz aldığımız paraları har vurup harman savurduk. Bu insanların çoğu, sattığı yere kapıcı oldu.
Perihan Yangın (Narlı Mahallesi Azası): Tahtacı kültürünü size anlatacak kadar yeterli bilgim yok. Biz eskiler zaman zaman bir araya geliyoruz. Gençlerimiz birbirlerini tanımıyorlar. Bunları bir araya getirecek çalışmalar yapmalıyız.
Memiş Gümüş
İzmir / EVRENSEL - 14 Şubat 2008
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.