Naki BAKIR : Kitap Okumak, İnsan Okumak

Naki BAKIR : Kitap Okumak, İnsan Okumak

Naki BAKIR : Kitap Okumak, İnsan Okumak    "İlim ilim bilmektir,İlim kendini bilmektir,Sen kendini bilmez isen,Ya bu nice okumaktır"               ...

A+A-

Naki BAKIR : Kitap Okumak, İnsan OkumakNaki BAKIR : Kitap Okumak, İnsan Okumak  
 
"İlim ilim bilmektir,
İlim kendini bilmektir,
Sen kendini bilmez isen,
Ya bu nice okumaktır"
                (Yunus Emre)

Eleştirirken ismini zikretmediğimiz için bize sitemde bulunan değerli Yazar, karartılmış resmiyle cismini gizleyerek "Gölge Adam"ı anımsattığı köşesinde, sağ olsun bol bol adımızı anma lütfunda bulunarak bizi topa tuttuğu yazısıyla, aslında "Aleviler'in Erdoğan Çınar'a Şükran Borcu" başlıklı yazımızdaki tespitlerimizin haklılığını teyit etmiş.

Sayın Ali Polat (eğer gerçek adı buysa) özellikle, okur-yazar olma ve anlama konusundaki tespitime alınmış. Oysa ki ben sadece işin teknik yönüyle ilgili bir tespitte bulundum. Her birey ve ne kadar aykırı gelirse gelsin her görüş ve inanç saygıya layıktır. Gönül yıkmayı hiç arzu etmeyiz ama, doğruları söylemek bu sonuca yol açacaksa bundan da çekinmeyiz. Söylemeye de devam ederiz… Forum, haber portalı vb. nitelikteki çok sayıda Alevi sitesinde "Polata", "Polat", "Eren Polat", "Ali Polat" gibi takma adlarla, Türk-İslam sentezciliği, Alevi-İslam savunuculuğu yaparak Alevilerin asimilasyonuna hizmet eden bu değerli şahıs, hiç sevmediğim halde bendenizi hem de aynı sitede bir polemiğin içine çekmiş bulunuyor. Yapacak bir şey yok.

Şunu bir kez daha yineleyelim her okur-yazar, okuduğunu anlayamayabiliyor. Erdoğan Çınar'ın kitaplarına atıfta bulunup, "Alevilik Hıristiyanlığın içinde mi dışında mı" sorusunu
yöneltmek de bunun kanıtı.

Sayın Yazar, Erdoğan Çınar'ın kitapları ve benim de naçizane yazılarımda yer alan Paflikyanlar'a ilişkin tespiti okumuş, ancak ne yazık ki eksik anlamış. "Alevilerin tarihi
Paflikyanlarla başlar" gibi bir tez öne süren yok ki. 70 bin yıllık bir tarihten söz ediyoruz burada. Paflikyanlar bunun içinde küçük bir noktadır. Bugün adına Aleviler denilen toplum son bin yıldır İslam'ın, ondan önceki bin yılda ise Hıristiyanlığın içinde kendini gizleyerek, dıştan kendisini o dinlerden göstererek var olabildi. Paflikyanlar konusu önceki bin yıllık döneme ait bir konudur. O zaman sayın yazar "okuduklarını anlamamış" yerine, "dikkatli
okumamış
" diyelim de alınmasın.

Ayrıca, Yazar Erdoğan Çınar'la, kitaplarını okumak ve katkılarını takdir etmek dışında herhangi bir tanışıklığım, iletişimim, iş ilişkim, ortaklığım vb. yoktur. Kendisiyle aynı
düşünmediğim birçok konu da vardır.

Bu arada bize dil bilgisi öğretmeye kalkışan, ancak "dahi" anlamındaki "de" ve "da" eklerinin kesme işaretiyle ayrılmayacağı, ancak ayrı yazılacağını dahi bilmeyen değerli yazarımız, sağ olsun, "takıyye" sözcüğünün "doğru" yazılış biçimi konusunda da bilgi veriyor. Oysa ki yirmi yıllık bir yazı emekçisi olan bendenizin el altında, en azından bir TDK Yazım Klavuzu olduğunu bile düşünemiyor.

Evet biz diyoruz ki: "Alevilik İslam dışıdır"… Buna katılmayabilirsiniz. Bizim Mu'dan başlattığımız 70 bin yıllık tarihe, bunca sunduğumuz belgeye, kanıta rağmen "masal" da
diyebilirsiniz. Ama önce denileni doğru anlayın. Mutlaka anlayın, ama katılıp katılmamak sizin inisiyatifinizde. 

Alevilik için "İslam içidir" ya da "dışıdır" diyebilmek elbette ezbere olmaz. Bunun için hem İslam'ı, hem de Aleviliği iyi bilmek gerekir. Bunların sadece mevcut yaşanan biçimini değil,
teolojisini, tarihini, kökenini, bunlara kaynaklık eden unsurları, üzerlerindeki tarihi, sosyal, kültürel, demografik, ekonomik, siyasal, felsefi etkileri de araştırmak gerekir.

-"Halep ordaysa arşın burada"

İslam'ı öğrenmek için her türlü malzeme var.

Hangi inançtan olursa olsun, Kuran, hadis, tefsir, sünnet, İslam tarihi, halifelerin hutbeleri, icraatları vb. konuları bilen hiç kimse, eğer başka niyeti yoksa, özel bir misyon
üstlenmemişse, bugün Alevilik adı altında yaşatılan Ezoterik yolun, İslam olduğunu iddia etmez.

Alevilik ve Sünniliği birer İslam mezhebi sanan birisi, Alevilik-İslam karşılaştırması yapamaz. Bu kişi Alevilik için İslam'ın içinde de dese, dışında da dese hiçbir kıymeti yoktur.

Bu kişinin, "İslam terminolojisini dahi bilmiyor" şeklindeki nitelemeden de alınmaya hakkı yoktur. Ben bir şeyi bilmiyorsam, bunu söyleyenlere kırılmam, o şeyi öğrenmeye
çabalarım. 

-İslam'ın değil, Batıni doktrinlerin tarihine bakalım

Aleviliği anlamak ise günümüzde daha zor.

Çünkü, yazılı kültürü yok, sözlü kültürü ise şifrelerle dolu, bunu da herkes anlayamaz.

Çünkü, genel bir kabulle, bu yolun tarihinin Arap yarım adasından başlatılmaya çalışılması, İslam'ın içindeki taht kavgalarına bağlanması, işi daha baştan zora sokuyor ve yanlış bir mecraya götürüyor.

Evet, Alevilik bütün dinlerden ayrı, hatta onların serçeşmesidir, kadim bir inanç sistemi, kozmik bir bilgelik çerçevesidir. Yaklaşık 100-150 yıldır adına Alevilik dense de bu yol gerçekte Batıni bir öğretidir. Bu yolun teolojisi, kökeni ve tarihini Batıni doktrinlerin içinde aramak gerekir.

Alevilik tarihi aslında Batıni doktrinlerin tarihidir.

Bugün Aleviler denilen halkın, Ali ve İslam'la ilişkisi ise daha çok 15. yüzyılda Erdebil tekkesi marifetiyle aşılanan ve 16. yüzyılda Şah İsmail'in propaganda kampanyasıyla çelikleşen bir
siyasi yandaşlıktan ibarettir. Evet son bin yıldır İslam toplumu içinde yaşayan bu toplum, daha çok da son 500 yılda siyasi olarak, kendisi gibi muhalefette olan, mazlum Ehli Beyt hanedanından yana olmuş, onların siyasal yandaşlığını benimsemiştir. Bugün Alevi halkın büyük çoğunluğu sol-sosyalist görüşleri benimser. Nasıl ki "Alevilik solculuktur" diyemiyoruz, "Alevilik İslamdır" da diyemeyiz. Bilimsel olarak yanlış olur bu.

Aleviliğin "Şia'nın bir kolu, heterodoks yorumu" olduğunu iddia etmek ise konuyu bilmeyenlere özgü bir hatadır. Ali bin Ebu Talib'in hutbe ve konuşmalarının yer aldığı
Nehcul Belaga, Muhammed Bakır tarafından yazdırılan Ummul Kitab tamamen İslam şeriatı üzerinedir ve İslam'ın temel kaynağı olan Kuran'la uyumludur. 12 imamın uyguladığı ve Şii din adamlarınca kuşaktan kuşağa değişmeksizin aktarılan inanç ve ibadet şekilleri de Şia ile Alevilik denilen yolun bırakın aynı olmayı, taban tabana zıt olduğunu açıkça ortaya koyar.

Sayın Yazar, Aleviliğin, Batıni bir inanç olduğunu kabul etmekle birlikte, anladığım kadarıyla, Batıniliği "dinlerin içrek yapısını esas alan ekol" şeklindeki "galat-ı meşhur"u benimsiyor. Oysa Batınilik (Ezoterizm), Rene Guenon'un da büyük vukufla tespit ettiği gibi, dinlerden ayrıdır, siyasal ve sosyal sebeplerle değişik coğrafyalarda, farklı dinlerin içinde değişik adlar altında (İskenderiye okulu, Kabala, Tasavvuf v.b.) kendini gizleyerek günümüze gelmiştir.

Batınilikle "mistsizim" de çok farklı kavramlardır. Bu iki kavram da birbiriyle karıştırılıyor. Ancak bu başka bir yazı konusu. 

Sayın Polat, Anadolu'da 3.-8. yüzyıllar arasında yaşamış Paflikyanlar ile günümüzün Alevi-Bektaşileri arasındaki bağlantıya ilişkin kanıt istiyor. Anadolu'da Türk/Türkmen, Kürt,
Zaza, Arap dilli Alevileri olduğunu hatırlatıyor. İnanç tarihi ile halkların tarihinin ayrı konular olduğu, bunların kesişme noktalarının bulunduğunu herhalde biliyordur. Hangi dili konuşursa konuşsun hiçbir toplumun tek bir etnisiteden oluşmadığı, tek bir soydan gelmediği ve hiçbir bireyin yedi göbek öncesindeki dedesinin hangi milletten olduğunu bilmediği gerçeği bir yana, Sn. Polat'ın benimsediği Alevi tarihi, bu halkın kökenini Arap yarım adasında
arıyor. Özellikle bir kısmı Türk, bir kısmı Kürt, bir kısmı da Zaza dilli olan dedelerin soyu nedense Arap Ali'ye bağlanıyor.

Oysaki ben önceki yazılarımda Anadolu'daki Alevilerin etnik yapısının Türk, Kürt, Daylemi, Paflikyan gibi halkların bir karışımını yansıttığı görüşünü de dile getirmiştim. Bu arada
Anadolu'da Türk ana dilli toplumda Türki genlerin oranının yüzde 6 olduğuna ilişkin bilimsel çalışmalar yayınlandı. Sizce Anadolu Türkleri neden fizyonomi olarak Orta Asya'dakilere değil de Latin halklarına, Greklere, Farslara daha çok benziyor?

Kendi yazılarımda sunduklarımı ben de yeterli bulmuyorum, ama bu konuda hem Erdoğan Çınar'ın kitaplarında, hem Seyfi Cengiz'in, Martin Von Brunessein'in ve daha birçok bilim
adamı, araştırmacı ve yazarın çalışmalarında binlerce belge, bilgi, doküman var. "Okur-yazar" olan biri bu tezleri inceleyebilir, öğrenebilir, anlayabilir. Eğer karşı çıkacaksa bunu daha sağlam temellere dayalı biçimde yapabilir.

-Aka kara denir mi?

Sayın Polat'a sormazlar mı?

Bu kadar açık kanıta rağmen, hala belge istiyorsunuz da siz Alevilik adı altında yaşanan inanç yolunun teoloji ve tarihinin İslam orijinli olduğuna ilişkin bir kanıt sunabiliyormusunuz?

Nerede bulabiliriz bu inancın kaynağını? Kuran'da mı?

Hangi ayette var 12 hizmet, cem, cemevi, dede, pir, müzik, semah, dem, turna vb…

Hangisinde var kadın-erkek birlikte cem…

Hangi tefsirde var "Hak ademde", "insanı kamil", "vahdet-i vücut", "devriye", "tecelli", "tecessüd", "Hulul"?

Hangi hadiste geçiyor ikrar verme, yola girme, müsahip olma…

Hangi ilmihalde var "eline, beline, diline sahip ol", "elinle koymadığını alma", "bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlık", "Ne ararsan kendinde ara"…

Peki İslam'da olmayan 12 hizmetin 4 bin yıllık Sümer dininde aynen var olması size ne ifade ediyor?

Alevilik inancında var olan insanların Tanrı'dan geldiği ve tekamül süreci (devriye) sonunda olgun insan (insan-ı kamil) olunca yeniden o ana kaynağa döneceği ve onunla bir
olacağı 15 bin yıllık Naacal tabletlerinde aynen yer alırken, İslam'da niye cennet-cehennem öyküsü esas alınıyor?

-Irmaklar denize akar, denizler ırmağa değil

Neden bu kadar heveslisiniz bu kadim yolu, çöl bedevilerinin erkek egemen zihniyetli, fethe, ganimete, çıkara, entrikaya, şehvete dayalı sosyal siyasal sistemlerinin ideolojisi içinde
eritmeye? Bu gömlek bu bedene dar gelir. Denizi ırmağa akıtamazsın.

Bu arada Alevilerin cemde ve diğer zamanlarda içki içmediği iddiası, koca bir yalandır. Dem almak bir erdem testidir. Dem aldığımızda dışarıya kepazelikler değil de güzellikler
fışkırıyorsa, işte o zaman testi geçtik demektir. Erdem sahibi olmayanlar dem alamaz. Yasaklayanlar da onlar.

Peki siz madem Müslümansınız da niye Kuran'da onlarca ayette geçen ve savaş sırasında bile bırakılmaması Ali tarafından öğütlenen namazı (salat) kılmıyorsunuz? Müslümansanız, kitabınız olan Kuran'da Bakara Suresi 185. ayette emredilen 30 günlük Ramazan orucunu niye tutmuyorsunuz? Mirasta kadına yarım pay mı veriyorsunuz? Peygamberiniz
gibi, dinin verdiği ruhsatla çok evlilik yapıyor musunuz? Nur Suresi 34. ayet gereği kadınlarınızı örtüye mi sokuyorsunuz? Bunları yapıyorsanız, durum değişir, o zaman siz Müslümansınız demektir. Ancak bu da sizi bağlar, Alevileri değil.

-Asıl kanıtı Alevi-İslamcılardan bekliyoruz

Sayın Polat'ın eleştirilerini saygıyla karşılıyorum. Ama ben de kendimi bu konuda hiçbir şey bilmeyen biri varsayarak, kendisinden, İsmail Kaygusuz, İsmail Onarlı gibi araştırmacıların
yapamadığı, Alevilik yolunun İslam'dan neşet ettiği şeklindeki teorinin ispatını istiyorum. Sn. Polat'tan bundan sonraki yazılarında polemiği bırakıp, bu teoriyi destekleyecek, bilgi, belge ve kanıtlar bekliyorum.
    
Hodri meydan!...  

Naki Bakır

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy25508 = 'naki.bakir' + '@';

addy25508 = addy25508 + 'ttnet' + '.' + 'net' + '.' + 'tr';

var addy_text25508 = 'naki.bakir' + '@' + 'ttnet' + '.' + 'net' + '.' + 'tr';

( '' );

25508 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->

6 Kasım 2007
KAYNAK : www.alevionline.com

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.