Murtaza DEMİR : Artık yeter!
Murtaza DEMİR : Artık yeter!Ey akıl, ey vicdan dinle! Dinle ve bir çözüm yolu söyle…Tayip Bey Başbakan… Dini siyasete alet...
Murtaza DEMİR : Artık yeter!
Ey akıl, ey vicdan dinle! Dinle ve bir çözüm yolu söyle…
Tayip Bey Başbakan…
Dini siyasete alet eden siyasi çevrelerin önderi: “dini düzen isteyenlerin odağı olan partinin” Anayasa tarafından tescilli lideri…
Alevi olduğumuz, oy vermediğimiz, “dini devlet düzenine” karşı olduğumuz için bizi “cezalandırıyor!” Bizleri, yolumuzu, inancımızı yok sayıyor: inkâr ediyor. “Beni dini düzen isteyenler iktidara getirdi: onların ihtiyaçlarını gözetirim; onları önemserim” demek istiyor.
Siyaseti buna göre kurguluyor: bizi ayırıyor, bölüyor, öteliyor...
“Değişin!” diyorlar bize: “bırakın Aleviliği, cemevini, dedeyi… Sünnileşin; camiye gelin…”
Söyle akıl; bunu nasıl yaparız?
Nasıl ihanet ederiz ecdadımıza, geçmişimize: Hallac’a, Mansur’a, Hace Bektaş’a, Pir Sultan’a, Yunus’a, Kaygusuz’a: … “Yolumdan dönüp de münkir mi olayım/dönen dönsün ben dönmezem” diyen Pir Sultan’a…
Hayır! Dönemeyiz! Dönmeyeceğiz!
Ey akıl, halimiz-ahvalimiz bu: söyle ne yapacağız, kime gideceğiz; derdimizi kime anlatacağız? Sorunlarımızın çözümünü kimden isteyeceğiz?
Doğrudur; biz Alevi’yiz… Farklıyız: farklıyım…
Batıni’yim, Aleviyim, Bektaşi’yim, Kızılbaş’ım… İbadet için camiye gitmem… Her Alevi yurttaş gibi ibadetimi cemevinde yapar, dedeye niyaz ederim.
Böyleyiz: böyleyim…
Kadın-erkek eşitliğine inanırım: kul hakkı yemem. Çok eşliliği ahlaksızlık sayarım. “İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır” diyen Horasan pirlerinin yolundan giderim.
Kızlarımın eğitimini ve hukukunu, erkek evladıma göre daha fazla gözetir, önemserim. Onların “fikri hür, vicdanı hür” bireyler olarak yetişmelerini ister, çaba harcarım.
Ülkemin bağımsızlığı, muasır medeniyet hedefi ve Atatürk İlkeleri için gerekirse her bedeli öderim.
AMA ARTIK YETER!!!
Kendi ülkemde, yurdumda, toprağımda, bana II. sınıf insan olarak davranılmasından, ötelenmekten, hakkımın yenilmesinden, inancımın aşağılanmasından, çocuklarıma eziyet edilmesinden gına geldi…
Dayanamıyorum…
Artık Yeter!
Ey TBMM, yargı, Anayasa, Danıştay, siyaset kurumu...
Sesimi duy: bir çare bul!
Üret!
…
Eşit yurttaş olmak, kederde olduğu gibi kıvançta da bir olmak, ülkemin her bir olanağından “kayıtsız ve koşulsuz” olarak yararlanmak istiyorum.
Bu benim hakkım!..
Ama dedim ya; ben Aleviyim: farklıyım; farklı kalmak istiyorum: bu ülkenin sahibi, rengi, deyişi, türküsü, halayıyım. Pir Sultan’ım; Dadaloğlu’yum, Köroğlu, Yunus, Kul Himmet, Baba İlyas, Hace Bektaş’ım, Kadıncık Ana’yım, Hubyar’ım, Veysel’im…
Anadolu’yum…
İnsanım…
Çoğaltanım,
Zenginleştirenim…
Ey Akıl!
Köyüme, mahalleme cami istemiyorum. Hele hele devletin, belediyelerin, vakıflar müdürlüğünün, il özel idarelerinin olanaklarıyla yapılan camiyi, devletten ücretli imamı hiç istemiyorum.
Ey devlet; bize cami de, cemevi de yapma!
Evet yapma!
Dedemizin ücretine, hakullahına, maaşına karışma… Onu biz karşılarız: cemevimizi de yaparız, cebimizden de öderiz…
Sen bize eşit davran:
İnancımıza, mabedimize, yolumuza saygılı ol yeter!
Yeter! Saygılı ol…
Cami değil, okul yap!
Yol, kütüphane, sağlık ocağı, çocuk parkı yap: işyeri aç…
Çocuklarımızı, kızlarımızı, oğullarımızı okut.
Ormanlarımıza sahip çık: yakma; yaktırma! Peşkeş çekme!
Bilime inanan, emperyalizme karşı duran, ülkesini ve milletini seven donanımlı öğretmenler yetiştir. Okullarımıza “imam öğretmen” değil, nitelikli, bilgili, gerçek, temiz-pak öğretmenler gönder.
…
Devlet adamlığıyla, misyonerliği karıştıran cahillere bizi mahkûm etme! Yetki verme: atama yapma… “Köyünüze cami yapılmasına razı olursanız, yolunuzu da yaparız” diyen niteliksiz, kaba, hoyrat, çirkin siyaset adamlarının beyinlerini doldurup, “devlet adamı, kaymakam, müftü, müdür vb.” sıfatlar verip ilçemize, mahallemize, köyümüze gönderme!
El âlemi bize güldürme…
Toplumun arasına devlet eliyle nifak sokma…
Yurttaşları birbirine düşürme!
Sana ne camiden, cemaatten, cemevinden! İnsanların günahından, sevabından, neye ve nasıl inandıklarından…
Ey Akıl, sana ne?
Ey akıl, yargı, savcı; ey TBMM, ey ahlak, vicdan nerdesin?
…
Ey akıl; çocuklarımıza “zorunlu din dersi” adı altında verilen, (AİHM’ sinin iptal etmesine karşın uygulamaya devam edilen) “zorunlu devlet mezhebi dersini” eziyetini, işkencesini gör: çare bul.
Yargı kararı para etmedi: ne yapabiliriz?
Yol göster…
Ey akıl, kamusal alana personel alımı ve tayinlerdeki mezhep kayırmacılığına; “nerelisin, Alevi misin, namaz kılar mısın, oruç tutar mısın” sorularıyla muhatap olmamıza artık son ver!
Basın, demokratik kitle örgütleri, üniversiteler, sendikalar, aydınlar, yazarlar, çizerler, gerçek demokratlar: bu ülkenin ortak aklını oluşturanlar, kulak verin:
Siyaset kurumu sorunumuza çözüm üretmedi; üretmiyor. İlkel din bezirgânları, feodaller istiyor ki, Alevi-Sünni çelişkisi derinleşsin, kangren olsun... Aleviler bir yana, Sünniler diğer yana dursun, ayrışsın, kategorize olsun: boğazlaşsın... Siyaset, mezheplere göre şekillensin… …
Cehalet hep egemen;
Bunlar hep yöneten olsun…
İşte böyle akıl!
Bir önerin yok değil mi?
Çözemedin…
Anladın mı şimdi İslam ülkelerinin-halklarının cehalet nedenlerini; neden durmadan birbirlerini boğazladıklarını; emperyalistler tarafından durmadan neden sömürüldüklerini?
Yönetenlerin neden hep zengin, halklarının neden hep fukara olduğunu anladın mı?
Ve…
Dinci feodal siyasilerin demokrasiye, laikliğe, insan hak ve hukukuna, kadın erkek eşitliğine ve Atatürk’e neden bunca karşı olduklarını…
Anladın mı?
Murtaza DEMİR
Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı Bşk.
<!--
var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';
var path = 'hr' + 'ef' + '=';
var addy11673 = 'murtazademir1950' + '@';
addy11673 = addy11673 + 'yahoo' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';
var addy_text11673 = 'murtazademir1950' + '@' + 'yahoo' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';
( '' );
11673 );
( '' );
//-->n
<!--
( '' );
//-->
<!--
( '' );
//-->
ALEVİ HABER AJANSI - 01.08.2008
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.