Murtaza DEMİR : AKP, Reha, Aleviler
Murtaza DEMİR : AKP, Reha, Aleviler...Alevi Tarihinin en büyük siyasal pazarlama hareketi için start verildi: Hem de kutsal Muharrem ayında.Piyonlar- dönekler...
Murtaza DEMİR : AKP, Reha, Aleviler...
Alevi Tarihinin en büyük siyasal pazarlama hareketi için start verildi: Hem de kutsal Muharrem ayında.
Piyonlar- dönekler mi arasın; Abdal Musa’nın kutsal bedenini ve bilincini çiğneyerek kişisel ikbal peşinde koşanlar mı ararsın, Sivas Şehitlerinin siyasal zanlılarıyla aynı masada Kerbela’yı ananlar mı ararsın?
Her şey eğitim ve sağlam bir bilinçle ilgili. Eğer bundan yoksun isek, işimiz zor demektir.
Pir Sultan Abdal bunu 500 yıl önce görmüş ve gayet akıllıca bir tespit yaparak Hızır’ı uyarmış: “oğul Hızır; derim ki, bozuk düzende sağlam çark olunmaz. Ama bu yazgı alnımıza yazılmış bir kere: hırslısın, çok isteklisin ve payitahta gitmek istersin: bilirim, istemesem de gideceksin. O halde var git. Var git ve ait olduğun düzende bir an önce kendine münasip bir yer kap; sonra da gel yazgımızı yerine getir: beni as!”
İşte böyle: Reha’yı biz göndermedik gerçi. Ama O, Hızır’dan hırslı çıktı: “ruhsat” da istemedi; gitti AKP zihniyetine kendisi teslim oldu. Şimdi devşirme peşinde: Aleviler arasında kendi benliğine benzer kişilikler arıyor. Yeterince devşirme bulursa işte o zaman Aleviliğin köküne kibrit suyunu bağlayarak “görevini” yapmış olacak. Reha’nın bu “iyiliği” tarafımızdan elbette unutulmayacak! Hızır’ı, Yavuz’u, Ebusuud’u, Evren vb. unuttuk mu ki, Reha’yı unutalım!
Rehaları anladık, tarihte çok da örneklerini gördük... Peki ama Abdal Musacılara ne oluyor? Bunca ihanet neden? Bu operasyon gerçekleşince birileri bişey olacak, Ertuğrul genel müdür olacak... Bu kirliliğe siz neden alet oluyorsunuz? Bu ihanetin halen farkında değil misiniz?
GELİN, YOL YAKINKEN VAZGEÇİN!
Bizim baktığımız yerden, bunca insani, barışçıl ve özel olan Aleviliğin, böylesi güçlü ve ayrıca akıl almaz ölçülerde feodal-çağdışı olan siyaset anlayışına karşı, bu yolun uluları gibi direnmekten ve Sivas kadısının Pir Sultan’a sunmak istediği sofra karşısındaki davranışın aynını sergilemekten gayrı yapacak bir şey yoktur.
Sizi de Hz. Hüseyn’e havale ediyorum...
***
ABD, Ortadoğu petrolünü istiyor. Bu bölgenin yeraltı kaynaklarının sömürülmesi ve jeostratejik konumlanma siyasetinin adına da Büyük Ortadoğu Projesi “BOP” diyor. Bununla birlikte, İsrail ile Ermenistan’ın geleceğini güvenceye almak için, Irak topraklarını yutmaya hazırlanıyor. Hiçbir “çıbanbaşı” ve muhalif odak istemiyor. Emrindeki sömürge ülkelerin yönetimine atadığı “memurlarına” diyor ki, “öyle ya da bir yöntem bulun; BOP ve ABD’ye muhalif potansiyel bırakmayın!” Bunu yaparken hiçbir insani değer, yasa ve kuralı da tanımıyor. Kendi yasalarını bile... Bölge insanlarının zayıf yanlarını arıyor, feodal çelişkileri kaşıyor, deşiyor ve bunlardan alçakça yararlanıyor.
İslam ülkelerini yönetenler öyle bir riyakârlık içinde ki, herkes, hem savaşa karşı, hem de savaştan yana! Iraklı, Afganlı çocukların ölümü ve anaların ağıtı, Müslüman’ın da Hıristiyan’ın da umurunda bile değil. Varsa yoksa “benim kişisel çıkarım ne olacak” hesapları... Irak’tan, Afrika’dan, Orta Asya’dan yükselen S.O.S. çığlıklarına yürekler de, imanlar da kapatılmış...
Başkalarının emeği ve kanı üzerine projelendirilmiş sömürü düzeni Batılı Emperyalistlerin genlerine işlemiş. ABD, daha kuruluş aşamasında Kızılderili’nin kanı ve gözyaşı üzerine bina edilen bir devlet; Şimdi bir numaralı dünya taciri: Silah satıyor, ölüm alıyor. Kızılderili şef Seatle’nın dediği gibi; “Beyaz adam için, kendinden ve çıkarından başka hiçbir şeyin değeri yoktur.” Varsa yoksa silah tüccarlarının çıkarı…
Bu emperyalist işbirlikçiliğine dayalı, dinci-feodal sistemin tasfiye edilememesi halinde ülkemizin varacağı yer, Irak’tan Afganistan’dan, Pakistan’dan farksız olacaktır. Bu perspektif üzerinden baktığımızda dahi Alevilerin kirli sistem tarafından teslim alınmasının ne denli vahim sonuçlara neden olacağı görülebilir.
ABDAL MUSACILAR GELİN ALEVİLİĞE VE TÜRKİYEMİZE KIYMAYIN; TESLİM OLMAYIN!
Eğer Alevi-Sünni, Kürt-Türk şeklinde bölünür ve siyasal İslam’ın pençesine düşer, birbirimizin boğazına sarılırsak, bilerek ya da bilmeden emperyalizmin verdiği rolü yerine getirmiş oluruz ki, işte o zaman ne insanlıktan, ne solculuktan, ne de Alevi olmaktan söz etmemizin hiçbir anlamı olmaz.
Kişisel olarak solcu, sosyal demokrat ve Atatürk’ün çağdaş medeniyet tasarımından yana olan kitlelere, kişi, parti ve oluşumlara, bu tehdidin bertaraf edilmesi bağlamında birlikte mücadele etmeyi öneriyorum. Bu, gerçekten bir memleket meselesidir ve sadece Alevilere havale edilemeyecek kadar da önemlidir. Bu sorun karşısında AKP’yle Aleviler karşı karşıya bırakılırsa, sürpriz sonuçlar çıkacak ve AKP’nin Aleviler içinde taban bulması kaçınılmaz olacaktır.
***
Ecdadımız gibi, Pir Sultan Abdal, Şah Kalender, Şah Kulu, Şah Hüseyin gibi olamazsak, AKP bizi devşirir, böler. Devletin hazinesi onların emrinde: Aleviler de, Sünniler ve diğer yurttaşlarımız gibi fukara. İaşelerini karşılar, istediklerini alırlar. Kendi güdümlerinde, kendi karanlık zihniyetlerine ve Küfelilere benzeyen birkaç “Alevi” kurumu oluştururlar.
Feodaliteyi siyaset aracı olarak kullanan bütün yönetimlerin genel karakteridir bu. Hem eğitimsiz bırakır, hem de yeterli düzeyde bilince ve eğitim düzeyine ulaşamamış olmamızı kullanırlar. Böyledir bunlar: eğitimden, sağlıktan, ekmekten, işten, aştan yoksun bırakır, emperyalistlerle birlik olur, bizi soyarlar.
Sonra kurtarıcı rolüne soyunur, fukara bıraktıkları insanlara küçük çıkarlar sağlarlar. Örneğin aşevi, iftar çadırı, yeşil kart, kömür ve erzak dağıtımı gibi onur kırıcı işlerle iştigal ederler. Onurunuz kırılmasın bir kere! Eğer onurunuz kırıldıysa; AKP’nin kapısında kapı kulu olmaya hazır hale geldiyseniz eğer: AKP’li de olursunuz: Tayip beyle “iftara da” katılırsınız: o partiye oy da verirsiniz.
İşte “AKP’nin Alevi Açılımı” denilen meymenetsizlik böyle bişey!
Murtaza DEMİR
07.01.2008 - Alevi Haber
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.