'Maksadını Aşmak'

'Maksadını Aşmak'

'Maksadını Aşmak'Hakan AKSAY / BirgünÜnünü ve başarısını, büyük ölçüde “ekranlardaki sürekli...

A+A-

'Maksadını Aşmak''Maksadını Aşmak'

Hakan AKSAY / Birgün

Ününü ve başarısını, büyük ölçüde “ekranlardaki sürekli ve dinamik sululuk temposu”na borçlu olan Mehmet Ali Erbil, bilmem kaçıncı gafını Alevilerle ilgili bir konuda yapınca ve bu gaf birçok kentte kitlesel tepkilerle karşılanınca Star TV, Çarkıfelek programını yayından kaldırılmış.

Bu programı izlemediğim için üzüldüğümü söyleyemem. Dahası bu ve benzeri programları, para kazanma sosuyla karışık bir “düzeysizlik sanatı” olarak gördüğümden içimden “iyi olmuş” demek bile geldi. Ama giden programın yerinde “halkın beğeneceği tarzda” (!) benzer bir sululuk edebiyatının ortaya çıkma ihtimalini yüksek gördüğümden, onu da demiyorum.

Erbil ve benzerlerinin “seyirci böyle istiyor” diyerek kameralar karşısında yaptığı sözüm ona şakalar (sıradan insanların dış görünüşleri ve giysileriyle alay etmek, şivelerini tekrarlamak, onları aşağılamak, bel altı espriler yapmak, pantolon indirmek, hatta küfretmek) sanırım herkesin malûmu.

Programın bu korkunç düzeysizlik yüzünden değil, “ağızdan kaçan patavatsız bir söz” nedeniyle kapatılması da ayrı bir konu.

Evet, “ağızdan kaçan patavatsız bir söz” diyorum; çünkü Erbil, “Mum söndü mü yapıyorsunuz orada?” şakasının Alevilerle ilgisini kolay kurabilecek bir birikime sahip görünmüyor. Yani “kasıtlı” olamayacak kadar “bilinçsiz”.

İşini ve parasını kaybetmemek için alelacele yaptığı özür açıklamasında “sözlerim maksadını aştı” derken bir anlamda haklıydı.

(Şu, “sözlerin maksadını aşması” açıklamasına doğrusu bayılıyorum. Bu deyişi ilk kim uydurdu, bilmiyorum; ama densiz siyasiler başta olmak üzere, çam devirdiğini açıkça kabul etmekte zorlanan birçok kişinin bu anlatımı seçmesi, böylelikle sanki “istenmeyen bir kelimenin aşabileceği derin bir maksat sahibi olduğu” izlenimi vermek istemesi, beni hep gülümsetiyor.)

Bundan dolayı da Alevilerin tepkisi ilk bakışta abartılı görülüyor. Ama…

Mesele, elbette Güner Ümit veya Mehmet Ali Erbil gibi showmanlere tepki gösterilmesinden ibaret değil. Alevilerin toplumda hak ettikleri yerde görülmemeleri, sık sık aşağılanmaları ve haklarında olur olmaz söylenti ve iddiaların elini kolunu sallayarak ortalarda dolaşabilmesi.

Zaten bazı Alevi örgütlerinin yaptığı açıklamalarda da, bu tür hataların geçmişi çok eskilere dayanan bir zihniyet sorunu olduğu, bugünkü iktidarın da Alevileri suçlar bir üslup kullanabildiği ve aslında bir zenginlik olarak kabul edilmesi gereken farklılıkların “Alevi-Sünni sorunu” olarak manipüle edilen konulara dönüştüğü vurgulanıyor.

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy56571 = 'acaba' + '@';

addy56571 = addy56571 + 'hakanaksay' + '.' + 'com';

var addy_text56571 = 'acaba' + '@' + 'hakanaksay' + '.' + 'com';

( '' );

56571 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


Birgün - 9 Ekim 2010

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.