Madımak'ı unutmak olur mu?
Madımak'ı unutmak olur mu?Rıza Zelyut / GÜNEŞYarın; tarihimizin en kara günlerinden birisi olan Sivas Madımak faciasının 16. yıldönümü...Hatırlatayım...
Madımak'ı unutmak olur mu?
Rıza Zelyut / GÜNEŞ
Yarın; tarihimizin en kara günlerinden birisi olan Sivas Madımak faciasının 16. yıldönümü...
Hatırlatayım ki; inanların diri diri yakıldığı daha önceki tek olay, Hurufilerin Edirne'de yakılmalarıdır. (Konunun ayrıntılarını öğrenmek isteyenler için tek çağdaş kaynak; tarafımızdan yazılan Osmanlıda Karşı Düşünce ve İdam Edilenler isimli kitaptır.)
1993'te Sivas Refah Partili belediye başkanı Temel Karamollaoğlu tarafından yönetiliyordu. İktidarda Doğru Yol Partisi ile SHP koalisyonu vardı. Tansu Çiller başbakan; Erdal İnönü de onun yardımcısı idi.
Ankara merkezli Pir Sultan Abdal Derneği; Sivas Valililiği ile anlaşarak şehirde Pir Sultan Abdal Şenliği düzenlemişti.
Dernek Başkanı Murtaza Demir beni de şenliğe davet etmişti. Kendisine; şenliğe şehrin RP'li belediye başkanını çağırıp çağırmadıklarını sordum. 'Çağırmadık; onlara ihtiyacımız da yok. Biz vali Ahmet Karabilgin ile bu konuda anlaştık.' dedi.
Sivas Emniyet Müdürü Doğukan Öner; eşimin ağabeyi idi. Onu arayıp şehirdeki havayı sordum. Kendisi çok sıkıntılı idi. 'Burası çok gergin.' dedi.
Bu gerginliğin bahanesi de o sıralar Aydınlık gazetesinde Şeytan Ayetleri isimli kitaptan alınıp yayımlanan yazılardı. O yazıların sorumluluğunu da Aziz Nesin üstlenmişti...
İşte bu kamplaşmla ortamı içinde Sivas'ta yazarlar, sanatçılar, semah yapacak gençler toplandılar. Ben gitmedim...
Olayı biliyoruz: Sivas'a yığılan yobaz takımı şenliğe katılanlara karşı saldırılara başladılar. Madımak Oteli'ne sığınan yazarlar ve gençler kuşatıldılar. Saatlerce taşlanan otel sonunda cayır cayır yakıldı. Bir tarafta polis vardı bir tarafta ise jandarma... Güvenlik güçleri yobazların bu saldırısını sadece seyrettiler... Sonunda günahsız 33 aydın ve genç yakıldı...
Telefonla saldırılar Erdal İnönü'ye iletildiğinde o, 'Merak etmeyin!' deyip güvenlik sözü verdi. İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu; polise, 'Aman vatandaşa karşı devlet güçlerini kullanmayın!' talimatı verdi. Başbakan Çiller bu cinayetten sonra; 'Sivas'ta vatandaşa bir şey olmamıştır!' anlamında konuşabildi...
KİM YAKTIRDI?
Bugün geriye dönüp baktığımda artık gayet emin olarak şunu diyebiliyorum:
Sivas'ta Refah partililer, bu işte başrolde idiler. Çevredeki illerden Hizbullahçılar, İBDA'cılar, öbür tarikatçiler şehre yönlendirildiler... Bunlar, 'Cumhuriyet Sivas'ta kuruldu; Sivas'ta yıkılacak!' diyerek yürüdüler. Polise, askere; bunlara dokunmayın emri verildi. Böylece; Refah Partisi'nin içine sızmış olan öğelerin yönlendirmesiyle gerici kalabalık, kanlı kalabalığa çevrildi. İnsanlar, insafsızca yakıldı.
Peki hangi örgüttür o?
Türkiye Cumhuriyeti hükümeti 1940'lardan sonra Amerika tarafına yanaştı. Böylece NATO'nun yönlendirdiği bir siyasi yapı Türkiye'nin dümenine geçirildi. Bu yapının devamı için devletin içinde bugün Süper Nato veya Gladyo gibi adlarla anılan bir gizli örgüt oluşturuldu. Bu örgüt hem jandarma ile hem de MİT ile bağlantılı idi. Komünizmle mücadele adına bunlar Türkiye'nin değişik yerlerine silah ve mühimmat de gömdüler... Derneklerin, partilerin içine sızdılar.
Bu örgütün dışa vuran adı Özel Harp Dairesi (ÖHD) idi... ÖHD; Amerika tarafından güdülüyordu. Amaç da Türkiye'de Amerika kontrolünde hükümetler oluşturmaktı. Bunun için Türkiye'nin içinde komplolar düzenleyerek kamuoyunu yönlendirmek ÖHD'nin temel işi idi.
12 Eylül 1980 Askeri Darbesi de askerin darbeci kanadı; MİT ve ABD'nin Ankara görevlilerinin ortaklaşa yürüttüğü bu türlü komplo ve kanlı toplumsal olayların sonucu gerçekleştirilmişti.
Sivas yangını; 12 Eylül öncesinin devamı idi...
Sivas'ın devamı ise 12 Mart 1995'te İstanbul Gazi Mahallesi'nde tertiplenen kanlı komplo oldu...
HÜKÜMETİN GÖREVİ NE?
AKP hükümeti bugün darbecilerle mücadele ettiğini söylüyor. Ergenekon operasyonunun da bunun için yapıldığı ileri sürülüyor. Ortaya birtakım fotokopi bilgeler konuluyor.
Halbuki işin özüne gidilmiyor. Şu Ergenekon operasyonu; bence asıl darbecilerin üstünü örtmeye hizmet ediyor...
Başbakan Erdoğan eğer darbecilerle samimi mücadeleyi hedefliyorsa; 12 Eylül öncesinden de yola çıkarak Sivas Madımak ve Gazi katliamlarını gündeme almalıdır. Bu konu; adaletin değil siyasetin ilgilenmesi gereken büyük bir olaydır. Devletin içine yerleşmiş olan o çekirdek örgütün üstüne gitmek gerekiyor. İşin sadece askeri boyutuyla ilgilenip polisteki, MİT'teki kanadı görmezden gelmek; örgütü gizlemek sayılmaz mı?
Bu nedenle; Sivas'ı unutmamak gerekiyor.
Unutmayacağız; çünkü; oradan düşmanlık üretmeyeceğiz; demokrasi üreteceğiz.
KAYNAK : GÜNEŞ - 01 Temmuz 2009
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.