Lincin adı duyarlılık oldu!

Lincin adı duyarlılık oldu!

Lincin adı duyarlılık oldu! Sakarya’da saldırı yine ‘vatandaş duyarlılığıyla’ açıklandı. Saldırıya uğrayanlar ‘tahrikçilikle’...

A+A-

Lincin adı duyarlılık oldu! Lincin adı duyarlılık oldu!

Sakarya’da saldırı yine ‘vatandaş duyarlılığıyla’ açıklandı. Saldırıya uğrayanlar ‘tahrikçilikle’ suçlandı

27 Nisan’da Sakarya’da DTP’nin etkinliğinin basılması ve içeridekilerin linç edilmek istenmesiyle ilgili İç İşleri Bakanlığı Müfettişlerince hazırlanan rapor akıllara durgunluk verici. Olaylara 4 gün önce ‘asker cenazesi kaldırıldığı’ ve ‘kentin milliyetçi bir yapıya sahip olması’ gerekçe gösterilerek DTP ‘tahrikçi’ ilan edildi. Raporda bütün karşı açıklamalara rağmen güvenlik güçlerinin görevini zamanında yaptığı öne sürüldü. Yaşananlar daha önce pek çok defa olduğu gibi ‘vatandaş duyarlılığı’ olarak ‘resmen’ de ortaya koyulmuş oydu.

Saldırının olduğu gece etkinlikte bulunan DTP Urfa Milletvekili İbrahim Binici ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Yönetim Kurulu üyesi Veysi Altay linçlerin devlet tarafından desteklendiğini dile getirdiler.

7. linçe davet

Sakarya’da son birkaç yıl içinde yaşanan 6. linç girişimi olan bu olayda da öncekiler gibi hiçbir saldırgan gözaltına alınmadı, hakkında yasal işlem uygulanmadı. Rapora göre “Sakarya halkı devletin bölünmezliğine aykırı hareketlere tahammül edememiş!” Ayrıca, ‘Sakarya’daki etnik yapılanmanın da linçte belirleyici rol oynadığı ve DTP’nin, PKK’yi övücü değerlendirmeler ile toplumu gerecek ölçüsüz tutum ve davranışlardan kaçınması’ öğütleniyor. Oysaki ‘tahrik unsuru’ olan etkinlik için ayın 22’sinde valiliğe başvurulmuş, valilik de 25’inde yanıt vererek 27 Nisan’da yapılacak olan etkinliğin uygun olduğunu belirtmişti. Yani, etkinliğin olacağı asker cenazesinden önce bildirilmişti.

Karadenizliler çabuk parlıyor!

Sakarya’nın sanayileşmesiyle Karadeniz ve Trakya illerinden göç aldığının yer aldığı raporda Karadeniz’den gelenlerin ‘dinine ve devletçi duygularına bağlı, çabuk parlayıp tepki veren’ bir yapıda oldukları, Trakya’dan gelenlerle ise yerli kesimin ‘bölücülük’ konusunda çok duyarlı olduğu öne sürülüyor. Müfettişler raporda, Toplumun, devletin bölünmezliği ve rejimi değiştirmeye yönelik hareket içindeki dernek ve parti gibi kuruluşlara tahammül edemediğini öne sürdü.

Güvenlik güçleri cesaret verdi

Etkinlikte bulunan DTP Urfa Milletvekili İbrahim Binici, ‘şehit cenazesi’nden sonra etkinliğin yapılmasının ‘tahrik olarak’ görülmesinin çok tehlikeli olduğunu belirterek bu yaklaşımın toplumsal ayrışmaya yol hazırladığına işaret etti. “Türkiye’de cenazelerin gitmemesi için ne gibi önlemler alıyoruz? Güvenlik güçleri bu konuda kendilerini sorgulamalılar” diyen Binici, her gün her şehre cenazeler geldiğine dikkat çekti. Yemeği ‘tahrik’ olarak yansıtmanın olayın saptırmaktan başka bir şey olmadığını söyleyen Binici, raporun linçe teşvik olduğunu belirtti. “Güvenlik güçleri saldırıların biraz daha derinleşmesi konusunda yardımcı oldu” diyen Binici, devletin Sakarya’daki linçi izlediğini söyledi. “Metin Göktepe’nin katil zanlısı İşbitiren’e yetki verilmiş, valinin inisiyatifi ona bırakılmış!” diyerek İşbitiren’in saldırıdaki rolüne dikkat çeken Binici, güvenlik güçlerinin saldırgan kalabalığı daha da tahrik ettiğini yineledi.

İHD yöneticisi ve Sakarya’ya giderek rapor hazırlayan Veysi Altay, ‘sosyal ve etnik yapı’nın bahane edildiğini söyledi. Linçlerin devlet politikası haline geldiğini belirten Altay, ‘güvenlik güçlerinin ve devletin halkı linçe teşvik ettiğini’ dile getirdi. Sakarya Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet İşbitiren’in maçtan çıkan kalabalığı saldırganlara katılmaya ve linç etmeye yönlendirmesinin söz konusu olduğunu ifade eden Altay, halkın bu durumdan şikayetçi olduğunu söyledi. Bugüne kadar linç girişiminde bulunan kimseye yasal işlem uygulanmadığını hatırlatan Altay, “Polisin elinde saldırının kayıtları, görüntüleri var. Yasal işlem başlatabilecekleri tonlarca insan olmasına rağmen hiçbir şey yapmıyorlar. Bu bir teşviktir” diye konuştu. (İstanbul/EVRENSEL)

İlk ‘duyarlılık’ değil!

Sakarya’da ve diğer illerde ülkücülerin Kürtlere yönelik saldırıları ilk değil. Daha önce pek çok saldırı yaşanmış saldıranlar hakkında hiçbir işlem yapılmamıştı. Üstelik saldırıya uğrayanlara soruşturmalar açılmıştı. Saldırıları yapanlar ise vali tarafından “öfkeli vatandaşlar” olarak nitelendirildi. Meydana gelen bazı önemli olaylar şöyle:

* 5 Nisan 2005: Trabzon’da TAYAD üyeleri linç edilmek istendi.

* 7 Eylül 2006: Sakarya’ya fındık toplamak için gelen Kürt işçilere ülkücüler saldırdı. Saldırıya uğrayanlar gözaltına alındı. Saldırganlar hakkında işlem yapılmadı.

* Haziran 2007: Ahmet Kaya’nın resmi bulunan tişört giyen, Diyarbakırlı 2 inşaat işçisi, ülkücülerin saldırısına uğradı. Saldırganlara dokunulmazken yaralı işçiler gözaltına alındı.

* 12 Nisan 2005: “Provokasyona son” açıklaması yapmak isteyen Sakarya Gençlik Derneği üyesi 1’i kadın 6 kişiye linç girişimini polis önledi.

Ceren Saran / EVRENSEL - 26 Mayıs 2008

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.