Laik ülkenin anayasasında zorunlu din dersi olmaz

Laik ülkenin anayasasında zorunlu din dersi olmaz

Laik ülkenin anayasasında zorunlu din dersi olmazİzmir'de düzenleten "Nasıl Bir Laiklik" panelinde konuşan ÖDP Parti Meclisi üyesi...

A+A-

Laik ülkenin anayasasında zorunlu din dersi olmazLaik ülkenin anayasasında zorunlu din dersi olmaz

İzmir'de düzenleten "Nasıl Bir Laiklik" panelinde konuşan ÖDP Parti Meclisi üyesi Saruhan Oluç, "Bir ülke laik ise anayasasında zorunlu din dersi olmaz" dedi. ÖDP İzmir İl Örgütü tarafından Konak Life Restaurant'ta düzenlenen panele ÖDP Parti Meclisi (PM) üyesi Saruhan Oluç, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Yavuz Önen ve Ege Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Melek Göregenli konuşmacı olarak katıldı. Panelde ilk sözü alan Saruhan Oluç, Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir kurumun varlığının laiklikle bağdaşmadığını belirterek, "Bütçesi böylesine yüksek bir kuruluş ülkede din işlerini yönlendiriyorsa ortada büyük bir sorun var demektir. Bir ülke laik ise anayasasında zorunlu din dersi olmaz" diye konuştu. Laik-antilaik saflaşmasında her iki tarafın da demokrasiye bakışlarının aynı olduğunu vurgulayan Oluç, tarafların anlayışının 'hakları verdikçe insanlar daha fazlasını ister' biçiminde anti demokratik bir nitelikte olduğunu söyledi. "İnanç ve etnisiteye dair sorunlar hiçbir şekilde baskıyla çözülemez" diyen Oluç, en doğru noktanın 'üçüncü taraf olarak tanımlanan taraf olduğunu dile getirdi.

'ÜÇÜNCÜ YOL YOKTUR'

Oluç'un ardından söz alan TİHV Başkanı Yavuz Önen, laisizmin başına 'özgürlükçü' sıfatını takmayı gerektirmeyecek bir özgürleşme projesi olduğunu belirtti. Recep Tayyip Erdoğan'ı 12 Eylül'ün bir sonucu olarak niteleyen Önen, "12 Eylül'ü sadece faşist darbe olarak niteleyip İslami bir darbe olarak görmezsek yanlışa düşeriz" şeklinde konuştu. Panelin son konuşmacısı olan prof. Dr. Melek Göregenli ise ÖDP'nin 'üçüncü taraf söylemine eleştiri getirdi. ÖDP'nin politikasını 'arada kalmak' olarak tanımlayan Göregenli, "Bazı toplumsal sorunlarda üçüncü bir yol mümkün olmayabiliyor. Türban konusunda da bu böyledir. Üçüncü yol yoktur. Egemen sistem türbanlı kadınları, tıpkı Kürtlere yaptığı gibi ötekileştirip düşman yaratmaya çalışıyor. Gerçek sol tavır, bu ötekileştirmeye karşı durmak ve hak taleplerine koşulsuz bir şekilde destek vermekle mümkündür. Türban konusunun bir başka yönü ise türbanın cinsiyetçi bir mesele olarak ele alınması zorunluluğudur. Yine bu konuda solun, solcuların, hatta feminist hareketlerin dâhi tavrı net olamamıştır" diye konuştu.

ERKAN ÇINAR İZMİR
BirGün - 3 Mart 2008

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.