Kürşat Bumin'den "Ergenekon-Madımak" Analizi

Kürşat Bumin'den "Ergenekon-Madımak" Analizi

Kürşat Bumin'den "Ergenekon-Madımak" AnaliziYeni Şafak Gazetesi Yazarlarından Kürşat Bumin bugünkü köşe yazısında...

A+A-

Kürşat Bumin'den "Ergenekon-Madımak" AnaliziKürşat Bumin'den "Ergenekon-Madımak" Analizi

Yeni Şafak Gazetesi Yazarlarından Kürşat Bumin bugünkü köşe yazısında "Madımak Katliamı - Ergenekon" İlişkisini ele aldı. "Bir toplumun kendi elinin de doğrudan karıştığı kötülükler ile yüzleşmekten ısrarla kaçıp, bunların günahının tamamını bir takım yeraltı örgütlerine havale etmeye çalışması yetişkinlikten uzaklığın bir işaretidir." diyen Bumin'in yazısını aktarıyoruz:

Her kötülüğü Ergenekon'un hesabına yazmak doğru mu?

Önce Sezin Öney'in Taraf gazetesinin dünkü sayısında yer alan aydınlatıcı yazısından birkaç cümle aktarmak istiyorum.

Öney, Ergenekon-Ordu ilişkilerini gözden geçirirken bugünlerde sıkça yapılan İtalya-Türkiye karşılaştırmasına ilişkin şu önemli tespiti yapıyor:

“Çünkü İtalya'da, Türkiye'den farklı olarak ordu, kendi yargısı ve denetlenemez muamma iç dünyasıyla, siyasetin üzerine konumlandırılmamıştı. Dahası, Kürt konusu gibi, Gladio'yu Soğuk Savaş sonrasına taşıyabilecek ve sürekli besleyecek, silahlı çatışma potansiyeli taşıyan bir sorun da yoktu. İtalya'daki derin devlet sorunu temelde siyasi idi, Türkiye'deyse yapısal kökler çok daha derin.”

Yeri gelmişken, bu “yapısal kökler” içinde yer alıp da “Kürt konusu” dışında kalan önemli iki “kökü” de hatırlayabiliriz: Gayrimüslimler konusu, Aleviler konusu.

İtalya'nın -tabii ki- benzer konuları da yoktu.

Dolayısıyla Hrant'ın iki yıl önce bir “siyasi” cinayet sonucu aramızdan ayrılmasını da bize özgü bu “kökler”den birisini hatırlayarak anlayabiliriz.

Türkiye “Gladio”su, bir zamanlar İtalya'da olduğu gibi sadece “komünizm”e değil, sözünü ettiğimiz diğer iki “yapısal kökler”i de düşman belledi.

Şimdi de geçelim bugünkü yazının asıl konusuna:

Geçen gün birçok gazetede ve internette yer alan bir “yorum”du. Sivas ve Başbağlar katliamlarının da “Ergenekon işi” olduğu söyleniyordu.

Niçin olmasın, “Ergenekon”un bu işin içinde olması şaşılacak bir durum değil tabii ki.

80 öncesinin Alevileri hedef alan şiddet “olayları”nda olduğu gibi, Türk Gladiosu'nun bu işte de parmağı olabilirdi.

Ayrıca, yine bugünlerde sıkça tekrarlandığı gibi bu parmak mutlaka PKK meselesini de yalnız bırakmamıştı. Ama buradan hareketle “PKK da Ergenekon işi” gibi bir sonuç çıkartmak -bana sorarsanız- olacak iş değildi.

Sivas katliamının ertesi günü yayımlanan bazı gazetelerin baş sayfaları önümde. 3 Temmuz 1993 tarihli bu gazetelerin hiçbirinde Sivas'ta bir gün önce olup bitenler adıyla anılmamış. Sabah gazetesi “Sivas'ta Aziz Nesin'i protesto gösterileri katliama dönüştü” deyip, dönemin cumhurbaşkanının (Demirel) şu sözlerini manşete taşımış: “Alevi-Sünni çatışması yok”.

Hürriyet gazetesinin manşeti olup bitenden hepten bihaber: “Sıvas'ta 'Aziz Nesin' isyanı”.

Milliyet gazetesi bu büyük olayı Hürriyet'in manşetiyle biraz oynayarak veriyor: “Aziz Nesin'e isyan”.

Tercüman “Sivas'ta kanlı Cuma: 45 ölü” demiş.

Zaman gazetesinin manşeti tam “müzelik-arşivlik”: “Birliğimize tahrik darbesi”.

4 Temmuz tarihli gazetelerin manşetleri de bu minvalde:

Sabah: “Tahrik… İhmal” ; Milliyet: “Tahrik çok, tedbir yok” ; Tercüman: “Bu kara aklanmalı!” vs.

Görüyorsunuz, siz de şahitsiniz; Bütün haber başlıkları bir nevi “pansuman” niteliğinde. Hiçbirinde -bu seferinde- Sivaslıların büyük bir “nefret suçu” işlediklerine dair tek bir hatırlatma yok. Varsa yoksa “Tahrik” ve “Birliğimize tahrik”.

Biraz önce sözünü ettiğim “Sivas ve Başbağlar Ergenekon işi” yorumuna dönecek olursak:

Tamam, bu olayda da muhakkak ki bir takım “provokatörler” eksik değildir. Ancak söyler misiniz: Ateşe verilmiş olan Madımak Oteli'nin önünde toplanıp içerdekilerin yardımına koşmak yerine protestolarıyla ateşin üzerine körükle giden yüzlerce (dönemin gazeteleri “3 bin civarında” diyor) Sivaslı da mı fanilalarında “Ergenekon” alameti taşıyordu?

Demek ki bu tür “yorumlar” hepten yanlış değilse de, son derece eksiktir.

Bir toplumun kendi elinin de doğrudan karıştığı kötülükler ile yüzleşmekten ısrarla kaçıp, bunların günahının tamamını bir takım yeraltı örgütlerine havale etmeye çalışması yetişkinlikten uzaklığın bir işaretidir.

Ne yani, toplum bütününde bir “erdemli toplum” (Medine'tül Fazıla) örneği olmasına rağmen sadece bir takım ayrık otlarının marifeti sonucunda mı bu kötülüklere şahit olunuyor?

Bu sözlerimden -karşılaştırmalı olarak- Türkiye'de topluma hakim “sorumluluk ahlakı”nın düşük seviyede olduğunu ifade ettiğim sonucu çıkarılmasın. Pek tabii ki bu toplum da -diğerleri gibi- pek çok erdeme sahiptir. Ancak bu toplum da -diğerleri gibi- sırasında, el verdiği bir takım kötülüklerin hesabını vermekten kaçıp, bunları başkalarının üzerine yansıtmayı seçmektedir.

Son olarak şu fikrimi de yazayım: Bu ülkede de işlerin düzelmesinin, yani toplumun olup bitenlere ilişkin sadece başkalarını işaret etmekten vazgeçip kendisini de sorgulamasının, kendisiyle yüzleşmesinin yolunun “moral” zeminde gerçekleştirilecek büyük bir atılımdan geçtiğini -ben de- düşünmüyorum. Tam tersine bu derdimizin de,”moralist” olmaktan kaçınan ama “moral”le olan bağını unutmayan sahici bir “siyaset” anlayışının pratiğe dökülmesinde buluyorum.

Ateşe verilen otelin önünde içeride ölmekte olanları protesto etmek için toplanan Sivaslıları düşünerek söyleyecek olursak: “Elime geçirdiğim bir kova su ile içerdekilerin imdadına yetişmeye çalışacağım yerde niçin aleyhte sloganlar atmakla meşgulüm; yoksa bende mi Ergenekon'un yedek kuvvetlerindenim?” sorusu akıllara düştüğü gün -inanın- Ergenekon bitmiştir.

Kürşat Bumin

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy23814 = 'kbumin' + '@';

addy23814 = addy23814 + 'yenisafak' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';

var addy_text23814 = 'kbumin' + '@' + 'yenisafak' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';

( '' );

23814 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


YENİ ŞAFAK - 20 Ocak 2009 Salı

İLGİLİ HABERLER :

Sen Neymişsin be Ergenekon !?

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.