Konu Alevilerin inancı olunca özgürlükcülüğü ara ki bulasın
Konu Alevilerin inancı olunca özgürlükcülüğü ara ki bulasınAİHM, 'Bu müfredat özgürlük ihlali' dedi; Danıştay, 'Din dersinin müfredatı laikliğe...
AİHM, 'Bu müfredat özgürlük ihlali' dedi; Danıştay, 'Din dersinin müfredatı laikliğe aykırı' dedi. Çelik, Alevilere umut vermedi: Zorunluluğun kalkması hukuka aykırı...
AİHM ve Danıştay
Aleviler, 'din kültürü ve ahlak bilgisi dersi' 82 Anayasası'yla zorunlu olduğundan beri, vicdan, dini inanç ve kanaat özgürlüğüne yaslanarak, uygulamaya itiraz ediyor. Peş peşe açtıkları davalarda, hem AİHM'den hem de Danıştay'dan, "Din dersi, uygulanan müfredatla mecbur tutulamaz" kararları çıktı.
'Yetkisini aşıyor'
Milli Eğitim Bakanı Çelik, kararların 2000 yılı müfredatına bakılarak alındığını iddia etti: "Gerekçedeki hususlar yerine getirildi. Anayasa gereği zorunluluğun kalkması hukuken imkânsız." AKP Genel Başkan Yardımcısı Fırat daha da netti: "Bence alınan son karar yanlış, Danıştay yetkilerini aşıyor."
Bardakoğlu kızdı
Devlet bakanları Aydın ve Yazıcıoğlu nispeten yumuşaktı: "Konu yeniden ele alınabilir." Başbakanlığa bağlı Diyanet'in başkanı Bardakoğlu ise kızmıştı: "Ders kalmalı, herkes din, Müslümanlık, dini hassasiyeti olan insanlara dair bilgi sahibi olmalı." İslamcı basın ya kararı eleştirdi ya da kısaca yer verdi.
***
Konu Alevilerin inancı olunca özgürlükcülüğü ara ki bulasın
AİHM, 'Bu müfredat özgürlük ihlali' dedi; Danıştay, 'Din dersinin müfredatı laikliğe aykırı' dedi. Çelik, Alevilere umut vermedi: Zorunluluğun kalkması hukuka aykırı...
ANKARA - İki Alevi öğrenci velisinin açtığı davada, Danıştay'ın 'Din dersi bu müferadatla zorunlu olamaz' diye karar vermesi, türban konusunda olduğu gibi yeni bir 'dini özgürlük' tartışması başlattı. Aleviler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) verdiği lehte kararı da emsal göstererek, zorunlu din dersinden muaf olmayı talep ederken, her fırsatta 'din ve vicdan özgürlüğü'ne vurgu yapan AKP ve hükümetten hiç de özgürlükçü mesajlar gelmedi. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, "Kararın uygulanması fiilen mümkün değil" dedi.
Aleviler, Anayasa'nın 24. maddesindeki "Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. Kimse, ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz" hükümleri doğrultusunda, ilk ve ortaöğretimde Sünni İslam ibadet yöntemlerinin öğretildiği dersin zorla verilmesine karşı çıkıyor. Ancak aynı maddenin "Din kültürü ve ahlak öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır" hükmü nedeniyle söz konusu ders Alevilere de okutuluyor.
Davaları kazandılar
Hasan Zengin isimli vatandaş kızının sözkonusu dersten muaf olması için 2001'de başlattığı hukuk mücadelesinden sonuç alamayınca sorunu 2004'te AİHM'e taşıdı. Mahkeme Türkiye'yi haksız buldu ve zorunlu din dersinin veriliş yönteminin 'özgürlük ihlali' olduğunu vurguladı. Mahkeme, kararın gerekçesinde mevcut içeriğiyle zorunlu din dersinin 'insan hak ve özgürlüklerine aykırı' olduğunu belirtti. Devleti de Zengin'e 3 bin 726 avro ödemeye mahkûm etti.
Ali Kenanoğlu ise 2005'te çocuğu ilkokul 4. sınıfa geçtiğinde, Valiliğe müracaat ederek din dersinden muaf tutulmasını istemişti. Valilik bunu kabul etmeyince Bölge İdare Mahkemesi'ne başvuran Kenanoğlu, davayı kazandı. Valilik temyiz ederken, Danıştay 8. Dairesi Alevi öğrencinin lehine olan davayı hafta başında onayladı. 2005'te çocuğu için benzer bir dava açan ancak olumsuz sonuç alan Hatice Köse'nin davası da Kenanoğlu'nun davasıyla birleştirilirken, Danıştay'ın Köse davasındaki kararı da davacı lehinde oldu. Danıştay davayı sonuçlandırırken AİHM'nin kararına gönderme yaptı, 'Din dersi mevcut müfredatla zorunlu olamaz' dedi.
AİHM kararlarının uygulamaya yönelik doğrudan yaptırımı olmadığı için, Danıştay'ın aldığı karar daha önemli hale geldi.
'İnanç özgürlüğüne saygılı olun'
Kararın çıktığı günlerde basın toplantısı düzenleyen Pir Sultan Abdal Derneği Başkanı Kazım Genç, mahkeme kararlarına uyulmasını istedi ve şöyle dedi: "Hükümeti zorunlu din dersi uygulamasına derhal son vermeye davet ediyoruz. İnanç özgürlüğünü sadece türban özgürlüğüne indirgeyen, bunun için kefen giymeye hazır olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan'a Alevilerin de inanç özgürlüğüne saygılı olmak zorunda olduğunu hatırlatmak bize düşmüş bulunmakta."
Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer ise, "Ne kadar özgürlükçüsünüz, özgürlük, demokrasi konusunda, kişi, hak ve hürriyetleri konusunda ne kadar samimisiniz, bunu ortaya koyun ve hemen Anayasa'nın 24 maddesinin değişiklik teklifini vererek, bu dersleri zorunlu olmaktan çıkarın" dedi.
Ancak, Aleviler, AKP ve hükümetten umdukları mesajları hiç alamadı.
Milli Eğitim Bakanı Çelik, 'Danıştay kararının dersi zorunlu olmaktan çıkarmayacağını savundu: "Anayasa'nın 24. maddesi yürürlükte olduğu sürece buna yasal olarak da imkân yok, hukuki olarak da imkân yok. Danıştay'ın 8. Dairesi'ndeki üyeler de bunun elbette farkındalar. Karar 2000 yılı müfredatına göre alındı. Alevilik yeni müfredata konuldu ve yeni müfredat 2007-2008 yılında kabul edildi. Bu konuların bulunduğu ders kitapları 2008-2009'da tüm okullarda okutulmuş olacak. AİHM ve Danıştay'ın kararları paralelinde yeni bir uygulama yapma şansı fiili olarak yok. Çünkü onların yapılmasını istediği değişiklik halihazırda bitirildi."
Danıştay'ın intiharı!
Kararı ABD'nin başkenti Washington'da öğrenen AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat'sa Danıştay'ı suçladı:
"Danıştay'ın kararı anayasal olarak yetki sınırını aşma anlamına geliyor. Anayasa'nın 24. maddesinde din ve ahlak dersinin mecburi olduğu kaydediliyor. Danıştay'ın Anayasa'yı denetleme gibi bir yetkisi yok, idari olarak bir karar alabilir. Alınan karar yanlış bir karardır. Hiçbir kurum kendi anayasal dayanaklarını ortadan kaldıracak bir işlem içinde olamaz, bu hukuki bir intihar olur."
İki bakandan ılımlı tepki
Karara ılımlı tepki gösterenler de oldu. Devlet Bakanı Mehmet Aydın, "İçeriğine yönelik bir kararsa, gereken düzenleme yapılır" dedi. Devlet Bakanı Sait Yazıcıoğlu da, "Karar içerikle ilgili. Gereken yapılır, bakılır. Tekrar üzerinde çalışılır" yorumunu yaptı.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu ise dün düzenlediği basın toplantısıyla tartışmaya katıldı: "Ders zorunlu okutulmalı, herkes din, Müslümanlık, dini hassasiyeti olan insanlar hakkında bilgi sahibi olmalı. Danıştay'ın kararı, AİHM kararının adeta Türkiye'ye uyarlaması ve onun gölgesi gibi duruyor. Onun içindir ki AİHM'nin kararındaki yanlışlıkları daha ciddi boyutta devam ettiriyor. Bir din hakkında bilgi vermek o dinin eğitimini vermek anlamına gelmez. İslam'ın ahlak prensipleri, inanç esasları, bir meşrebin ve mezhebin öğretisi olarak görülemez. İslam'ın ortak paydasının, ortak bilgisinin bir mezhebe ait olarak görülmesi büyük bir yanlıştır."
Bardakoğlu'nun açıklamalarına Aleviler, tepki vermekte gecikmedi. Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Turan Eser, "Bardakoğlu kendisini ve kurumunu yargının ve hukukun üstünde bir güç ve danışılması gereken kişi ve kurum olarak gösteremez. İslam cumhuriyeti uleması gibi beyan veremez" dedi.
BETÜL KOTAN - BEHZAT MİSER
RADİKAL - 7 Mart 2008
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.