Köksal Toptan : Alevi Kültürü Olmasaydı...
Köksal Toptan : Alevi Kültürü Olmasaydı... Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın Anayasa'nın ilk 4 maddesinin...
Köksal Toptan : Alevi Kültürü Olmasaydı...
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın Anayasa'nın ilk 4 maddesinin değiştirilmesinin tartışmaya açılmasına yönelik sözlerine TBMM Başkanı Köksal Toptan'dan yanıt geldi.
Toptan, TV8'de yayımlanan “Başkentten Programına” katıldı. Program sunucusunun, “Milletin Atatürk'ün koltuğunda oturuyorsunuz ama milletin arasında bölücülük çıkaranları barındırıyorsunuz, atsanıza DTP'yi oradan” dediğini söylemesi üzerine Toptan, “DTP'li arkadaşlar milletin oyuyla seçilerek gelmiş buraya. Madem atacaktık niye getirdik. Bu meclis, renkli haliyle çok çeşitli fikirleri temsil ediyor. Bu, Türkiye için büyük bir şanstır” diye konuştu.
Meclisteki siyasi temsil oranının yüzde 85'e ulaşmış durumda bulunduğunu belirten Toptan, şunları söyledi:
“Ben de DTP'li arkadaşların pek çok davranışlarını tasvip etmiyorum. Eleştirileri yüzlerine karşı söylüyorum. Ama millet getirdi, buradan birileri gönderecekse yine millet gönderecek. Buna bizim karar vermemiz mümkün değil. Haklarında açılmış dava var. Hepimiz yargı kararlarına saygı gösteririz. Ama ben Parti kapatılmasına taraftar olan bir insan değilim. Burada DTP'li arkadaşlarımız Parlamento kürsüsünü kullanarak, kendi mensuplarının, tabanlarının sorunlarını gündeme getirebilir. Zaten getiriyorlar da. Onlara kimse engel de çıkarmıyor.”
Tarih önünde ettikleri yemine sadakatten kesinlikle vazgeçilemeyeceğini, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüyle ilgili yemin içerisinde de olan hususa dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Toptan, her konunun her şeyin tartışılabileceğini kaydetti.
Toptan, “Teröristlerin başı Mecliste, haberiniz yok mu?” şeklindeki bir soruya, “Hukuk devletinin kuralları işler, dokunulmazlıkla ilgili fezlekeler geliyor, işleme koyuyoruz, şimdilik dokunulmazlığı kaldırılan yok. Partiyle ilgili kapatma davası devam ediyor. Yani bir Hukuk devletinde olduğumuz için yargıya ve hukuk devletine inanmamız, cumhuriyetin temel niteliklerinden biri olan hukuk devleti kavramına inanmamız lazım. Birbirimize tahammül etmemiz lazım, hoşgörüyle yaklaşmamız lazım, kardeş olduğumuzu unutmamamız lazım. Bu dokuyu, bu hoşgörüyü, bu anlayışı bozacak davranışlardan herkesin kaçınması gerekir. Bu devleti, bu Cumhuriyeti nasıl hep beraber kurduk, bunu böyle yaşatır, güçlü hale getiririz” cevabını verdi.
ANAYASA'NIN İLK 4 MADDESİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ
Toptan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın Anayasanın değiştirilemez ilk 4 maddesinin tartışmaya açılabileceğine yönelik bir beyanat verdiğinin sorulması üzerine, şöyle dedi:
“Sayın Haşim Kılıç, yaklaşık 17-18 yıldır Anayasa Mahkemesinde bulunuyor. Böyle bir şeyi, belki bilimsel olarak ortaya koyabilir. Şahsi düşüncemi soracak olursanız, Anayasanın değiştirilmesi teklif edilemez 1, 2 ve 3'üncü maddeleriyle ilgili tartışmalara girmemek lazım. Özellikle Cumhuriyetin temel niteliklerini değiştirecek davranışlardan herkesin özenle kaçınması gerekir. Çünkü onlar bizim devletimizi var eden temel unsurlardır. Cumhuriyetimizi var eden temel niteliklerdir. Onlardan vazgeçmememiz söz konusu olmaz. O nedenle onları tartışmaya açmamak lazım. Açmanın da pek fazla faydası yok. Oralarda meydana gelecek tartışmalar yeni bunalım ve buhranları meydana gelir. Çok şükür ki Türkiye, her şeyi tartışan özgür bir ülke. Bu gibi konuları bile tartışıyor. Fikirlere katılmasak bile fikirlere tahammül etmemiz lazım. Kim söylerse söylesin, her düşüncenin karşısında saygıyla eğilmemiz lazım. Katılırız, katılmayız, inanırız inanmayız o başka bir konu. Bizim düşüncemizin tersini söyledi diye karşımızdakini düşman edemeyiz. Mümkün olduğunca sorunları azaltalım.”
“ALEVİ KÜLTÜRÜ OLMASAYDI...”
TBMM Başkanı Toptan, son gazi Mustafa Şekip Birgöl'ün nereli olduğunu dahi bilmediğini belirterek, bu konudaki duygularını “Topyekün olarak ayaktayız. Alevi olsa ne fark eder ki. Alevi kültürü olmasa Anadoluda dil birliğini koruyamazdık. O nedenle Alevi kültürüne çok şey borçlu olduğumuzu ifade etmemiz lazım” sözleriyle dile getirdi.
Toptan, Alevi vatandaşların hükümet, devlet tarafından makul görülen taleplerini oturup konuşmak, sorun gibi görünen konuları tartışmak ve çözüm bulmak gerektiğini belirterek, “Hepimiz birbirimizi tamamlıyoruz. Alevi kültürü olmasaydı, belki Türkçeyi kaybederdik. Sorunları da çözeceğiz. Toplumun görevlerinden biri de bu. Herkesin sorunları var. Bunlar haklı söylenebiliyor olması önemli, karşılık bulması, tartışılması önemli. Bunlar sağlandıktan sonra çözüm buluruz. Barikayı hakikat, müsademeyi efkardan doğar, yani doğru sonuçlar, fikirlerin çatışmasından doğar. Bunun gereğini yerine getirdikten sonra sorunları çözeriz” diye konuştu.
“TÜRK HALKININ LAİKLİKLE BİR SORUNU YOK”
Toptan, laiklikle ilgili soruları da cevaplandırdı. Toptan, “Türk halkı, laiksizmi sevmiştir, benimsemiştir. Türk halkının laiklikle bir sorunu da yoktur. Türkiye'de bir yaşam biçimine dönüşmüştür. Türkiye, böyle bir gelenekten geliyor” dedi.
Osmanlı Devletinin bir din devleti olduğunu, uygulamalarına bakıldığında başka dinlere karşı engin bir hoşgörü bulunduğunu kaydeden Toptan, İstanbul'da 3 semavi dinin mabetlerinin yan yana olduğunu anımsattı.
Toptan, program sunucusunun, “AKP'liler, sizin de beyninizi yıkamıştır. Bunlar şeriatı getirecek, bizi karanlığa götürecekler. Sizi onun için Meclis Başkanı yaptık, haberiniz yok mu?” demesi üzerine konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Yok, yok... Türkiye ana rotasından kesinlikle sapmaz. Türk halkının laiklikle ve cumhuriyetin temel nitelikleriyle hiçbir ihtilafı yoktur. Türk halkında engin bir hoşgörü vardır, karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı ilişkiler vardı. Meclis de bunların birleştiği yerdir. Tartışmadan daha doğal ne olabilir. Tartışa tartışa, sonunda doğrusunu bulan bir milletiz.
Herkes cumhuriyetin temel nitelikleri konusunda samimi ve içtenlikle davranıyor ama biz açık toplumuz. Halkın belli kesimlerinde marjinal düşünceler de olacak onlara da saygı göstermek lazım. Türkiye'de bunun sağında solunda çeşitli ekstremlerde; bunların toplamdaki oranlarının yüzde 5'leri hatta yüzde 10'ları geçtiğini kesinlikle söyleyemeyiz.”
ANAYASA MAHKEMESİNİN BAŞÖRTÜSÜ KARARI
TBMM Başkanı Toptan, başörtüsü takanların Meclise milletvekili olarak giremediklerine ilişkin bir soru üzerine, “Başörtüsü yasağını çok doğru bulmuyorum. Ama olayı sosyal bir sorun olarak ele almakta yarar var. Sosyal sorun olarak ele alınırsa bana göre çözülür de” dedi.
Anayasa Mahkemesinin verdiği kararı anımsatan Toptan, “Anayasa Mahkemesinin verdiği karara elbette saygılıyız ama gerekçesine kesinlikle katılmıyorum. Çünkü orada bize dönük de bir suçlama var. Çünkü Anayasa Mahkemesi türban kararıyla ilgili gerekçesinde diyor ki; 'Meclis anayasanın değiştirilmesi teklif edilemeyecek hükmünü dolaylı olarak değiştirmiş' Hayır, öyle bir öneri gelse ben işleme koymam. Lafsıyla da ruhuyla da baktığımız zaman Anayasa değişikliği önerisinin kesinlikle anayasanın değiştirilmesi teklif edilemeyecek hükümlerini doğrudan ya da dolaylı ortadan kaldırma hedefi söz konusu olamaz” diye konuştu.
“Anayasayı değiştiremeyen bir Meclis'in başkanı olsanız ne olur?” yolundaki bir soruya da Toptan, şu karşılığı verdi:
“Kuvvetler ayrılığı, herkesin kendi başına hareket etmesini gerektirmez. Tam tersine modern demokrasilerde kuvvetler ayrılığı, birbiriyle ahenkli çalışmayı öngörür. Ahenkli çalışma olmazsa orada kaotik bir takım gelişmeler meydana gelebilir. O da toplumda rahatsızlık yaratır. Kuvvetlerin, birbirine hoşgörüyle bakması, birbirlerinin yetki alanına girmemesi, yetki tecavüzünde bulunmaması ve sınırlarını çok iyi tayin etmesi gerekir.
Şimdi biz yasama olarak 'bizi Türk Milleti seçti, biz istediğimiz yaparız, her şeye muktediriz' nasıl diyemez isek, demememiz lazım ise, yasamanın da yürütmenin de aynı sorumluluk içinde hareket etmesi lazım. Sonuç itibariyle yargı da Türk milleti adına karar veriyor, biz de Türk Milleti adına karar veriyoruz. O nedenle bu kararları verirken birbirimizin yetki alanına, sınırlarına dikkat edersek hiçbir sorun çıkmaz.”
Toptan, Anayasa Mahkemesinin kararına ilişkin “Ben türbanla ilgili bir Anayasa değişikliği yapılmasına taraftar değildim. Ama yapılan bu türban değişikliğinden sonra Anayasa Mahkememizin verdiği kararı kesinlikle doğru bulmuyorum. Meclisin yetkilerine bir müdahale olarak yorumluyorum” diye konuştu.
A.A - HÜRRİYET - 13 Kasım 2008, Perşembe
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.