Kıbrıs PSAKD : Cem evlerimizi tanımlamak devlet kurumlarının işi değildir
Kıbrıs PSAKD : Cem evlerimizi tanımlamak devlet kurumlarının işi değildir KIBRIS PİR SULTAN ABDAL KÜLTÜR DERNEĞİ BASIN AÇIKLAMASI* Cem...
Kıbrıs PSAKD : Cem evlerimizi tanımlamak devlet kurumlarının işi değildir
KIBRIS PİR SULTAN ABDAL KÜLTÜR DERNEĞİ BASIN AÇIKLAMASI
* Cem evlerimizi tanımlamak, ibadethanemize tarih içinde bir kılıf biçmek devlet kurumlarının işi değildir helede Kıbrıs Türk Din İşleri Başkanlığının hiç değildir.
6 Ağustos Perşembe günü ülkemiz görsel ve yazılı basınında çıkan “Suiçmez topu devlete attı” başlıklı haberlerde Kıbrıs Türk Din İşleri Başkanı sayın Yusuf Suiçmez’in "Cem evi, Kıbrıs Türk kültür tarihinde yok”,”Kıbrıs Türklerinde bu yönde bir inanç olduğuna tarih içinde rastlamadım”,”Bilimsel değiller”,”Cem evi tarih içinde kurumsallaşmış olarak bulunmuyor” ifadeleri camiamız tarafından kabul edilemez açıklamalardır.
Daha önceki yaptığımız basın açıklamamızdada belirttiğimiz gibi laik devlet anlayışı gereği ne devlet ne de devlet kurumları din açıklaması yapamazlar. Ancak ve ancak dini yaşayabilecek ortamlar hazırlarlar. Bize göre inanç ve ibadet içseldir ve orada kalır. Burada ibadetin uygulandığı mekanlar bizce zaten devlet idaresinde olmamalıdır, halk kendisi finanse edip inancını yaşamalıdır.
Cem evlerimiz 1500 yıllık kanlı tarihimizin her nefesinde vardır. Ne Osmanlı döneminde ne de Cumhuriyet döneminde devletten yardım almadan bu günlere kendi imkanlarıyla gelebilmişlerdir. Eskiden Cem’in yapılacağı mekan toplumun sığacağı en büyük ev yada en fakirin evi seçilirdi ki dayanışma gerçekleşsin, görgü mabetinde bereket olsun, bolluk olsun, gidilen eve bir fayda olsun. Kentleşmeyle birikte siyasi faktörlerinde etkisiyle ibadet yerlerimiz aynı zamanda kültürel faaliyet gösterdikleri için uygun koşullardaki mekanlar haline gelmiştir.
Türkiye'de devlet vergisini almış, çocuklarımız vatani görevlerini yapmış, ülkesel mücadedelerde en önde gitmiş bir topluma 85 yıldır bu yönde elinden gelen asimile politikasını denemiş ve başarılı olamamıştır. Bugün aynı senaryolar Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde’de dönmektedir. Burada yaşıyorsak, vergimizi ödüyorsak, askerlik yapıyorsak bu devlet cem evimizi yapmak zorundadır. Nasıl Avrupa'da din ve vicdani haklarımız korunuyorsa, kültürel zenginliktir anlayışıyla ibadethanelerimize izin veriliyorsa çağdaş Kıbrıs'ta da böyle olmalıdır.
Siz Kıbrıs gibi laik bir ülkede katılımcı demokrasi uygulayacağınıza tüm inançlara aynı mesafede duracağınıza kendi inanç sisteminizi, sizin gibi inanmayanları da ötekileştirerek tarihte yok sayarak olanı inkar ederek asimile etmeye yok etmeye çalışıyorsunuz. Oysa ki hem T.C. arşivlerinde hemde Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arşivlerinde ülkemizdeki Alevi-Bektaşi dergahlarının yerleri belgelidir. Sorarız size Kırklar bölgesiyle, bir asimile çalışmasıyla Kızılbaş'tan, Kızılay'a çevrilmiş bölgeler adlarını nereden almaktadır? Yine Ercan Havalimanı'ndan sonra gelen, askeri alan olarak kapalı duran Kıkmezarın açıklaması nedir? Yine ülkemiz araştırmacısı Dr. Nazım Beratlı’nın belgeleriyle yazdığı kitap sizin için bir kaynak değilmidir? Yine yöre halkının ifadeleriyle “En uyumlu olduğumuz toplum Alevilerdir. Evlerimizde Zülfikar (Hz.Ali nin kılıcı) ve Hz.Ali resimleri vardı, ama ne olduğunu Türkiye'ye eğitime gittikten sonra öğrendik” ifadeleri asimile edilmiş Kıbrıslının gerçeği değilmidir? Bizde inanç ve ibadet, şekilciliği değil özünü benimser, islamda israf yoktur, duru ve öz olmak vardır. İlla ki şaşalı gösterişli binalar yapıp toplumda bir baskı mı oluşturmalıyız? Yüz yıllardır devlet yöneticileri, sizin gibi zihniyetler yok dedi diye yokmu olacaktık. Bakın bizler varız ve buradayız. Sizler gibi düşünenler yüzünden bu toplum bölünmüyor mu, sizler gibi aymazlar yüzünden bu toplum bilmediği anlamadığı kin ve öfke ortamlarında yetişmedi mi? Allah diye allahın yarattığına kıymadı mı? Kıbrıs Türk toplumunun kabul ettiği ve devlet erkanının cem evi projemiz için arsa tahsisi ettiğini, yapılan temel atma törenlerinde en üst düzeyde katılımın olduğunu siz hangi akla hizmetle inkar edersiniz. Sizi yapmış olduğunuz bu açıklamalardan ötürü şiddetle kınıyoruz.
Tavsiyemiz bu aymazlıktan bir an önce vazgeçip camiamızdan özür dilemeniz veyahut etik olarak istifa edip görevi daha iyi icra edeceklere bırakmanızdır.
Saygılarımla
Basın ve kamuoyuna duyurulur.
Yönetim kurul a.
Başkan
Selver KAYA
Alevihaber.com - 9 Ağustos 2009
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.