Dünya’ya merhaba dediğim köyde, kimse kelime-i şaadet-i bilmez asla ramazan da oruç tutmaz, namaz kılmaz, hacca gitmeyi düşünmezdi ve Cem’lerde kuran okumazlardı. Yani İslama göre şirk olan  saz, deyiş, semah,  Pir-Mürşit, Müsahip, Bozatlı Hızır, Enelhak, dört kapı kırk makam, Devriye, kadın erkek eşitliği, cem’de kadın olmadan Cem’in bağlanamayaçağı gibi ibadet ve düşüncelerinden asla vazgeçmediler.
Sahip oldukları bu kadim inançın tarihini ve felsefesinin derinligi hakkında da hiç bir şey bilmezlerdi. Onlara göre Hz Ali Alevi'liğin başıdır. Ali, Muhammed ve Ehlibeyt yolumuzun serveridirler,  aslolan 12 İmam Orucunu kaçırmamak gerekir.
Darına durdukları Hallac-ı, Nesimi'yi, Virani'yi, Kazak Abdal’ı, Kul Himmed’i, Baba İshak’ı, Kaygusuz'u bilmez ama Hasan, Hüseyin herşeyden önemlidir. Bu onların suçuda değildi, okumamak gibi bir lüksleri olmadı, komin hayatı ve geleneksel bilgilere inanır ve sıkı sıkıya onlara tutunarak yaşarlardı.
Çevredeki sunni esnaf veya yerel ahaliyle olan sosyal ve kültürel ilişkilerde inançsal bazdaki muhabbetlerde ''Kuran'ın  Emevi'ler tarafından değiştirildigini, değiştirilmiş Kuranada itibar etmiyoruz, derlerdi.’’ Arap'ların inandığı Kuran Osman’ın musafı, İslam tahrif edilmiş, kitap bozulmuştur diyerek İslam şartlarının hiç birine uymayıp kendi ibadet ve kültürlerini devam ettirdiler. Dominant inançın katliamlarına daha fazla maruz kalmamak için Alevi uluları, ’’Madem islam dini karşısında askeri bir acıdan bir savaş veremiyorsak, o halde islamı red etmek yerine belli öğelerin (Muhammed,Ali,12 İmam) üzerine ezoterik anlamlar yükleyerek yol içinde eritip hayatta kalma yolunu seçmişlerdir.
Bu sebeple bu gün Alevilerin kafası çok karışık çoğu islamın şartlarını kültürünü kabullenmeyip kendisini İslamın özü, ehlibeyt soyundan görüyor. Bu durum can korkusuyla yürütülen politikaların sonucu yapılan bir takiyedir. Halen yürütülen Şii-İslam misyonerleri bilgisiz Alevileri islamlaştırmak için var gücüyle çalışıyorlar.
İslamda peygamber  Muhammet’tir. Kitap kuran'dır, ibadet namazdır, ahlak Arap ahlakıdır, gelenekler Arap gelenekleridir, kutsadıkları dil Arapçadır. Bu tartışılmaz bir gerçektir. Günümüzde  soylarının hz. Ali ile Ehlibeyt'ten geldiğini savunan Dede ve Pir'lere sormak lazım, "Madem soyumuz Arap coğrafyasından geliyor o halde Alevi felsefesinin kökenlerini orada aramalıyız !!! hangi ocaklar halen orda mevcut !!! farkında olmadan yaptıkları bu yönlendirme ile egemen devletin "Sünnileştiremediği" Aleviliğin "Şiileştirilebilmesinin" önünü açtılar.
Ebeveynlerimiz okumadıkları halde alimlerdi, günümüzdeki okumuş cahillerden fersal fersal öndeler.
Yüzyirmidört bin peygamber evveli
Kurulmadan şu dünyanın temeli
Ay gün yayılmazdan evveli
Magripten maşrike doğan nur nedir?
Kul Himmed

Saygılarımla,
Kazım DURSUN