‘Siyasete Müdahale’ Baykal’a Takıldı

Kemal Akbal / 07 Haziran 2007
 
Birçok insan ‘siyasete müdahale’ tezinin  gidip CHP’den milletvekili adayı  olma olduğunu  bilselerdi,  bu tezi bu anlamıyla ortaya atan insanlara karşı tepkileri farklı olurdu.

Kendini oluşturduğu kurumlarla artık çok rahat bir şekilde ifade edebilen Alevilik inancı, hiçbir zaman özünden uzaklaştırılmamalı. Siyasete müdahale şiarıyla Alevilik özü kulanılmamalı ve zedelenmemelidir.

‘Siyasete Müdahale’ Baykal’a Takıldı / Kemal Akbal

07 Haziran 2007

Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu yaklaşan seçimlerle birlikte bundan birkaç ay öncesinde ortaya attığı ‘Siyasete müdahale’ tezine maalesef  CHP müdahale etti.

Bu kurumun içerisinde yer alan birçok kişinin bu tezi tam manasıyla anlamamasına rağmen, Alevi inancının Türkiye’de yasal güvence altına alınması, Aleviliğin tanınıp Türkiye siyasetinde muhatap alınır bir düzeye gelmesi inancıyla bu ‘siyasete müdahale’ tezinin  sonuçlarını beklediler.

Birçok insan ‘siyasete müdahale’ tezinin  gidip CHP’den milletvekili adayı  olma olduğunu  bilselerdi,  bu tezi bu anlamıyla ortaya atan insanlara karsı tepkileri farklı olurdu.

Kendini oluşturduğu kurumlarla artık çok rahat bir şekilde ifade edebilen Alevilik inancı, hiçbir zaman özünden uzaklaştırılmamalı. Siyasete müdahale şiarıyla Alevilik özü kulanılmamalı ve zedelenmemelidir.

Alevi Bektaşi Federasyonu ve Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonunun  20 Mayıs’ta düzenledikleri Alevi Bektaşi Meclisi  sonrasında yayınladıkları deklarasyon da CHP ve DSP’nin birleşmesinin yeterli bulunmadığı ve bu birlikteliğe diğer sol, sosyalist, sendika ve demokratik kitle örgütlerininde  katılması gerektiğini belirtmişlerdi.

Buna göre şu sonuç ortaya çıkıyordu CHP ve DSP ittifakı tek olduğu takdirde desteklenmeyecekti.

Meğerse içerdeki hesapla dışardaki hesap farklıymış.

Aradan birkaç gün geçmeden bu kurumların bazı yöneticileri  CHP’den adaylık başvurusunda bulundular. Sanırsam fikirleri erken değişti ve CHP’yi bu haliyle yeterli buldular. ABF başvuruların bireysel olduğunu, kurum olarak böyle bir başvuru yapmadıklarını belirtse bile deklarasyonun son paragrafında şunlara yer vermişti.

’’Fakat kurumsal olarak bugüne kadar kimseden olumlu bir cevap ve destek almadık. Ayrıca ABF olarak TBMM’de Alevi milletvekillerinin sayısının artmasını sağlamak için, Alevi kökenli insanlarımızın sol partilerde bireysel başvuruları ile milletvekili olmalarına bir itirazımız olamaz. Aksine her seçimde Alevi milletvekilli adaylarının artmasını ve seçilebilir noktalarda bulunmalarını memnuniyetle karşılar.’’

ABF basına böyle bir açıklama yaparken AABK’nın açıklaması ise şöyle oldu:

’’Önümüzdeki seçimlerde yıllarca Alevi toplumuna hizmet etmiş, bir çok canımız aday adayı olmuştur. Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) Başkanlık Divanı olarak bu seçimlerde milletvekili aday adayı olan bu canlarımızın adaylıklarını coşkuyla karşılıyor, bütün gücümüzle arkalarında olduğumuzu kamuoyuna duyururuz.’’

Bunlar şapka çıkarılacak açıklamalar değil tabiki...

Kurumlarda durum böyleyken, adaylık başvurusu yapan kişiler (bir kişi hariç) CHP listelerine bile alınmadılar. Liste dışı kalan aday adayları ve destekçileri Baykal’ı eleştirmeye koyuldular.

Bu sonuç beklenmiyordu tabi. Hepsi aday gösterileceklerine garanti gözüyle bakıyorlardı. Ancak şapka düştü ve kel göründü.

Peki bu partilerden aday olmaya çalışan Aleviler bazı şeyleri hesaplamamışlarmıydı?

Alevi katliamlarında elleri Alevi kanına bulaşmış bu partilerin size bunu yapabileceğini hiç düşünmedinizmi?

Bu partiden aday olmayı düşünürken kimleri temsil etmeyi düşündünüz acaba?

Peşinizden yığın yığın gelecek bir Alevi kitlesi mi düşündünüz?

Yoksa Pir Sultan’ın cüretiyle karşınıza dikilecek neferlerin nefeslerinde boğulacağınızı hiç düşünmediniz mi?

İyisimi siz yine televizyonlarınızın, dergilerinizin başına geçin  Alevi özünüzü Alevi özüyle harmanlayın.

07 Haziran, 2007
Kemal Akbal