Kargaşa kaos mu, yol'mu?
Alevi YOL inancının Doğa ile Bağını kesmek..!! Yaşadığımız süreçlerin bize yapılanların sonucudur.
Köyden kente göç ile başlayan, insanımızın yaşadığı hertürlü mecburiyet karşısında daha iyi bir hayat, maksadıyla çıktığı yolculuklar, kimine dağılıp bitme, kimine değerlerimizin yaşanılabilir olmaktan çıkma algısını yaşatması, hakim devlet dininin etkisinde eğitim ve mahalle baskısına her yerde maruz kalması, katmerleşen ağır siyasi baskının en çok Alevi inancı mensuplarına yansıması, Siyasal bölünmüşlük, ve daha çok ekonomik sosyal nedenler üzerine kopuşları beraberinde getirmiştir.
Yaşadığımız katliam, sürgünleri, etkilerini not edelim.
Biz artık o eski biz değiliz..!!
Eski doğal yapısını koruyamıyan, değerlerimizin aşınmasını, kaybolmasını engelleyemez hale gelen insanlar, kentlerde her yöreden Alevi olarak, bir araya gelmeye başladığında yani, kendi örgütlerini kurduklarında ne yapacaklarını neler yapacaklarını, kendinden emin olmadan, işe koyuldular.
Bu örgütlenme bir araya gelişin bile nedeni katliamlara karşı güçlü görünme, korunma varız deme arzusuydu.
Ve elbette, Devletlerin egemenleri, boş durmadı.
İlk Alevi örgütlerini kendi kontrol ile organize dizayn yapmak üzerine bir çok müdahalede bulundu.
Bu müdahale devam eden, ardı arkası kesilmeyen manipülasyon, provaksyon, asimilasyon ile devam ediyor.
Köyde kalanlarımızda, bundan nasibini aldı.
Artık tanınmayacak hale gelene kadar, bu süreç devam edecek gibidir.
Aykırı sesler çıkarsak bile bu sesleri duymayacak, anlamıyacak kadar yabancılaştık, hislerimizi duygularımızı kaybettik.
Bunun en son örneğini, Alevi Toplumunun son kalesi, tek Alevi kenti olan DERSİM, de yaşadık.
Her türlü zulümü katliamı kırımı sürgünü yaşamış buna rağmen hala Alevi kimliği ile ifade edilebilen, Dersim, de ki son olay Alevilerin yüzüne ayna tutu..!!
Hakaretler havada uçuştu, aşağılama yarışı, ben biliyorum hastalığı, bilinçli görülmeyen el yine bizi bize bırakmıştı.
Edindiğimiz karekterler, maalesef YOL un dışına savrulmuştur.
Herkes Aleviyidi, ama Alevilik YOL yoktu bu yaşanılan durumda.
Aslında sonuçları yaşıyorduk, yaşıyoruz..!!
Ömründe bir kere bile o coğrafyaya ayak basmayan, Dersimlide konuştu, içten içe ırkçılık zehirden tadanda konuştu, Orada olup, toprakla doğayla bağı kopanda konuştu, bir tek, YOL konuşamadı..!!!
YOL adına, herkes bol bol konuştu, sadice YOL, konuşmadı, üste çıkmaya haklı çıkmaya çalıştı.
Oysa mesele çok karmaşık değildi, kafası karışık olan bizlerdik..!!!
Kılıçla mimbere çıkanların fikriyatına uydurulan kirlenme, bize bolca sıçramış zıttımıza benzeşir hale gelmişiz.
Ne toprağı, doğayı, ne ziyaretlerin kadim değer ve anlamlarını, nede tüm samimiyeti ile dağı, taşı engeli, aşarak, binlerce metre yüksekliğe çıkan, Düzgün bawaya yüz süren dilek dileyen, yüreklerin, samimi, doğal duygularını, artık anlıyamıyoruz.
Kiminin gözünde para, kiminin gözünde itibar, kiminin gözünde örgüte iktidar ve daha bir çok rant vardı.
Kimi siyasal olarak üstünlük peşindeydi.
Dert ne Sivas ta katledilendi, nede Düzgün bawanın kutsallığı, sorun bizlerin değerlerine olan yabancılaşma ile maddileşmede yatıyor.!!
Sonuç, biz, bizi bilmezsek, el bizi ne bilir, ne anlar..!!
YOL ne diyor ise, kadim tarihimizde bunun çözümleri var, on göre aklımızı yüreğimizi bir edelim.
Değerlerimize, bizi, biz yapan, kadim inancımıza sahip çıkalım.
Suyu gözesinde kirletmeyelim..!!
Unutmayalım ki kurumlar araçtır..!!
Amaç değil..!
Birlikte güç olabiliriz, kavga düşmana hizmettir..!!
Muhabbetten gıdamız var..!! İşbirlikçilere fırsat yaratmıyalım..!
Gerçeklerin, sevgisi ile adaletle vicdanla YOL un tüm samimi yüreklerine..
Gerçeklerin demi devranına aşk ile..
25.07.2020
Binali ipek
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.