Kapitalizm üzerine kısa sohbet
Kapitalizm üzerine kısa sohbetGündüz VASSAF / RADİKALKonuşma İngiltere’de maden işçisinin oğluyla annesi arasında geçer. ...
Kapitalizm üzerine kısa sohbet
Gündüz VASSAF / RADİKAL
Konuşma İngiltere’de maden işçisinin oğluyla annesi arasında geçer.
“Anne üşüyorum, sobayı yakamaz mısın?”
“Kömürümüz yok oğlum”
“Neden?”
“Çünkü paramız yok.”
“Neden:”
“Çünkü babanı işten çıkardılar.”
“Neden?”
“Çünkü fazla kömür var.”
Hollanda’da psikoterapist olarak çalıştığım yıl ekonomik kriz vardı. Çalışmak istediği halde çalışamayan, işten atılan, işssizlik parası almasına rağmen depresyona giren, çocuklarından utanan nice kişinin bu nedenle benle görüştüğünü hatırlıyorum. Mesai saatlerinde sokağa çıksalar, işssizin teki diye dikkat çekecekleri endişesiyle gün boyunca sokağa çıkmayanlar vardı aralarında.
Bugünlerdeyse işssiz kalanların kendilerini yaktıklerı, anne ve babanın çocuklarını da öldürüp intihar ettikleri haberleri geliyor...
Kapitalizmin doğasında olduğu söylenen yeni bir ekonomik kriz içindeyiz.
Şu anda dünyada 60 milyonu aşkın işssiz olduğu söyleniyor. Sayılar her gün artıyor.
Şimdilik istatistik olarak algılanan işşiz milyonlar ne yapacaklar?
CIA terörizmin en büyük tehdidinin ElKayda’dan değil işssizlik sonucu toplumsal patlamalardan geleceğini açıkladı.
Devletler halklarına karşı şiddet kullanma yetkilerini uygulayacak yeni eğitilimiş kuvvetler yetiştiriyor.
Kapitalizmin bundan bir önceki, 1929 krizinde dünya nüfusunun %70 kadarı kırsal kesimdeydi. Köylerinde yaşıyor, ellerindeki olanaklarla beslenebiliyorlar, geniş ailelerin koruyucu şemsisyesi altında ne varsa paylaşılıyordu. Geçen yıldan itibaren dünya nufüsünün yarısından fazlası suyun parayla satıldığı, tuvalete parayla gidildiği, sokaklarda yatıp kalkan yoksulların görmezden gelindiği şehirlerde yaşıyor.
Fazla kömür olduğu için işsiz kalan maden işçisi örneğinde olduğu gibi, piyasanın arz talep ilişkilerinin ifadesi olan yedek işsizler ordusu normal koşullarda da kapitalizmin olmazsa olmaz şartı. Kriz dönemlerindeyse, önceden de en son 20. yüzyılda olduğu gibi, kapitalizm, dünya savaşlarına, totaliter rejimlere gebe.
Bunları bilmemize rağmen dünyaca bu düzeni sahiplenir olduk.
İnsanı hayvanlardan ayırt eden alet kullanmasıdır diye kendimizle övünüyor, sonra da işsizliği doğal sayan bir toplumsal yapıyı baş tacı ediyoruz. İlkel diye baktığımız avcı toplayıcı ya da tarım toplumlarında işssizlik yoktu. İşçi sınıfının doğuşuyla birlikte işsizliği de biz icat ettik.
İçinde yaşadığımuz sistem düzenden çok bir patolojinin adı.
Dünyanın tüketimle kurtulacağından medet ummaksa hastalığımızın ifadesi.
RADİKAL - 12.04.2009
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.