İzzettin Doğan'ın balonu

Uygur EROL

“Ben varsam Alevilik var, ben yoksam Alevilik yok” edasında olan Cem Vakfı Genel Başkanı İzzettin Doğan, Ankara’da bir araya gelip demokratik haklarını kullanarak gayet masumane isteklerde bulunan,”eşit hak” isteyen 100 bin Alevi’yi “yok” saydı.“Onların Alevilikle ilgisi yok Alevici değiller” dedi.

Ve kendi balonunu söndürdü.

Bir zamanlar Radyo Barış’ın yapıp 100 binleri topladığı ‘Barışa Semah Dönenler’i de engelleyip küçültmüştü. Ama, rant için yapılıyor diyerek küçülttüğü kültür eyleminin yerine koyacak bir şey getirmemişti. Böylece 100 binlerin bir araya gelmesinin önünü kesmiş oldu.

Ankara içinde aynı şey söz konusu, 100 binler bir araya gelmesin de…

Ankara buluşmasına Doğan’dan başka birileri daha karşı çıktı.

Biri Dünya Ehli-Beyt Genel Başkanı Fermani Altun. Hani anımsarsınız Aleviliği sapkınlık olarak halka yayan, asimile etmek isteyen, cem evlerini ibadethane olarak görmeyip camilere çekerek Sünnileştirmek isteyenlerin milletvekili adayı Fermani. Bir de akıl veriyor “alevi olmayanlar Alevilikle ilgilenmesin” diyor.

Kendisi ilgileniyor da ne oluyor?

Ben alevi değilim ama haksızlığa uğramış her kesimle ilgileniyorum ve ilgileneceğim.

Örnek mi istersiniz bay Altun? Kadın değilim ama kadın haklarıyla ilgileniyor ve savunuyorum. Çocuk değilim ama çocuk haklarıyla, hasta değilim ama hasta haklarıyla aklınıza ne gelirse “tüm insan haklarıyla” ilgileniyorum ve savunuyorum. Polisten dayak yiyen zencinin de hakkını, zenci olmadığım halde savunuyorum.

Sizde savunun Sayın Fermani Altunlar sizde.

Rantsal savunma değil “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne” uygun savunun.

Bir başka grup ise Caferiler. Onlar ne hikmetse kendilerini Türk Alevilerinden değişik görüyorlar. Kendi başlarına buyruklar.

Ha, az kalsın unutuyordum bir başkası da Sayın Alevi Kökenli Milletvekili Reha Çamuroğlu. Aleviliğin rantında vekil olup alevi hareketine fren görevi üstlenen zat-ı muhterem.

“Aman ha sesinizi yükseltmeyin, aman ha yerinizden kıpırdamayın bu işi bize bırakın biz TBMM’nde çözeriz” diyen ama "düşen” vekil.

Bu ne demek?

“Bunları yapın bir yüz sene daha yerinizde kalın” demek.

Bence, bu fren görevlileri hızla yol almanın önünde kendilerine düşen rollerini oynuyorlar.

Ama Alevi toplumu galiba sabah olduğunu fark etti.

Ne dersiniz?

Uygur EROL
Akistanbul.com- 18 Kasım 2008