İşte Alevi Açılımı: İnsanca Sağlık İsteyen Alevi Doktor, İşten Atıldı!
İşte Alevi Açılımı: İnsanca Sağlık İsteyen Alevi Doktor, İşten Atıldı! ERZİNCAN (01.02.2010) – Erzincan’ın Mollaköy Beldesi’nde,...
İşte Alevi Açılımı: İnsanca Sağlık İsteyen Alevi Doktor, İşten Atıldı!
ERZİNCAN (01.02.2010) – Erzincan’ın Mollaköy Beldesi’nde, Alevilere uygulanan ayrımcılık, somut bir örnekle daha kanıtlandı!
Nitelikli ve insanca sağlık hizmeti mücadelesi veren Doktor Müslüm Doğan, memuriyetten atıldı!
Doktor Müslüm Doğan, 2008 yılında geldiği Mollaköy Sağlık Ocağı’nda, nitelikli sağlık hizmeti verilemediğini ifade ederek Sağlık Bakanlığı’na başvurmuş, gezici klinik, ambulans ve sağlık malzemeleri gibi eksikliklerin giderilmesini istemişti.
Bu araç-gereçlerin sağlanmasının koşulu olarak yasalarda bulunan “şehir merkezine 15 km uzaklık” kıstasına Mollaköy Beldesi uyuyor. Ancak buna rağmen, Dr. Doğan’ın talebine Sağlık Bakanlığı’ndan uzun süre karşılık verilmemişti. Yakın zaman önce gönderilen bir takım sağlık malzemesi ise, çok eski ve kullanılmaz durumda olunca, Dr. Doğan tepki göstermiş, yetkililerle görüşmüştü. Sağlık İl Müdürlüğü’nü Valilik’e şikâyet eden Dr. Doğan, Vali’nin tehditlerine ve “olayı kapat!” zorlamalarına maruz kalmıştı.
Vali’nin tehditlerine rağmen mücadelesinden vazgeçmeyen Dr. Doğan, bu kez de, Valilik’in tutumunu Adalet Bakanlığı’na ve Başbakanlık’a bir dosya halinde sunmuştu. Ayrıca, Savcılığa da suç duyurusunda bulunmuştu.
Mollaköy’e Araç-Gereç Verilmemesinin Nedeni: “Alevilik”
Bütün bu hukuk mücadelesine rağmen, Mollaköy’e kullanılmaz durumda bir takım sağlık malzemesi dışında herhangi bir araç-gereç temini yapılmadı. Bölgede yaşayanlar ise, çevresindeki diğer belde sağlık ocaklarına verilmesine rağmen, Mollaköy’e bu araç-gereçlerin verilmemesinin nedeni olarak, “Alevi kimliği”ni gösteriyorlar.
Nitelikli sağlık hizmetini halka ulaştırabilmek için yoğun bir çaba sarf eden ve uzun soluklu bir hukuk mücadelesi veren Dr. Müslüm Doğan, bütün bu yaptıklarıyla “memuriyete uygun olmayan davranışlarda bulunduğu” iddiasıyla, memuriyetten uzaklaştırılma “ceza”sına çarptırıldı!
Dr. Müslüm Doğan’ın memuriyetten atılmasıyla sonuçlanan süreçle ilgili, Mollaköy Beldesi’nde belde halkı ve Erzincan Demokrasi Platformu tarafından bir basın açıklaması düzenlendi.
Kitle adına basın açıklamasını Murat Çiçek yaptı. Çiçek, yaptığı açıklamada, Mollaköy Beldesi’ni kısaca tanıtarak, “Alevilerin çoğunlukta olduğu diğer yerleşim yerleri gibi, Mollaköy Beldesi de, gerek ülke genelinde gerekse de ilimizde yapılan yatırımlardan hakça pay alamamaktadır. En temel sağlık ihtiyaçlarının karşılanması noktasında bile, akla mantığa sığmayacak biçimde engeller konulmakta ve çeşitli bürokratik engellerle Mollaköy Beldemiz kaderini kabullenmeye zorlanmaktadır.”
“Ayrımcılık bir devlet politikasıdır!”
Alevilere yönelik ayrımcılığın son örneğinin Dr. Doğan’ın memuriyetten uzaklaştırılması olduğunu ifade eden Çiçek, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Tek amacı Mollaköy Beldesi’ne daha kaliteli ve insanca sağlık hizmeti vermek olan Müslüm Doğan hakkında ‘memuriyetle bağdaşmayacak davranışlarda bulunmak’ suçlamasıyla açılan soruşturmanın asıl nedeni, çoğunluğu Alevi olan Mollaköy’e karşı kafalara yerleşmiş olan ayrımcılık kültürü ve bu nedenle Alevilere para harcamak istememeleridir. Bu bir devlet politikasıdır. Oysa ki Mollaköy halkı da herkes gibi bu devlete vergi ödemektedir.”
Çiçek, açıklamasını, Müslüm Doğan şahsında, Alevilere yönelik ayrımcı politikaların son bulması talebiyle sonlandırdı.
Mollaköy halkı: “Doktorumuzu istiyoruz!”
Basın açıklaması sırasında “Eşit yurttaşlık hakkı için ayrımcılığa hayır! Doktorumuzu geri istiyoruz!” pankartı taşınırken, ayrıca, “Ayrımcı zihniyet istemiyoruz”, “Doktor değil, ayrımcılar sorgulansın”, “Mollaköy halkı doktorunu istiyor!” sloganları atıldı.
Basın açıklamasına, Demokratik Haklar Federasyonu’nun (DHF) yanı sıra, bazı devrimci ve demokratik kitle örgütleri destek verdi.
Basın açıklaması sırasında görüştüğümüz Dr. Müslüm Doğan ise, yaşananları anlatarak, bize sesini bir mektupla ulaştırmak istediğini ifade etti.
Dr. Müslüm Doğan’ın yaşananlarla ilgili, Devrimci Demokrasi Gazetesi'ne yazdığı mektubu, olduğu gibi yayınlıyoruz:
“Merhaba,
15.05.2008 tarihinde, Mollaköy Sağlık Ocağı’nda göreve başladım. Bu bölgeye kendi isteğimle ve seçimimle geldim. Geldikten sonra bölgenin sağlık hizmetleri yönünden ihmal edildiğini görüp, kendi çabalarımla, sağlık hizmetlerinin kalitesi ve sürekliliğini artırmaya çalıştım. Bölge’nin sosyo-ekonomik yönden zayıf olmasından dolayı, her iki haftada bir, sağlık ocağına bağlı 11 köy merkezinde seyyar(taşıma aracı içinde) poliklinikler kurarak, halkın yanında sağlık hizmeti verdim. Fakat İl Sağlık Müdürlüğü’ndeki yobaz anlayış önüme her seferinde engel koyuyor, bırakın sağlık hizmeti vermemi, bölgeye karşı kanunî hizmet zorunluluğumun önüne bile geçmeye çalışıyorlardı. Bölgeye gerek araç-gereç, gerekse de laboratuar hizmetinin bile önüne geçmeye çalışıyorlardı. İl genelinde sağlık personeli arasında da bir öncelik sıralamasının olduğunu fark edince, bilgi edinme ve dilekçe verme hakkımı kullanarak, gerek görevlendirmelerdeki usulsüzlükleri, gerekse de bu farklılıkları sorgulayan dilekçeler yazdım. Bölgesel bir potansiyel farklılıktan kaynaklı bu hizmet anlayışını sorguladıktan sonra, önce tehdit, sonra soruşturmalara ve cezalandırmalara maruz kaldım.
Bölgede Alevi yoğunluklu bir demografik yapı olmasından kaynaklı olarak rahatsız olduklarını düşündüğüm yetkilileri, anayasal kuralları uygulamaları, herkesin TC vatandaşı olduğu ve anayasanın eşitlik ilkesine bağlı bir anlayışa sahip olmaları gerektiği yönünde uyardım. Sonrasında ise, hukuk-dışı ve baştan belirlenmiş soruşturmalarla cezalandırıldım. Bu konuyu Valilik’e ilettiğimde sözlü uyarı yapıldı ve olayı kapatmam söylendi. Bunun üzerine, konuyu bir dosya haline, Adalet Bakanlığı ve Başbakanlık’a ilettim. Bunun öncesinde ise, Savcılık’a suç duyurusunda bulunmama rağmen, Valilik makamı soruşturmayı engelleyip, hakkımda başlatılmamış soruşturmanın sonucuna dayanan bir açıklama yaptı. Sonrasında sonucu önceden açıklanmış bir soruşturma başlatılarak, ceza verildi. Bu soruşturmalarda, ayrıca, dilekçe vermenin suç olduğu söylendi.
Sağlık Ocağı’nın kılık-kıyafet yönetmeliğine aykırı, tesettürlü bir şekilde denetlenmesini, anayasal kuralların sadece bir kesime uygulandığını, başka bir kesime sıra geldiğinde cemaatvari bir bakış açısı olduğunu ve bunun Valilik bilgisi dahilinde yapıldığını dilekçeyle BİMER vasıtasıyla ilettim.
Sonrasında ise tehditler aldım. Son olarak, önce Aile Hekimliği’ne kura ile atandım. Sonrasında gidip hizmet bölgesine taşınıp taşınmadığım sorularak defalarca taşımam için sözlü uyarılarda bulunuldu. Beni Mollaköy’den uzaklaştırmak istiyorlardı. Taşındığımı söyleyince bana ‘gel sana bir şey vereceğiz. Şimdi sıra bizde’ denilerek, uzaklaştırma yazısı verildi. Uzaklaştırma yazısında, kötü hizmet verdiğim iddiasıyla sicilime düşük not verilmiş, ayrıca, orada görev yapmadığım iddia edilmişti. Ayrıca Valilik ve Sağlık Müdürlüğü’nün 08.01.2010 tarihinde, atılmam için, Bakanlık’a teklif götürdüğünü ve atılma kararının geldiğini öğrendim.
Türk, Kürt, Alevi, Sünni inançlarından herkese eşit sağlık hizmetlerinin öncelik edinmiş bir doktor olarak, tehditlere maruz kalmam, ülkemizin hala belirli egemen ve baskıcı bir anlayış tarafından yönetildiğinin kanıtıdır. Düşünün ki, öncesinde radyo anonsuyla laboratuar hizmeti başlatmam bile, uyarıyla sonuçlanmıştı. Bütün bu olayların üzerine İdare Mahkemesi’ne dava açtım. Ama sonucu ne olursa olsun, herkesin eşit yaşayacağı, hukuk kuralları çerçevesinde insanca yaşayacağı bir dünya özlemiyle yoluma devam edeceğim.
Dr. Müslüm Doğan - 30.01.2010"
Demokratik Haklar Dernekleri Federasyonu - 01.02.2010
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.