İstanbul sözleşmesi Ahlaksızlık mıydı...!
Istanbul sözleşmesi günümüzde artık olağan hale gelen ve tüm dunyayayı da içine alan Kadın yani insanın Anası yani insanın diğer yarısının ataerkil ( erkek ) güç tarafından yaşam hakkının elinden alınması,
insan değilde eve kapatılmış bir bakıcı köle olmaktan çıkartılıp insan olduğunun anlatılması ona yaşam hakkının sağlanması ve korunması için 45 ülke tarafından 11.Mayıs 2011 de istanbulda imzalanarak aynı yıl yürürlüğe giren aile koruma sözleşmesi dir.
Bu aileyi ve kadını koruma yasası( sözleşmesi )
altında imzaları bulunan tüm ülkelere kendi yasalarında bu sözleşmeye uygun yasal düzenlemeler yapmak ve uygulamak zorunluluğu getirilmiştir.
Sözleşme Anayasanın 90. Maddesi ile güvence altına alınarak 6284 sayılı Ailenin korunması kanununu ile kanunlaştırılımış olup halen yürürlüktedir.
Bu nedenle , sözleşme Meclis kararı olmaksızın ve Sözkonusu kanun iptal edilmeden tek imza ve kararname ile iptali imkansızdır.
Gelgörki Türkiyede bu yasanın uygulanması her nedense uygun görülmeyerek meclis kararına bile gerek duymaksızın kararname ile Cumhurbaşkanı tarafından 19 Mart 2021 tarihinde bir gece ansızın iptal edildi...
O zaman Soralım.. ;
Bu sözleşmenin ve dolayısı ile ailenin korunması yasasının ülkeye zararı nedir,
medeni ülkelerden eksiğimiz nedir,
Kadınlarımız ( Anne,Baci,Yenge,gelin,Çocuk, eş..) Bunların van güvenliği ve sosyal yaşam güvenliğini yasalarla güvence altına alınmasının ne gibi bir zararı olabilir..?
Kadın cinayetleri,tacizler,tecavuzler kol gezerken Kadınlarımız hangi yasa ile korunacak..?
Gerek dini gerek toplumsal yaşam kurallarında Kadına yönelik saygı sevgi ve Analık duygusu şefkati kandırmacası ile yaklaşarak ve akabinde de 15 yaşında veya daha küçük yaşlarda evliliğe zorlamak,
Aile içi şiddeti cinayeti ,tecavüzü reva görmek mi onların hakkı,
yoksa yukarıda degindigim gibi gerek inanç gerekse kültür den kaynaklı saygılı mı olmak gerekli yoksa Sosyal ve toplumsal vicdanlara seslenmek ve onların vicdanlarına bırakmak yerine yasalarla teminat altına almak mi..!
o halde bu sözleşmenin bizim toplumumuza uymayan ağır gelen namusumuza (.. namus sadece Kadına münhasır değildir) helal getiren yönü nedir,..?
Sözleşmeyi hazmedemeyerek fesh edip sonrada kadin haklarından ana-baci hakkından dem burmak hangi mantık..!
Meclisin ve orada bulunan Vekil (..! ) namzeti kişilerin olaya bakışı yorumu ayrıca onların aile ( Kadın) fertlerine reva görmek istemedikleri veya reva gördükleri durum nedir ..?
Global bir dünyada yaşıyoruz gerek sosyal gerek kültürel ve gerekse kişilik hakları kavramını hayatımızdan bertaraf etmek
Yaşamın diyalektigine aykırıdır.
insan dediğimizde Kadın-Erkek olarak bakmalıyız..!
Onlar ( kadınlar ) toplumun evrenin varlık sebebidir. Kararnamenin bir kez daha irdelenmesi ve yanlıştan inattan ve keyfi tutumdan sarfı nazar edilmesi icap eder.
Kadınlar bizim olmazsa olmazlarımizdir.
Onları göz ardı etmemeliyiz Ana hakkı kadın hakkı yaşam hakkı insan hakkı dileğmile ...