Irene Melikoff'a veda
Irene Melikoff'a vedaNihal Kemaloğlu / AKŞAM'1969 Eylül'ü idi Türkiye'ye ilk kez yeni evlendiğimde 1941'de gelmiştim....
Irene Melikoff'a veda
Nihal Kemaloğlu / AKŞAM
'1969 Eylül'ü idi Türkiye'ye ilk kez yeni evlendiğimde 1941'de gelmiştim. 'Hacı Bektaş Gecesi' ilanını gördüm.
Gitmeye karar verdim. Arkadaşlarım toplantı yerinin önüne geldiğimizde 'Biz buraya giremeyiz, bunlar Alevi' dediler.
'Korkuyorsanız, ben yalnız gideceğim' dedim. O gün, 30 yıllık bir yolculuğun başlangıcı oldu. Bir hafta sonra Hacı Bektaş'ın türbesini ziyaret ediyordum. Sonra bilmediğim bir dünyayı keşfettim. Alevi Aşıkların dünyasını. Ziyaretimin ertesi günü olağanüstü bas sesi olan bir Aşık'a rastladım. Cezbeye yakın Nefesler söyleyen Feyzullah Çınar'dı, kendisinden bir gün önce dinlediğim bir Nefes'i okumasını istedim. O gün yıldırım çarpmış gibiydim. Duygularım altüst olmuştu.
'Resmi Türkiye'yi ayrı bir çizgide yaşayan, bilinmeyen bir Türkiye keşfediyordum' diyordu Büyük Türkolog İrene Melikoff.
Bu karşılaşma bir dönüm noktası olacak ve Melikoff'un araştırmaları Aleviliğe doğru evrilecekti.
Bizlere de büyük bir dünyanın kapısını aralayacak, bizi kendi köklerimizle ilişkilendirecek ve kendimizle tanışmaya davet edecekti.
Yaşamını Alevi-Bektaşi çalışmalarına adamış İrene Melikoff hayata veda etti. Ekim devriminde Petrograd'da 40 odalı konakta doğan sarışın kız, Anadolu'nun büyülü, büyük kültürünü açığa çıkartacak, dillendirecek dünyaca ünlü İrene Melikoff olacaktı.
Petrol zengini Azeri baba ve Rus annesi Kızıl Devrim'den Avrupa'ya kaçmak zorunda kaldı ve 1919'da Paris'e yerleştiler.
Melikoff çocuk yaşta babasının kütüphanesinden Hafız Divanı'nı okudu, Sadi Şirazi ve Ömer Hayyam'la tanıştı.
18 yaşında Halide Edib'in Ateşten Gömlek'ini okuyup Atatürk'e büyük bir hayranlık duydu.
Paris Edebiyat Fakültesi'nden (Sorbonne) mezun oldu.
Jean Deny'den ve Adnan Adıvar'dan Türk dilinin yetkinliğini, Louis Massignon'dan sufiliği öğrendi ve derinden etkilendi.
Ömer Lütfü Barkan, Fuad Köprülü'nün katkılarıyla Türk-İslam'ın köklerine giden araştırmalara yöneldi.
Türk-İslam Batıni edebiyatında yoğunlaşıp oradan Bektaşilik'te derinleşirken Alevilik'le karşılaşınca hayatının istikameti ve temeli Alevilik ile Bektaşilik oldu. Bu alanlarda birçok akademik eserler verecektir.
Ahmed Yesevi, Fazlullah Hurufi, Seyyid Nesimi üzerine incelemeleri 'Uyur idik Uyardılar' ve 'Hacı Bektaş Efsaneden Gerçeğe' adlı Türkçeye kazandırılmış çalışmaları var
1968'de Strasbourg Türk Etütleri Enstitüsü Direktörlüğü'ne atandı. 1970 yılında Turcica'yı kurdu. Turcica, Türkoloji alanında dünyanın en yetkin bilimsel dergisi oldu.
İrine Melikoff şöyle anlatıyordu.'Bir Ayin-i Cem esnasında bir Türk dost bana 'Şu gördüğüz şeye inanıyor musunuz?' diye sordu.
Kendisine 'Benim rolüm inanmak değil, gözlemektir ve anlamaya çalışmaktır' diyerek yanıt verdim. Manevi açıdan Bektaşi ve Alevilerle yakınlığım ruh ufkumu genişletti. İyilik ve hoşgörünün hala yaşam bulabildiği dinlerüstü genişliklere yükselmemi sağladı.'
Muharrem ayının 11. günü Melikoff'u kaybettik.
Biz de onu Hakk'a doğru yürürken çok sevdiği ve beraber çalışmalar yaptığı büyük ozanımız Feyzullah Çınar'ın bir dörtlüğüyle uğurlamak istiyoruz.
'Kaşlarında Bismillah yüzün Beytullah
Seni öz nurundan yaratmış Allah
Sevmişem dost seni terketmem billah
Aşkın hançeriyle vuralar beni.'
Sevgili Melikoff'un bu dizeleri bizlerden daha derin duyacağına eminiz.
Nihal Kemaloğlu
(
<!--
var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';
var path = 'hr' + 'ef' + '=';
var addy84064 = 'nihal.kemaloglu' + '@';
addy84064 = addy84064 + 'aksam' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';
var addy_text84064 = 'nihal.kemaloglu' + '@' + 'aksam' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';
( '' );
84064 );
( '' );
//-->n
<!--
( '' );
//-->
<!--
( '' );
//-->
)
AKŞAM - 10 Ocak 2009
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.