İnsanlık...
İnsanlık...Durak Arslan / Fransa« Okunacak en büyük kitap İnsandır » der, Hünkarımız Hacı Bektaş Veli.« İnsan ne müthiş...
İnsanlık...
Durak Arslan / Fransa
« Okunacak en büyük kitap İnsandır » der, Hünkarımız Hacı Bektaş Veli.
« İnsan ne müthiş canavardır.
Ne büyük yeniliktir.
Ne müthiş ucubedir.
Ne büyük kaostur. Ne müthiş çelişkinin öznesidir.
Ne büyük bir harikadır.
Tüm nesnelerin yargıcıdır. Bön bir solucandır.
Doğrunun yöneticisi, bilgisizliğin ve yanılgının lağımıdır.
Evrenin şatafatı aynı zamanda pisliğidir » diye tarif eder insanı Pascal.
Dört ayrı kapıdan geçerek, kırk ayrı basamakdan çıkarak, süzülerek, yoğurularak, pişerek « İnsan-ı Kâmil » olmanın yolunu da gösterir yine Pir’imiz Hacı Bektaş Veli, Pascal’ın tarif ettiği o İnsana.
Ancak bunu anlayana.
Oysa biz;
Bir Başbakan tarafından İnsanlık nasıl yıkılır, ona tanık oluyoruz.
Tabi ki o yalnız değil, sarmaşık gibi Anadolumuzu saran bir zihniyetin ürünü.
Önce derinden, inceden inceye, çaktırmadan başladılar.
İnsanı yücelten her ne varsa onları yoketmekle devam ediyorlar.
Hep birlikte, Türkiye’de, Kars ilinde, bir Başbakanın yıkım emrine, bir belediye başkanının bu emire biat edişine, İnsanlık anıtının yıkımına karar verişine tanık oluyoruz. Hem de demokratik bir şekilde !
Yıkılacak olan bir anıt değil sadece.
Bir İnsanlık anıtı.
Bir lideri, bir ideolojiyi, bir sınıfı, bir tarafı, bir bireyi sembolize etse bile bir sanat eseri yıkılmaz.
Beğenip beğenmeme hakkımız var… bitti.
Kaldı ki yıkılmak istenen kutsal ve evrensel bir değerse, hatta ve hatta yıkım kararı verenleri bile İnsan oldukları kadar (!) içine alan bir İnsanlık anıtıysa bu hiç yıkılmaz.
Bu nasıl bir tehlike böyle.
Kars’lılar, tüm Türkiye’liler, bu ne büyük bir suç ortaklığı farkındamısınız.
Dünyaya hakim olan kötülükler, kötülerin çok olduğundan değildir, kötülere sessiz kalanların çoğunlukta olmasındandır bilirsiniz.
Ancak, bu kadar da kötü, bu kadar da kötülere sessiz kalınmaz ki kardeşlerim.
Açlıktan insanlar ölürler.
Acıdır, dayanılır.
Savaşlarda insanlar öldürülürler.
Acıdır ve yine dayanılır.
Ya İnsanlık öldürülürse !
Bu acıyı hissedecek kim kalır geriye ?
Mehmet Aksoy “Dozerin önüne bedenimi siper edip heykelimi yıktırmayacağım” diyerek, insanlık için duyduğu acının, fiziksel acıdan daha şiddetli olduğunu çınlatıyor kulaklarımıza.
Duyuyor musunuz ?
İşte sanatçının şimdiden ve derinden hissettiği acı budur.
Körlüğümüze ışık, sağırlığımıza ses olmak istiyor sanatçımız.
Bu ışığı görenleri, bu sesi duyanları, insanlık anıtını yıktırmamak üzere, bedenini siper etmeye, Mehmet Aksoy’un omuzuna omuz vermeye davet ediyorum.
O müthiş ucube’nin dozerine karşı gelmek üzere, Avrupa’dan sanat severlerle orada olmaya hazırız.
Yargısız ve işkencede canına kıyılan, direnmenin destanını yazan Kaypakkaya’yı övdüğü için, hapse mahkum edilen Pınar Sağ ve Mehmet Özcan sanatçılarımızın da yanlarında olduğumuz gibi.
Görüşmek üzere müthiş ucube.
Tunus’da yakılan ateş, Mısır’ı kavururken, bir anıt siluetinde Kars üzerinden ışık olup Anadolu’ya sızabilir.
Kimbilir !
Söz konusu olan,
İnsanlık.
Durak Arslan
Strasbourg, 03.02.2011
Alevi Haber - AHA
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.