İftara davet taleplere ret

İftara davet taleplere ret

İftara davet taleplere ret     Aleviler için yeni açılımlar öngören AKP hükümetinin önceki gün...

A+A-

İftara davet taleplere retİftara davet taleplere ret   
 
Aleviler için yeni açılımlar öngören AKP hükümetinin önceki gün düzenlediği iftara Alevi kuruluşlarının ezici çoğunluğu katılmadı. Aleviler samimi bulmadıkları bu girişimi protesto ederken Ankara 6. İdare Mahkemesi Aleviler aleyhine hükümetle paralel haraket etitğini gösteren bir karara imza attı. Cem evlerine ibadethane statüsü verilmesi için yapılan başvuru mahkemeden döndü. Ankara 6. İdare Mahkemesi, Cem Vakfı'nın, "Cemevlerine ibadethane statüsü verilmesi, ibadet için genel bütçeden pay ayrılması ve Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde Alevi inanç önderlerine kadro tahsis edilmesi" taleplerini reddeden Başbakanlık kararının iptal istemini oy birliğiyle reddetti. Cem Vakfı'nın kararı temyiz etmesi halinde dosya Danıştay'a gidecek.

BASKI ALTINDA DEĞİLLER

Kararda, uyuşmazlıkta "Alevilerin din ve inançlarını açıklama özgürlükleri bakımından engellendikleri veya bir başka inanç biçimini benimseme yönünde baskıya maruz kaldıklarını gösteren güncel ve somut olayları ortaya koyamadıklarına" yer verildi. Kararda, "Dinsel normla, hukuksal norm arasında kurulmaya çalışılan dengenin giderek laik devlet ilkesinden uzaklaşmaya, farklı inanç biçimlerinin törpülenmesine ve nihayet din ve inanç özgürlükleri de sınırlandırmalara yol açabilir" denildi. Cem Vakfı avukatları, 2 bin kişi adına, "Cemevlerine ibadethane statüsü verilmesi, ibadet için genel bütçeden pay ayrılması ve Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde Alevi inanç önderlerine kadro tahsis edilmesi taleplerini" reddeden 19 Ağustos 2005 tarihli Başbakanlık kararının iptali istemiyle Ankara 6. İdare Mahkemesi'nde dava açmıştı. 6. İdare Mahkemesi davayı esastan karara bağladı. Mahkeme, Başbakanlık kararının iptal istemini oy birliğiyle reddetti.

Mahkemenin kararında, yürürlükteki yasalar uyarınca, cami ve mescit dışında bir yerin ibadethane olarak kabul edilmesi ve Alevi inancının gereği olan ibadetin icrası için kamu görevlisi istihdam edilmesi ve bu konuda verilecek hizmeder için genel bütçeden ödenek ayrılmasının mümkün olmadığını kaydetti.

DAVACILAR ALEVİLERİ TEMSİL ETMİYOR

Kararda, dava konusu taleplerin yeni yasal düzenlemeler yapılmaksızın salt iç hukukta yürürlükte olan mevzuata göre çözümlenmesinin mümkün bulunmadığı vurgulandı. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "Düşünce, Vicdan ve Din Özgürlüğü" başlıklı 9. maddesine yer verilen kararda, "bir din ve inanca sahip olmak ve bu din, inancın gereklerini tek başına veya toplu olarak kamu düzenine aykırı olmamak üzere dilediği yerde icra etmek " olarak tanımlanabilen din ve inanç özgürlüğünün, Anayasa'nın 10,14. ve 24. maddelerinde düzenlendiği ve bu maddelerin uluslararası antlaşma hükümlerine paralellik içerdiği belirtildi.

ALEVİ TOPLUMU HOMOJEN DEĞİL

Kararda Alevi toplumunun homojen olmadığı ve dolayısya davacıların taleplerinin bütün Alevileri kapsamadığının somut göstergeleri olduğu vurgularak şöyle denildi: "Ancak, Din ve İnanca Dayalı Her Türlü Hoşgörüsüzlük ve Ayrımcılığın Kaldırılması Bildirgesi'nde belirlenen genel prensipler bakımından da olaya bakıldığında, Aleviler arasında da inanç ve uygulama biçimleri arasında farklılıklar bulunduğu, bu durumun davacılar tarafından da kabul edildiği gerçeği karşısında davacıların uyuşmazlığa konu olan taleplerinin tüm Aleviler tarafından benimsendiğine ilişkin somut veriler de mevcut değildir."

* * *

İftar bitti, tartışma devam ediyor

AKP İstanbul Milletvekili Reha Çamuroğlu'nun girişimiyle düzenlenen "Muharrem İftarı" milyonlarca Aleviyi temsil eden çok sayıda örgütün protestosuyla amacına ulaşamazken Çamuroğlu, "Kaç örgüt iftarda temsil edildi" sorusuna yanıt veremedi, "Bunu ben değil arkadaşlarım bilir. Salı günü basın toplantısı düzenleyip genel bir değerlendirme yapacağım" dedi. Çamuroğlu, Alevi dedelerinin, iftara katılanları " düşkün" ilan etmesi ve Alevi cemaatinden dışlanacaklarını açıklamalarına ise sinirlendi, "Dede midir, papaz mıdır belli olmayan bazı kişiler kendilerini engizisyon üyeleri gibi görüyorlar. Katolik kilisesi bile aforoz müessesesini çoktan terk etti" diye konuştu.

İftarla ilgili görüşlerini anlatan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kazım Genç, Türkiye'de yaklaşık 500 Alevi örgütü bulunduğunu, bunlardan sadece 8'inin yemeğe katıldığını belirtti, "Yani Alevilerin yüzde 99'u o yemekte yoktu. Yemeğe katılan örgütlerin 4'ü yeni kuruldu.Ye-mek, AKP iftarı olmuştur" dedi.

Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Eğitim ve Kültür Vakfı Başkan Yardımcısı Emel Sungur da, "Alevilikte iftar diye bir deyim olmadığı halde yemeği iftar diye nitelendirdiler. Bu olay tamamen politiktir, Alevileri asimile etmeye yöneliktir" dedi. Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Turan Eser de, yemeğin birliğe değil ayrımcılığa yol açtığını söyledi. Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu Genel Başkanı Turgut Öker de, AKP'nin siyasi hesaplarla hareket ettiğini ve Alevi toplumunu istismar etmeye çalıştığını belirtti. Zehra Şahindokuyucu Ankara
 
BİRGÜN - 13 Ocak 2008

Etiketler : , ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.