İçki satma ruhsatımız var yoksa TEKEL mal verir mi 
 
Keçiören Belediye Başkanı Altınok’un iddialarına dövülen bakkalın babası yanıt verdi:

Altınok’a karşı açtığım davaların hepsini kazandım, tazminata mahkum oldu. Bunları niye söylemiyor?

Keçiören’de bakkal Metin Şahin’in belediye zabıtalarınca içki sattığı için dövüldüğü iddiaları nedeniyle tarafların basın üzerinden tartışmaları devam ediyor. Son olarak Keçirören Belediye Başkanı Turgut Altınok, içki dayağı tartışmalarını yazan Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök’ü arayarak daha önce basın toplantısında da öne sürdüğü iddialarını tekrarladı. Altınok’un bu iddialarını sorduğumuz Metin Şahin’in babası Pirfani Şahin ise sert karşılıklar verdi. İşte Altınok’un Özkök’e söyledikleri ve Pirfani Şahin’in VATAN’a verdiği yanıtlar:

ALTINOK: Bu arkadaş da (Dayak yiyen büfeciyi kastederek) o kadar masum değil. Burası içki satan büfe değil, bir bakkal. Bugüne kadar belediyeye 27 dava açmış, 25’ini kaybetmiş. Mahkeme masraflarından dolayı belediyeye 7.5 milyar borcu var ve ödemiyor.

ŞAHİN: İçki satma ruhsatımız var. Ruhsatı olmayan yere Tekel mal vermez. Bu işyerini ilk önce ’gıda malzemeleri alış satış yeri’ olarak açtım. Ana faaliyet alanı buydu. Tali faaliyet alanı olarak da dondurma, ekmek, büfe reyonları vardı. Daha sonra belediye ile davalık olduk, büfe bölümünü iptal ettiler. Belediye de bu defa kendi başına bana bakkal ruhsatı düzenledi. Benim talebim yoktu. Belediyeye borcu var diyorlar. Ödemiyorsam dövmeleri mi gerekir? İcraya kor alır parasını. 27 dava var bu şekilde açılmış. Bunların nedeni şu: 1608 sayılı Belediye Kanunu gereğince, zabıtalar bilgimiz dışında geliyor, kapanma saati olan 23.00’te kapanmadığımız için tutanak tutup 115 YTL’lik ceza kesiyor. Üstelik Ankara 4. İdare Mahkemesi’nden 23’den sonra açabileceğimize dair karara rağmen yapıyorlar. Sulh Ceza Mahkemelerinde bunların iptali için açtığımız davayı kaybediyoruz. Altınok’a karşı açtığım davaların hepsini , hepsini de kazandım, tazminat ödemeye mahkum oldu. Bunları niye söylemiyor? Yargıtay kararıyla bana 40 bin YTL’nin üzerinde para ödedi.

ALTINOK: (Zabıtaların) Gidip polise bildirmeleri gerekirdi. Bundan önce 5 kere gelmişler, bu arkadaş hepsinde olay çıkarmış. Polis 5 kere müdahale etmiş.

ŞAHİN: Polisleri de şikayet edeceğim, zabıtalarla birlikte gelip dükkanımda tutanak tutuyorlar. Polis Vazife Kanunu ve Belediye Kanunu gereğince işyerim sıhhi müessese. Polis işyerime giremez.

Bira üreticilerine dava

ALTINOK: Bu kişinin sadece bizimle sorunu yok. Daha önce Türkiye’nin iki büyük bira üreticisini de dava etmiş. Şişelerinin içinden izmarit çıktı deyip uydurmuş. Bira şirketinin temsilcileri bana geldiler, hayret içindeydiler.

ŞAHİN: Bu şişelerde izmarit hala duruyor. Mahkemelerden bunun tespitini yaptırdım. Mahkeme yalan söylüyorsa ben de yalan söylüyorum. Çocuk değilim. Ben belediyeden emekliyim. Ne yaptığımı bilirim.

ALTINOK: Anlattığına göre dayak yiyen Metin Şahin, bakkal dükkánının arkasına kaçak inşaat yaptırmış. Onun yıkılması dolayısıyla da epey hadise çıkmış.

ŞAHİN: Öyle bir olay yok, gelsinler baksınlar. Başkan kendi kendine senaryo yazıyor.

Alevi-Sünni davası gütmüyorum

ŞAHİN, olayın ‘Alevi-Sünni meselesi haline getiriliyor’ eleştirisine de şöyle yanıt vreiyor: “Alevi-Sünni davası gütmüyorum. Böyle bir dava gütseydim kızkardeşimi, kızımı Sünni’lerle evlendirmezdim. Tabuları 1974’lerde yıktım. Cumhurbaşkanı’nın Hacıbektaş’da ’İncinsen de incitme’ dediği gün oğlum dövülüyor... Bu mudur Müslümanlık, bu mudur hukuk?”
 
Kemal GÖKTAŞ / ANKARA
VATAN - 31 Ağustos 2008