Hrant için buluşanlar

Hrant için buluşanlar

Hrant için buluşanlar   19 Ocak'taki ölümünün birinci yılında, özleyenleri, sevenleri Hrant Dink'i anmaya önceden...

A+A-

Hrant için buluşanlarHrant için buluşanlar
 
19 Ocak'taki ölümünün birinci yılında, özleyenleri, sevenleri Hrant Dink'i anmaya önceden başladı. 19 yazısını 19 ayrı ünlü sesten dinlediğimiz serginin mimarı Hadig grubuyla konuştuk, birkaç haftaya yayılan etkinlikleri derledik

'Hrant için, adalet için' buluşanlar

Hrant Dink katledileli bir yıl oldu. Vurulduğu haberinin duyulduğu andan itibaren, onsuz kalanların yükselttiği ses: 'Hepimiz Hrant Dink'iz, Hepimiz Ermeniyiz' oldu. Dava sürecinin nasıl işlediğine de bakınca, acı ve umutsuzluk daha da katmerleniyor. Bütün bu kırık dökük ruh haliyle başetmeye çalışırken, kendilerine 'Hrant'ın Arkadaşları' diyen bir grup, bir çatı olup, insanların üzerinden o sönükleşen haletiruhiyeyi atmak için kolları sıvadı. 19 Ocak 2008 günü, kalabalıklar bir kez daha, saat 15.00'te, aynı yerde toplanacak. Bu kez 'Hrant için, Adalet için' sesi yükselecek. Hrant Dink'e selam duranları sıralamak, bu tepkiyi anlamlı kılan arkadaşlarının çağrısına kulak vermek istedik.

Ocak ayının ilk kıvılcımını çakanlar, Agos'un gönüllü muhabir kadrosundan bir grup gencin oluşturduğu Hadig'ten geldi. 4 Ocak günü açtıkları, yine Hrant Dink'in bir yazısından seçtikleri 'Tililili' adını verdikleri ses enstalasyonu sergisiyle Asmalımescit'teki Apartman Projesi'ndeler. 1996-2007 arasında yazılmış 19 Hrant Dink yazısını, Halil Ergün'den Nejat İşler'e, Banu Güven'den, Ömer Madra'ya 19 ayrı bildik sesten dinleyebiliyorsunuz. 20 Ocak'a kadar da sürecek. Hadig grubundan Tamar Nalcı ve Sibil Çekmen'le konuştuk.

Hadig ne demek?

Tamar Nalcı: Ermenice'de 'hadig', tane demek. Bu ismi koyarken, şu anda logomuzda da kullandığımız nar tanelerini düşündük. Nar, Ermeniler için bereketin simgesidir. Bizim için de çok sembolikti, çünkü nar bir bütündür, dağılır, dağıtılır.

Hadig nasıl bir araya geldi?

T.N.: 19 Ocak sonrasında Agos gazetesi bir çağrı yaptı 'gönüllü muhabirler arıyoruz' diye. Biz de o çağrıya kulak verdik ve Bianet'in iki günlük seminer programına katıldık. Birbirini hiç tanımayan, 21-26 yaş arasındaki gençler olarak Agos'un çatısı altında buluştuk. Bir süre sonra Agos'taki faaliyetimizin dışına taştık ve şu anda 14 kişinin kendini ifade ettiği Hadig grubuna evrildik.

Sibil Çekmen: Amacımız Agos'a destek vermekti. Gazete 24 sayfaya çıkmıştı, kolay bir dönem değildi, Agos ailesi acılıydı, ama gazete de dönmek zorundaydı, destek şarttı.

Hrant Dink'in öldürülüşünün ardından, bu bir yıl nasıl geçti?

T.N.: Hrant Dink'in hayatı boyunca görmek istediği görüntü, ruh hali öldürüldüğü gün gerçekleşti. 19 Ocak'ta ve cenazenin kaldırıldığı gün varolan kalabalık, kenetlenme; büyük bir ses ortaya çıktı.

S.Ç.: Cenaze yürüyüşü yüce duygular yaşatırken, temmuz ayındaki ilk dava günü gelen insan kalabalığıyla da hiçbir şeyin değişmediğini fark ettik. Hrant Dink yaşarken süren davalarında yanında belki de 10 kişi vardı ya da hiç kimse yoktu. Şimdi de davasına yüz kişi geliyor. Peki ölümünden sonraki yüz binler nerede şu anda? O yüz binlerin verdiği tepki öldürülmesine mi tepkiydi? Sadece bir gazetecinin öldürülmesine mi tepkiydi? Ya da çok mu çabuk unuttuk? Şu anda o kalabalığın varlığını hissedemiyorum. Dolayısıyla bir yıl içinde ne değişti? Toplumsal olarak bir şey değişmedi. Ama kişisel olarak hepimizin, özellikle de bizlerin hayatı çok değişti.

Türkiyeli Ermeni gençler olarak kendinizi şu anda nasıl hissediyorsunuz? Ülkeyi terketmek gibi bir gündeminiz var mı mesela?

T.N.: Canımı daha da acıtırlarsa hâlâ burada yaşayabilir miyim diye düşünüyorum. Ama o da orada kalıyor. Şu an için gitmek söz konusu değil. Ki azınlık olmasanız da Türkiye'de yaşamak zor. Bugün gitmek istesem, annem babam engel olmaz. 19 Ocak'tan sonra abime de, bana da şunu söylediler: Bir gün kalkıp da bu ülkede yaşayamam, gidiyorum dediğinizde size engel olmayız. Ama 'Biz gidiyoruz' demiyorlar! Benim de gitmek gibi bir niyetim yok.

S.Ç.: Tamar kadar net değilim. Tabii ki insan doğduğu topraklardan başka bir yere gitmeyi istemez. Doğduğu topraklarla da sınırlı değil; annem, babam, dedelerim, atalarım bu topraklarda doğdu. Ben bu topraklara aitim. İki sene Fransa'da yaşadım, sonra buraya döndüm, çünkü Türkiye'yi özledim. Hrant Dink öleli bir yıl olacak. 19 Ocak bazı şeylerin kafamıza tak tak vurulduğu bir gün. Bundan sonra susmayı, eskisi gibi yaşamayı kabul etmiyorum. Ya konuşurum ya da giderim, susmayı reddediyorum. Hadig olarak da yaptığımız işlerle insanlara kendimizi anlatmaya çalışıyoruz. Hrant Dink'in şu sözü de hep aklımda: Yaşadığımız cehennemi, cennete çevirmeye talip insanlarız.

'Tililili'ye gelelim. Rakel Dink'ten bir alıntıyla yazdığı bir yazı: Tililili. Bu sergiyi hazırlamanız nasıl oldu?

T.N.: Serginin başlığında kullandığımız için 'Tililili'yi kullanmadık ama zılgıt anlamına geliyor Ermenice'de 'Tililili'... Bu işi Hrant Dink'i tanıtmak için yaptık. Biz de Hrant Dink'i bu sayede daha iyi tanıdık. Bu 19 sanatçı da, bu yazıları okurken Hrant Dink'in susturulmuş sesi oldular. İnsanlar Hrant Dink'i nasıl tanıdılar? Agos adında Türkçe yayın yapan bir Ermeni gazetesi ve Hrant Dink adlı bir gazeteci. Gazetesinde bir cümle yazmış, o cümleden dolayı da 301'den yargılanıyor, sonra altı ay ceza alıyor, bu arada yüzlerce tehdit, derken de gazetesinin önünde öldürülüyor. Ama bu adam kimdi? Ne yazar? Ne konuşur? Derdi neydi? İnsanların bunu çok da bildiğini düşünmüyoruz.

Sergide Hrant Dink'in sesi de misafir oluyor: 'Su Çatlağını Buldu'.

T.N.: Hrant Dink'in pek çok konuşması var ama 'Su Çatlağını Buldu' her şeyi çok güzel anlatıyor. Gidersin de, aslında niye gidemezsin? "Biz Ermenilerin bu topraklarda gözümüz var. Var, çünkü kökümüz burada. Ama merak etmeyin bu toprakları alıp gitmek için değil, bu toprakların gidip dibine girmek için''.

Hadig başka neler yapacak?

T.N.: Agos'ta gönüllü muhabirlik yapmaya devam edeceğiz. Aslında ilk projemiz 'Akrabamı Arıyorum' da sürüyor. Aktivist olmaya başladık!..

S.Ç.: Şunun farkına vardık: Birinin dertlerimizi sorun edinmesini beklemeyelim, biz kendimiz söyleyelim. Artık birinin bizim yerimize konuşmasını beklemeyelim. Ermeni toplumundaki herkes bizim gibi, küçük de olsa bir şeyler yapmaya başlasa, her şey daha hızlı ilerleyecek.

Diğer etkinlikler

Özgürlük ve Dayanışma Partisi Bakırköy İlçe Örgütü 'Milliyetçiliğe, Irkçılığa ve Savaşa Karşı Dostluk, Barış ve Birarada Yaşamı Savunmak için Hrant'ı Anlamak' başlığı altında Bakırköy'de bulunan Yunus Emre Kültür Merkezi'nde bir gece düzenliyor. Konuşmacılar arasında Aydın Engin, Bahri Belen, Tatyos Bebek, Yüksel Taşkın var. Dostlar Korosu, Süren Asaduryan, Birol Topaloğlu ve Fadime Torun'un da müziğiyle katılacağı gecede 'Kırlangıcın Yuvası' adlı bir kısa film gösterimi de yapılacak.

'19 Ocak'ta, Saat Üçte, Aynı Yerde'... Hrant Dink'in arkadaşları, sevenleri ölümünün yıldönümünde, Agos gazetesinin önünde anıyor.

Aynı gün, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda saat 20.00'de başlayacak bir başka etkinlik: 'Hrant'ı Anmak İçin'. Gecenin katılımcıları: 45'lik Şarkılar, Aynur, Bartev, Bennu Yıldırımlar, Birol Topaloğlu, BGST Dansçıları, Çıplak Ayaklar Kumpanyası, Dostlar Korosu, Erkan Oğur, Hayko Cepkin, İsmail Hakkı Demircioğlu, Kardeş Türküler, Lale Mansur, Lusavoriç Korosu, Mahir Günşiray, Metin&Kemal Kahraman, Michael Ellison, Nişan Şirinyan, Sahakyan Korosu, Sayat Nova Korosu, Tiyatro Boğaziçi, Zeynep Tanbay...

Bir süredir kendini '19 Ocak Kolektifi' olarak ifade eden bir grup sanatçı, hazırlıkları hâlâ sürmekte olan bir sergiyle Hrant Dink'e selam yollayacaklar. 'Münferit' adını verdikleri sergi 19 Ocak günü Hafriyat-Karaköy'de açılacak ve 9 Şubat'a dek sürecek.

5. Sokak Tiyatrosu, 'Ashura' adlı oyunlarını bu kez de Hrant Dink anısına sahneye taşıyor. Üç büyük dinde karşılık bulan, 12 dilde, göç yollarında söylenen şarkılarla anlatılan oyun, 22 Ocak Salı günü, saat: 20.30'da perdelerini açacak. Mekân, Garajistanbul.

'19 Ocak Öncesine Dönmek İstiyorum'

Hrant Dink, Aret Gıcır'ın 2005'te Aras Yayıncılık'tan çıkan 'Ben Topik Değilim - Yerevan Güncesi' adlı karikatür kitabı için kaleme aldığı 'Son Söz Yerine...' yazısında "Çok kolay değil Türkiye Ermeni toplumu gibi kapalı bir cemaatin ferdi olmak ve kabuğunu kırıp, duvarları yıkarak buradan evrenselliğin okyanusuna kulaç sallamak. Baştan mahkumsun bir kere kapalı havuzda kendi haddin kadar, kendi çapın kadar kulaç atmaya. O havuzdan büyük okyanusa geçebilmek için mangal kadar cesaretin ya da en azından Aret kadar çizgin olmalı" demiş.

Agos gazetesine çizdiği karikatürler ve çizgi hikâyeleriyle tanıdığımız Aret Gıcır, Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de öldürülmesinin ardından 'Yerevan Güncesi' adlı karikatür bandını '19 Ocak ÖncesineDönmek İstiyorum' adıyla devam ettirdi.

Aret Gıcır'ın '19 Ocak Öncesine Dönmek İstiyorum' karikatürlerinden oluşan aynı isimli kitap, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleştirilecek olan 'Hrant Dink'i Anmak İçin' gecesinde, Aras Yayıncılık tarafından ücretsiz olarak dağıtılacak.

AYŞEGÜL OĞUZ
12 Ocak 2008 - RADİKAL CUMARTESİ

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.