Hikmet ÇETİNKAYA : Gülen, Lordlar Kamarası'nda...
Gülen, Lordlar Kamarası'nda...HİKMET ÇETİNKAYAKültür ve Turizm Bakanlığı, Mevlana 'nın doğumunun 800. yılı dolayısıyla...
Gülen, Lordlar Kamarası'nda...
HİKMET ÇETİNKAYA
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Mevlana 'nın doğumunun 800. yılı dolayısıyla Londra'da bir gece düzenledi.
Davetiyeler salt Londra 'da değil, bazı Avrupa ülkelerinin önde gelen siyasetçilerine, gazetecilere ve işadamlarına da gönderilmiş...
Gönderilen davetiyelerin içinde Fethullah Gülen 'in bir kitabını gördüm...
Kültür ve Turizm Bakanlığı , üzerinde Türkiye yazılı çantalar dağıttı...
Çantaların içinde neler mi var?
Mevlana Müzesi albümü, ilahiler içeren CD, rozet, kalem, not defteri ve bir de "Rumi and his Sufi Path of Love" adlı kitapçık...
Kitapçıkta Fethullah Gülen tanıtılıyor...
Fethullahçılar son iki yıldır Avrupa'da "Mevlana" üzerinden din pazarlamacılığı yapıyorlar. Geçen yıl Almanya'da 300 bin Avro para harcayarak "Mevlana Kitabı" yayımladılar.
Londra 'da 25-27 Ekim'de üç gün sürecek bir toplantı yapılıyor...
Kim düzenliyor bu toplantıyı?
Lordlar Kamarası, Londra Üniversitesi'ne bağlı Doğu ve Afrika Ülkeleri (S.O.A.S.) Kürsüsü ve Londra Üniversitesi...
Bu toplantının adı şu:
"Dinler Arası Diyalog ve Fethullah Gülen..."
Bu işin arkasında her zaman olduğu gibi ABD ve İngiltere var...
İngiltere'de 9 okulu , dershaneleri ve ışık evleri bulunan Fethullahçılar, Lordlar Kamarası 'na sızmış durumdalar...
***
Brüksel'de, Londra 'da yıllardır yaşayan Türk bilim insanlarıyla sohbet ediyorum...
12 Eylül 1980 sonrası...
Askeri darbenin faşist mimarı Kenan Evren yakın çevresine şu buyruğu veriyor:
"Nakşiler, Süleymancılar ve Nurcuları yanımıza çekmeliyiz..."
Bir albay "Komutanım" deyip söze giriyor:
"Fethullah Gülen bizimle ilişki kurmak istiyor. Gülen, Mehmet Kutlular 'ın Yeni Asya kolunda. Turgut Özal 'la arası çok iyi. 1977 seçimlerinde Necmettin Erbakan 'ın partisinden İzmir'de aday olmuştu Özal. Turgut Özal Nakşi ama Gülen'le çok yakın dost."
Kenan Evren "O zaman halledin, 1982 Anayasası'nın halkoylamasında ona ihtiyacımız olacak" diyor albaya...
Üç kurmay albay Fethullah'la konuşup şu sözü alıyorlar:
"1982 Anayasası'na 'evet' diyeceğiz. Ancak TSK içindeki müritlerimize dokunmayın!"
Brüksel'de konuştuğum bilim insanına bu öyküyü özetle anlatıyorum...
O da bana şöyle yanıt veriyor:
"Fethullah Gülen iktidarı ele geçirinceye kadar mahkûm olmaktan kurtulmak ve gizli örgütünü güvenceye almak için ısrarla dış kaynaklardan destek aramaktadır ve bu çabasını sözüm ona 'dinler arası diyalog' gibi ulvi görünen bir amaç olarak sunmaktadır. Hatta bu konudaki 'samimiyetini' Hıristiyan ve Yahudi cemaatlerinin önde gelen kişilerine ispatlayabilmek için adamlarına Kuran'ı yeniden yazdırttığı ifade edilmektedir. Müritleri arasındaki inanca göre Gülen kendisini tüm Müslüman dünyasının halifeliğine hazırlamaktadır. Bu amaca yönelik mürit ve militanlar yetiştirmek üzere birçok ülkede devlet kontrolü dışında çalışan okullar açmışlardır. Fethullah Gülen'i yakından izleyenler, onun, büyük İslam dininin barışçı, ilerici ve insancıl karakterini vurgulayan bir din adamı olmaktan ziyade acımasız bir iktidar kavgası veren bir kişi olduğunu anlamakta gecikmeyecektir. Dolayısı ile onun durumunda olan bir kişinin kendisini 'barış havarisi' olarak sunması kadar mantık kurallarını altüst eden saçmalık olamaz."
***
Serin bir Brüksel akşamında düşsel bir yolculuğa çıkmış gibiyim...
Fethullah Gülen ABD'ye kaçırılmadan önce Cumhuriyet 'te şu yazıyı (9 Mayıs 1997) yazmıştım:
"Fethullah kapitalist bir önderdir. O uzun süreli bir yürüyüşün içindedir ve emperyalizmin maşasadır. Washington, Londra, Brüksel ve Telaviv güdümünde hareket eden, Said-i Nursi öğretisinin kapitalist önderidir."
Aradan 10 yılı aşkın bir süre geçmiş!..
Yazdıklarım, söylediklerim bir bir ortaya çıkıyor...
Laik demokratik Cumhuriyet'in TBMM Başkanı Köksal Toptan, Fethullah'a iftar sofralarında övgüler düzüyor...
Bülent Ecevit de hayattayken övgüler düzmüştü Fethullah'a...
ABD'de "Moon tarikatı" yla ilişkilerini, Barzani 'yle dostluğunu, Kuzey Irak 'tan gelen dolarların, altınların Güneydoğu 'da kimlere dağıtıldığını devletin istihbarat birimleri bilmiyor mu?
Hrant Dink cinayetinin tetikçilerini hangi tarikat şeyhinin müritleri buldu; Malatya katliamının ardında kimler vardı, Genelkurmay Başkanlığı Karargâhı önünde sarı zarfları dağıtan kimdi?
Hepsi uzun hikâyedir bunların...
Bir kırmızı şarap ısmarladım kendime...
Dedim ya serin bir Brüksel akşamındayım...
Attilâ İlhan 'ı anımsadım...
"gözlerin gözlerime değince/ felaketim olurdu ağlardım/ beni sevmiyordun bilirdim/ bir sevdiğin vardı duyardım/ çöp gibi bir oğlan ipince/ hayırsızın biriydi fikrimce/ ne vakit karşımda görsem/ öldüreceğimden korkardım/ felaketim olurdu ağlardım"
16 Ekim 2007
HİKMET ÇETİNKAYA
<!--
var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';
var path = 'hr' + 'ef' + '=';
var addy17979 = 'hikmet.cetinkaya' + '@';
addy17979 = addy17979 + 'cumhuriyet' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';
var addy_text17979 = 'hikmet.cetinkaya' + '@' + 'cumhuriyet' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';
( '' );
17979 );
( '' );
//-->n
<!--
( '' );
//-->
<!--
( '' );
//-->
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.