HDK’den Türkiye’ye 1915 Ermeni Soykırımı’yla yüzleşme çağrısı

HDK’den Türkiye’ye 1915 Ermeni Soykırımı’yla yüzleşme çağrısı

Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda kabul edilen 9 Aralık Uluslararası Soykırım Kurbanlarını Anma ve Soykırım...

A+A-

Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda kabul edilen 9 Aralık Uluslararası Soykırım Kurbanlarını Anma ve Soykırım Suçunu Engelleme Günü vesilesiyle bir mesaj yayımladı.

HDK eş sözcüsü Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü imzasıyla yayımlanan mesajda, “Hakikatlerle yüzleşmek ve mağdurlarından özür dilemek Türkiye’nin dünyayla ve halklarımızla barış ve eşitlik içinde bir arada yaşayabilmesinin yoludur” denildi.

1915 Ermeni ve Süryani soykırımlarına ilişkin olarak Türkiye’de inkâr sürecinin devam ettiğine dikkat çeken HDK açıklamasında, 9 Aralık 1948’de BM Genel Kurulu’nda kabul edilen Soykırım Suçunu Önleme Sözleşmesi’ni imzalayan ülkeler arasında Türkiye’nin de bulunduğunu hatırlatarak, Ankara’ya yüzleşme ve özür dileme çağrısında bulundu.

Soykırım zihniyetinin günümüzde de masum sivil halkları hedef aldığını, buna en yakın ve somut örnek olarak Ezidilere uygulanan etnik temizliğe dikkat çeken HDK, “21’inci yüzyılın utancı” olarak tanımladığı Ezidi soykırımının tanınması ve kınanmasına yönelik olarak Türkiye ve uluslararası kamuoyuna da çağrıda bulundu.

BM Genel Kurulu’nun, Eylül 2015’te kabul ettiği tasarıyla 9 Aralık tarihini “Uluslararası Soykırım Kurbanlarını Anma ve Soykırım Suçunu Engelleme Günü” günü ilan ettiğini hatırlatan HDK yayımladığı yazılı mesajda şu ifadelere yer verdi:

“YÜZLEŞİLMEDİĞİ İÇİN TRAVMA DEVAM EDİYOR”

“Soykırım tanımı, Nazi Almanyasının II. Dünya Savaşı’nda başta Yahudiler olmak üzere, çingeneler, komünistler, anti-naziler, eşcinseller vb. milyonlarca insana yönelik sistematik yok etme faaliyetiyle yüzleşme gereğince uluslararası hukuk alanına girmiş olsa bile, Anadolu, Mezopotamya, Balkanlar ve Kafkaslar’ın önceki yüzyıllar boyunca tanık olduğu pek çok insanlık suçu da bu tanım kapsamında anılmayı hak ediyor.

Aleviler, Çerkesler, Ermeniler, Süryaniler, Asuriler, Rumlar, Bulgarlar, Müslüman Pomak ve Boşnaklar, Kürtler, ve Türkler de Osmanlı Devleti, Rus Çarlığı, Bulgaristan ve Yunanistan Krallıkları ile Türkiye Cumhuriyeti yönetimlerinde patlak veren isyanlar, iç savaşlar ve Dünya Savaşlarında acımasız soykırımlara, katliamlara, etnik temizliklere kırımlara, sürgünlere, tehcir ve mübadelelere uğradılar. Henüz gereğince yüzleşilmediği için bu kıyımların travması hâlâ atlatılabilmiş değil.

1915 Ermeni ve Süryani Soykırımı 1. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti’nin başındaki İttihat ve Terakki Partisi’nin sevk ve idaresinde işlenmiş olan, Osmanlı Ermenilerini etnik kimlik ve dinsel inançlarından ötürü bir ulus olarak hedef alan planlı ve sistematik bir insanlık suçuydu.

TÜRKLEŞTİRME, SOYKIRIM VE DEVAM EDEN İNKÂR

24 Nisan 1915’te İstanbul’da Ermeni aydınların tutuklanmasıyla başlatılan soykırım süreci iki yıl içerisinde Trakya’dan Deyr-ül Zor’a, Halep’e kadar bütün Osmanlı topraklarını katederek sonlandığında Anadolu’nun otokton halklarından Ermeniler ve Süryaniler bin yıldır yaşadıkları öz yurtlarından kazınmıştı. Soykırım, İttihatçılarca “sermayenin Türkleştirilmesi” ve “Türk unsurunun hâkim kılınması” gerekçesiyle mazur gösterilmeye çalışıldı. Üzerinden 100 yıl geçtikten sonra da Türkiye soykırımı inkârı sürdürüyor.

SOYKIRIM ZİHNİYETİ DEVAM EDİYOR

Soykırım 20. yüzyılda kalmadı. Siyah Afrika’da ve Orta Doğu’da soykırımın korkunç hayaleti hâlâ halklarımızın üzerinde geziyor. IŞİD/DAİŞ çeteleri tarihleri boyunca tam 72 kez yok etme kastıyla katliama uğrayan Ezidilere 3 Ağustos 2014’te, bir kez daha soykırım kastıyla saldırdı. Hemen yakınımızda Şengal’de 300 bin nüfuslu Ezidi yerleşim alanlarına yönelen IŞİD/DAİŞ vahşetinden ancak 200 bin kişi Rojava’dan gelen Demokratik Birlik Partisi (PYD) güçlerinin Şengal dağında açtıkları koridordan geçerek kurtulabildiler; Güney, Kuzey ve Batı (Rojava) Kürdistan’a dağıldılar.

Doğal gelişimini sürdürebilmiş olsa on milyonlarca olması gereken Ezidi nüfusu günümüzde sadece bir milyon 200 bin civarında kaldı. Ezidilere yönelik soykırımın gerçek boyutları henüz tam olarak belirlenebilmiş değil; ancak kesin olan, gerek BM, gerekse Türkiye’nin bu facia karşısında sessiz kalmış olmaları.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) adına soykırımlar sonucu kaybedilen milyonlarca insanın hatırası önünde saygıyla eğiliyor; Türkiye’ye Soykırımı Önleme Uluslararası Sözleşmesi’nin imzacısı olduğunu hatırlatıyoruz.

TÜRKİYE DEVLETİNE YÜZLEŞME VE ÖZÜR ÇAĞRISI

Türkiye’yi Ermeni ve Süryani soykırımının inkârına son vermeye, siyasi mirasına sahip çıktığı Osmanlı Devleti’nin halklara ve inançlara karşı işlediği insanlık suçlarından ötürü özür dilemeye; sorumlu ve failleri ifşa yoluyla, yaraları samimi bir yaklaşımla sarmak ve mağduriyetleri ortadan kaldırmak üzere atılması gereken ilk adımları atmaya çağırıyoruz.

HDK adına, IŞİD/DAİŞ terör örgütüne karşı onurlu bir mücadele veren, kadim bir tarihe ve zengin ve özgün bir kültüre sahip olan Ezidi halkına karşı gerçekleştirilen soykırımı, 21. yüzyılın “utancı” olarak tanımlıyoruz: TBMM’yi bu soykırımı tanıyan ilk ülke olmaya ve Türkiye’yi Ezidi soykırımının uluslararası tanınması için BM nezdinde girişimde bulunmaya çağırıyoruz.

Soykırımı önlemek kolektif sorumluluğumuzdur: Soykırım suçunun mağdurlarını anmakla onları yüceltebilir, uğradıkları zulme kayıtsız kalmadığımızı ve onları asla unutmayacağımızı ifade edebiliriz. Hakikatlerle yüzleşmek ve özür dilemek Türkiye’nin dünyayla ve halklarımızla barış ve eşitlik içinde bir arada yaşayabilmesinin de yoludur.”

Hrant Kasparyan / Demokrat Haber

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.