Gürol TONBUL : Sivasın üstündeki duman
Gürol TONBUL : Sivas’ın üstündeki duman“Bir ateşte bir hayli iyi insan yandı,Kül oldu gitti bir hayli iyi insan.Bir parça duman hani yok mu,Bir parça...
Gürol TONBUL : Sivas’ın üstündeki duman
“Bir ateşte bir hayli iyi insan yandı,
Kül oldu gitti bir hayli iyi insan.
Bir parça duman hani yok mu,
Bir parça duman?”
Böyle dizmiş sözcükleri İranlı şair, filozof Ömer Hayyam asırlar öncesinden.
Laik devletin temelinin ilk atıldığı Sivas’ta, tam 37 can yakıldı. Aylardan Temmuz’du, yıllardan 1993. Şeriatçı tehditlerin arttığı, gericilerin linç girişimleri ve yakıp yıkmak için örgütlü davrandığı, devlet yetkililerin uyuduğu, sosyal demokratların “vali ile görüştük, merak edecek bir şey yok” dediği; Ankara’dan Sivas’a bile gitmek zahmetinde bulunmadığı, hükümet yetkililerinin “Aziz Nesin halkı tahrik etmiştir”, “Olayı abartmayın, futbol sahalarında da bu kadar kişi ölüyor” dediği, Sivas’ın o zamanki Belediye Başkanı Temel Karamolla’nın, otobüs üstünden “Bunlar için Fatiha okuyalım” diye bağırdığı tarihtir 1993 yılının 2 Temmuz’u.
Unutuldu mu?
Hayır...
Yıl 1993, aylardan temmuz. Nüfus kağıdının mavi, sarı zeminine doğum tarihi o yıl yazılanlar ise her şeyden habersizdir. Bugünün gençleridir onlar. “Türkiye’nin bağımsızlığını, Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza kadar korumak ve kollamakla görevli olanlardır onlar. Ve onlar, “Hafıza-i Beşer nisyanla mamüldür (insan aklının en büyük kusuru unutmaktır) sözüne inat geçmişi bilmek, bugünü yaratmakla yükümlüdürler.
Elbette anımsatanın olması şartıyla...
Dostlar Tiyatrosu, Genco Erkal’ın belgelerden derlediği ve yönettiği Sivas 93 oyunuyla bu işlevi yerine getiriyor. Oyuncular, belgeler ve görüntülerle eş zamanlı giden bir kurgu içinde Sivas’ta yaşanan Ortaçağ karanlığına adım adım nasıl gelindiğini gösteriyor. Madımak Oteli’nin içinde ve dışında neler olduğuna ilişkin duyulmayanı, bilinmeyeni anlatıyor. Örgütlü suçun nasıl sürüncemede bırakıldığına dikkat çekiyor. Topluluk, bütün bunları yaparken de usta işi oyunculuklarını nesnellikle ve tiyatro tadıyla süslüyor. Kaşla göz arasında akıp giden zamanın bir ölüm peçesine dönüşmesinde kişilerin vurdumduymazlığından dem vuruyor sık sık.
Oyun, takım oyunculuğunun en güzel örneklerinden birini oluşturuyor. Semahla başlayan, sevgiye inanan adımların yaşama sevincinden ölüme giden yolculuğu anlatılırken “hiç bir şey eyleme geçen cehalet kadar korkutucu olamaz” görüşünün altı çiziliyor. Müzikte Fazıl Say imzası ayrı bir önem taşıyor. Kostüm ve ışık tasarımı ve belgesel görüntülerin kurgusu, kurgu üzerine düşürülen oyuncu görüntüleri çok başarılı.
Bilenler bilir, düşündüğü için, yazdığı için, Pir Sultan Abdal’ı şenlikle, semahla, şiirle, aşık’ın sazıyla kutlamak istediği için yakıldı 37 can. Ve 37 canın kapkara bulutları dağılmadan, Madımak Otel’in altı, yangından iki yıl sonra kebapçı oldu. 37 canın kokusu çekilmeden daha, et yiyor kimleri yaşanan vahşete aldırmadan.
Ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay “Orada tarihimizin yüzünü kızartan utanç verici bir olay yaşandı. Devletin, askerin, savcının gözü önünde insanlarımız ölüme terk edildi. Orada lokanta olması beni iğrendiriyor” diyerek tepkisini dile getirdi. Şimdi sayın Günay’a düşen Madımak Oteli’ni bir müzeye dönüştürmektir. Çünkü, Sivas’ın üstündeki duman başka türlü dağılmayacaktır.
Gürol Tonbul
<!--
var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';
var path = 'hr' + 'ef' + '=';
var addy87115 = 'guroltonbul' + '@';
addy87115 = addy87115 + 'aksam' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';
var addy_text87115 = 'guroltonbul' + '@' + 'aksam' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';
( '' );
87115 );
( '' );
//-->n
<!--
( '' );
//-->
<!--
( '' );
//-->
AKŞAM - 23 Şubat 2008
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.