Günay: Madımak lokantası iğrendiriyor
'Madımak lokantası iğrendiriyor'Günay, Madımak Oteli’nin, “lokanta” yapılmasının kendisini iğrendirdiğini belirtti.Kültür...
'Madımak lokantası iğrendiriyor'
Günay, Madımak Oteli’nin, “lokanta” yapılmasının kendisini iğrendirdiğini belirtti.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, 1993 Temmuz’unda 37 aydının yakılarak hayatını kaybetmesine neden olan Sivas’taki Madımak Oteli’nin, “lokanta” yapılmasının kendisini iğrendirdiğini belirterek, “Bu mutlaka tashih edilmesi gereken bir biçimde hafızalarımıza kazınması gereken bir olaydır” dedi.
Meclis Genel Kurulu’nda, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nin 2008 yılı bütçesinin görüşmeleri sırasında konuşan Günay, 37 aydının yakılarak öldürüldüğü Madımak Oteli’nin müze yapılıp yapılmayacağı konusundaki bir soruya şu karşılığı verdi:
“Sivas Madımak’ta tarihimizin yüzünü karartan, utanç verici olaylarından biri yaşandı 1993 yılının Temmuz’unda. DYP ve SHP iktidardaydı. Hükümetin, vilayetin, askerin, savcının gözünün önünde, Anadolu’nun ortasında insanlarımız ölüme, vahşete terk edildiler. Orada aynı yerde bir lokanta yapılmış olması beni iğrendiriyor. Açıklıkla söylüyorum, beni iğrendiriyor. Bu mutlaka tashih edilmesi gereken, bir biçimde hafızalarımıza kazınması gereken, o dönemde devleti yöneten sorumlularıyla birlikte hafızamıza nakşedilmesi gereken bir olaydır. Bu konuda gereken dikkati göstereceğim.”
- “KÜRTÇE’Yİ SOLDURMAYACAĞIZ” -
Günay, DTP Siirt Milletvekili Osman Özçelik’in, “Kürtçe, Mezopotamya’da 15 milyon insanın konuştuğu bir dil. Bu dili geliştirmek için çabanız olacak mı? Kürt diliyle üretilen sanat yapıtlarının da Türkiye’nin bütün sathında sanatseverlerle bulaşabilmesi için kolaylaştırıcı bir öneriniz olacak mı?” sorusuna şu karşılığı verdi:
“Türkiye’deki bütün zenginlikleri koruyacağız. Türkçe’yi, Kürtçe’yi, bütün zenginlikleri… Anadolu’dan gelen bütün zenginlikleri bağrına basmak Türkiye Cumhuriyeti’nin gücüne, büyüklüğüne, kendisine olan güvene yakışan bir davranıştır. Türkiye’de varolan toprağımızdaki bir tek çiçeği soldurmayacağız. Bunu herkes bilsin.”
- “KİTAPSIZ MİLLET OLMAZ”-
Günay, Türkiye’deki kütüphanelerin yaygınlaşması gerektiğini düşündüğünü, hem Bakanlığın hem belediyelerin, hem özel idarelerin hem de okulların kütüphanelerinin olacağını belirtti. Günay, “Kitapsız millet olmaz, okumayan millet olmaz. Madem ki, hayat felsefesini (Oku) emrinden alan bir toplumuz, okumayı da artırmalıyız” dedi.
Günay, müzelerin denetiminin geçen Hükümet döneminde başladığını ve buralardaki eserlerin envanterinin çıkarıldığını bildirdi. Günay, özel güvenliğin müze dışındaki kısım için geçerli olacağını ifade etti.
- “DEVLET HALA BUNLARI TAŞIMALI MI?” -
Günay, tiyatro, opera ve bale için devletin bir dönem öncülük yaptığını belirterek, ”Acaba hala bunları devletin taşıması gerekir mi? Acaba bunları özel idareler, belediyeler, doğrudan doğruya sivil toplum örgütleri yapamaz mı? Bunu sorguluyorum” dedi.
Günay, tiyatroları özelleştirmeden sözetmediğini, “Devletin bütçesinden kaynak alan tiyatrolar, sadece kendilerini Ankara ve İstanbul’un elit çevrelerine hapsetmeyecekler. Sırtlarını devlete dayayıp sadece Ankara’nın Kızılay’ında, İstanbul’un Taksim’inde sahne yok diye bağırmayacaklar. Sahne arıyorsanız, bütün Türkiye sahnedir” dedi.
- NEMRUT’A KORUMA -
Günay, Nemrut’ta yıpranma olduğunu gördüğünü ve ODTÜ, İstanbul, Ankara Üniversitelerinden konuyu bilen bilim adamlarıyla kapsamlı bir çalışma yaptığını söyledi. Günay, Nemrut’u mevcut haliyle bırakmamak, yeni bir koruma, yeni bir düzenleme yapmak gerektiğini hep birlikte fikir olarak geliştirdiklerini ancak bu konudaki çalışmaların devam edeceğini bildirdi. Günay, “Nemrut’u gözümüz gibi korumalıyız” dedi.
- MEHMET AKİF VE HEKTOR’UN HEYKELİ-
Altındağ Belediyesi’nin kentsel dönüşüm projesi kapsamında şair Mehmet Akif Ersoy’un mütevazi şekilde Kurtuluş Savaşı yıllarında ve İstiklal Marşı’nı yazarken yaşadığı dergahın ve çevresinin derlenip toparlandığını ve önümüzdeki İstiklal Marşı’nın ilanının yıldönümü olan Mart 2008’de açılacağını belirtti.
Günay, “Ankara’da neden bir Mehmet Akif anıtı olmadığını dile getirdim. Ankara İstiklal Marşı’nı, Meclis’in koyduğu para ödülünü almamak kaydıyla o yarışmaya katılmış ve onu yazmış bir şairi neden bağrında bir anıtla güçlendirmez dedim. Bazı çevrelerden, ‘Kültür Bakanı öğrensin de gelsin, Akif heykelle anılmaz’ dediler” dedi.
Günay, bunun bir başka versiyonunu ise CHP Sinop Milletvekili Engin Altay’ın, “Hektor heykeli” eleştirisiyle dile getirdiğini belirterek, Hektor’un da on bin yıldan bu yana bu toprakları sahiplenmenin bir işareti olduğunu ifade etti.
- SÖĞÜT VE DOMANİÇ’E YENİ KOPSEPT-
Günay, Osmanlı’nın kuruluşunu simgeleyen Söğüt ve Donaniç’teki şenliklerin, bir “yayla panayırı şenliğinin ötesine geçmediğini” söyledi. Günay, “Oysa orası, o üç yayla tepesinden üç kıtaya yayılan imparatorluğu simgeliyor. Bir yandan kuruluşu bir yandan da kurtuluşu simgeliyor. Kurtuluşu ve kuruluşu birlikte kavrayan, 26 Ağustos’tan başlayan 9 Eylül’e kadar süren yeni bir konseptle bir çalışma yapılıyor” dedi.
- FRANKURT KİTAP FUARI -
Günay, Türkiye’nin edebi üretiminin dışarıya açılması gerektiğini, Türkçe’nin hem dünya çapındaki hem de diğer yazarlarının eserlerini batı ve doğu dillerine çevirmek isteyenlere destek verildiğini bildirdi. Günay, bugüne kadar bu kapsamda 50 yayının yapıldığını, gelecek yıl Türkiye’nin onur konuğu olduğu Frankurt Kitap Fuarı’nda, 100’den fazla kitabın standta yeralmasını beklediklerini söyledi.
(ANKA) - 6 Aralık 2007
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.