Gençlere Dinci Kuşatma

Gençlere Dinci Kuşatma

Gençlere Dinci Kuşatma   Gülen'in ışık evlerinin hedefindeki üniversitelerde siyasal İslam hızla yayılıyor AKP döneminde...

A+A-

Gençlere Dinci KuşatmaGençlere Dinci Kuşatma
  
Gülen'in ışık evlerinin hedefindeki üniversitelerde siyasal İslam hızla yayılıyor
 
AKP döneminde eğitim kurumlarındaki dinci kadrolaşma günden güne artarak doruğa ulaştı. Yeni YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ın türbana ilişkin açıklamalarından da cesaret alan irticai çevreler, şimdiden üniversite yerleşkelerine ve dersliklere girmeye başladılar. Gülen cemaatine yakınlığı ile bilinen "ışık evleri" ekonomik gücünü kullanarak yurt ve burs olanaklarıyla genç beyinleri kuşatma altına alıyor.

Eğitim kurumlarının, emekli vaiz Fethullah Gülen cemaatine yakınlığı ile bilinen "ışık evleri" nin kuşatması altında olduğu belirtildi. Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere, Anadolu'daki üniversitelerin bazılarında öğretim üyeleri açısından siyasal İslamın yayılması gibi bir tehlike bulunduğunu vurgulayıp YÖK'ün sıkı önlemler alması gerektiğini belirtirken Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaattin Dinçer de "AKP hükümetiyle birlikte tarikatlar ve cemaatlerin cesaretlendiğini, tarikat ve cemaatlerin eğitim kurumlarını gözle görülür bir şekilde kuşatma altına aldığını" söyledi. Öğrenciler de "ışık evleri özellikle maddi durumu yeterli olmayan öğrencileri kendi bünyelerine alarak çalışmalarını sürdürüyor. Bu yapılanma öğrencilerden üniversitelerin akademik kadrolarına ve bürokratik çevrelere kadar uzanıyor" dediler. AKP'nin 2002'de tek başına iktidara gelmesiyle birlikte eğitim kurumlarındaki kadrolaşma günden güne artarak doruğa ulaştı. Yeni YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan' ın türbana ilişkin açıklamalarından da cesaret alan irticai çev reler, şimdiden üniversite yerleşkelerine ve dersliklere girmeye başladılar. Eğitim kurumlarındaki tarikat ve cemaat kuşatmasını değerlendiren öğrenciler, tarikatların ve cemaatlerin özellikle maddi durumu iyi olmayan öğrencilere yöneldiğini belirterek şunları anlattılar:

Namaz kılmayana 'tecrit'

"Okumak için büyük şehirlere gelen bu öğrencilerin burs, barınma gibi en temel ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Öğrenciler bu tarikatlardan karşılıksız burs aldıkları için kendilerini onlara karşı borçlu hissediyorlar. İş sahibi oldukları veya devlet kademesinde önemli yerlere geldiklerinde bu borçlarını ödemek için tarikatların her işini yapıyorlar. Bu yapılanma üniversitelerin akademik kadrolarına ve bürokratik çevrelere kadar uzanıyor. Bazı öğrenciler üniversiteye başlamadan önce birtakım cemaatlerin dershanelerinde etki altına alınıyor. Bu cemaatlere dahil olmayan ancak cemaatlerin dershanelerine ve okullarına giden öğrencileri özellikle sınav öncesi hızlandırılmış kamplarda etkiliyorlar. Böylelikle öğrenciler dershanenin bağlı olduğu cemaat evlerinde konaklıyorlar. Orada ev ablaları ve ağabeylerine uymak zorunda olan öğrenciler bu kişilerin direktifleri ile sabahları erken kalkıp, yaşadıkları maddi yoksunluk ve manevi baskı nedeniyle namaz kılmaya, sohbetlere katılmaya mecbur oluyorlar. Namaz kılmayan veya sohbetlere katılmayan öğrenciler ise 'tecrit' edilerek baskı altına alınıyor. Dershane öğretmenleri ailelerin güvenini kazanmak için, öğrencilerin evlerini ziyaret ediyor."

ÇEV Başkanı Gülseven Yaşer, çocukların yurtlarda, ışık evlerinde birtakım kuruluşlarda ve vakıf üniversitelerinde Cumhuriyetle hesaplaşmak üzere eğitildiklerini vurgulayarak şu değerlendirmeyi yaptı:

'Başımızı kuma sokmuşuz'

" Siyasal rejimi yıpratmak ve zedelemek için küçücük çocukların kafalarını zehirliyorlar. Üniversiteye yeni başlayan çocuklara, birtakım ablalar ve ağabeyler yardım etmek bahanesiyle yaklaşıyorlar ve ailelerinin haberi olmadan onları öbür dünyanın değerleri üzerine eğitiyorlar. Okullarda, yurtlarda beyinleri yıkanan genç kuşaklar yarın iktidara geldiklerinde idarede görev aldıkları zaman, tarikatların ya da camaatlerin sözcüleri oluyorlar. Başımızı kuma sokmuşuz, görmek istemiyoruz ama herkes bu gerçeği biliyor."

Prof. Dr. Tahsin Yeşildere ise Anadolu'daki üniversitelerin bazılarında öğretim üyeleri açısından siyasal İslamın yayılması tehlikesinin bulunduğuna dikkat çekerek özetle şunları söyledi:

"Bu üniversitelerde öğretim üyeleri tarafından MHP'liler ve İslamcılar kayırılıyor. Üniversitelerin birçoğunda yozlaşma var. YÖK, sıkı önlemler almalı. 'Türkiye'de 650'ye yakın imam hatip lisesi var.' Bu öğrenciler önce üniversiteye girecekler, sonra master yapacak, daha sonra doktora yapacaklar. Ardından üniversitelerde görev almaya başlayacaklar. İlk önce imam hatip liselerinin gereksinim duyulduğu kadar bir sayıya düşürülmesi gerekiyor."

Cumhuriyet - 23 Aralık 2007

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.