GAZİ KATLİAMI’NDA YAŞAMINI KAYBEDENLER ANILDI
Gazi katliamı; 24. yıl önce Öntaş, Dostlar ve Yavuz kahevhaneleri ile Sarıoğlu Pastahanesi’ne aynı anda düzenlenen silahlı saldırıyla başladı.
GAZİ KATLİAMI’NDA YAŞAMINI KAYBEDENLER ANILDI
AH – Gazi katliamı; 24. yıl önce Öntaş, Dostlar ve Yavuz kahevhaneleri ile Sarıoğlu Pastahanesi’ne aynı anda düzenlenen silahlı saldırıyla başladı. Bu ilk saldırda 76 yaşındaki Alevi dedesi Halil Kaya hayatını kaybetti, beşi ağır olmak üzere 25 kişi yaralandı. Saldırganlar kullandıkları taksinin şoförünü de öldürdü.
KATLİAMIN 24. YIL DÖNÜMÜNDE HALK ŞEHİTLERİ İÇİN YÜRÜDÜ
Alevilerin daha yoğun olarak yaşadıkları Gazi Mahallesi’nde 12 Mart 1995 günü 5 kıraathane ve bir pastanenin taranmasıyla başlayan ”olaylarda” yaşamını yitiren 22 kişi bugün kalabalık bir kitle tarafından anıldı.
Gazi ve Ümraniye Şehit Aileleri, Alevi örgütler ve Gazi Halkı tarafından düzenlenen anma için yüzlerce kişi sabah erken saatlerden itibaren Gazi Mahallesi Cemevi önünde bir araya gelerek eski postaneye yürüdü. Burada saldırda yaşamlarına kaybedenleri için bir dakikalık saygı duruşu yapıldı ve ilk saldırının yapıldığı kahvehanenin önüne karanfil bırakıldı. Kitle buradan mezarlığa yüründü.
Yürüyüş boyunca ‘‘Gazi ve Ümraniye‘de hayatını kaybedenlerin isimleri tek tek okunarak ‘yaşıyor’ yanıtı verildi. Öfkeli kitle tarafından sık sık “Devrim şehitleri ölümsüzdür,” “Katil devlet hesap verecek”, “Faşizme karşı omuz omuza,” “Adalet istiyoruz,” “Leyla Güven onurumuzdur,” “Katiller halka hesap verecek” sloganları atıldı.
Anma, mezarlıkta okunan basın açıklamasının ardından Cemevi’nde verilen lokmayla son buldu.
NE OLMUŞTU
İstanbul Gazi Mahallesi’nde 12 Mart 1995 akşamı kimliği belirlenemeyen kişiler Öntaş, Dostlar ve Yavuz kahvehaneleri ile Sarıoğlu Pastanesi’ni silahla taradı. Saldırıda 76 yaşındaki Alevi dedesi Halil Kaya öldürüldü, beşi ağır olmak üzere 25 kişi yaralandı. Saldırganlar kullandıkları taksinin şoförünü de öldürdü.
Saldırıyı protesto etmek için halk karakola doğru yürüyüşe geçti. Polisin protestoculara ateş açması sonucu Mehmet Gündüz hayatını kaybetti.
13 Mart günü binlerce kişi Gazi Mahallesi’ne gelerek cemevi önünde toplandı. Cenazelerin verilmemesi üzerine karakola doğru yürüyüşe geçen halka polis ateş açtı, 15 kişi öldü.
İstanbul Valiliği Gazi, Zübeyde ve Esenler Mahalleleri’nde sokağa çıkma yasağı ilan etti. 14 Mart günü sokağa çıkma yasağına rağmen çatışmaların devam etmesi üzerine mahalleye askeri birlikler sevk edildi. Çatışmalar halk komitesinin “cenazeler verilsin, sokağa çıkma yasağı kaldırılsın, gözaltılar serbest bırakılsın” taleplerinin yerine getirilmesinin ardından sona erdi.
Resmi rakamlara göre Gazi Olayları’nda 300 kişi yaralandı.
Yapılan otopsi sonucu olaylarda öldürülenlerden 17’sinin polis mermisiyle hayatını kaybettiği ortaya çıktı.
Gazi’de yaşanan katliam İstanbul’da Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi’ne de sıçradı. Protestolarda beş kişi öldürüldü. Ankara’da da gerçekleşen protestoda 36 kişi yaralandı.
Katliamda öldürülenlerin yakınları dönemin İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Emniyet Müdürü Necdet Menzir, “Polis ateş etmedi” diyen İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Başbakan Tansu Çiller ve “bin operasyon” yaptık diyen Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’ın da arasında bulunduğu sorumlular hakkında suç duyurunda bulundu. Mahkeme sekiz günlük incelemenin ardından takipsizlik kararı verdi.
20 polise Eyüp 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı, dava “güvenlik gerekçesiyle” Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi’ne taşındı. Dava, Kasım 2001’de, üç şehir gezdikten sonra sonuçlandı.
Polis Adem Albayrak hakkında, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 50. maddesine göre indirim yapılarak 3 yıl 24 ay hapis cezası ve 9 ay kamu hizmetlerinden geçici mahrumiyet kararı verildi. Mehmet Gündoğan ise bir kişi öldürmekten 1 yıl 8 ay hapis ve 3 ay kamu hizmetlerinden yasaklı olma cezası aldı.
İkisinin cezası da 4616 sayılı İnfaz Yasası’na göre ertelendi. 18 polis ise beraat etti. Ceza alan polisler de davadan kısa süre sonra polisliğe geri döndü.
Öldürülenlerin yakınları, davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıdı. Mahkeme, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 2. maddesinde düzenlenen yaşam hakkı ve 13. maddesinde düzenlenen milli makamlara başvuru yollarının kapatılması hükümlerine aykırı davrandığı sonucuna vardı. Türkiye tazminata mahkum oldu.
Alevi Haber / İstanbul
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.