Ferhat Tunç, İlkay Akkaya ve AKP faşizmi

Ferhat Tunç, İlkay Akkaya ve AKP faşizmi

Ferhat Tunç, İlkay Akkaya ve AKP faşizmiYüksel Akkaya / Sendika.org Bir ülkede faşizmin sanata, edebiyata karşı olan yaklaşım ve sanatçıya,...

A+A-

Ferhat Tunç, İlkay Akkaya ve AKP faşizmiFerhat Tunç, İlkay Akkaya ve AKP faşizmi

Yüksel Akkaya / Sendika.org
 
Bir ülkede faşizmin sanata, edebiyata karşı olan yaklaşım ve sanatçıya, edebiyatçıya karşı takınılan tutum ile de anlaşılabilir. Belki, buradaki “de” fazladır da bu durumu anlamak için. Öyle olduğu için de sanat/edebiyat/sanatçı/edebiyatçı bir barometre, bir turnusol kağıdı işlevi görür. Zira, en çok da sanatçılar/edebiyatçılar üzerinden faşizmi açıkça görmek mümkün olur. Çünkü, “sıradan” işçiye, “sıradan” insana reva görülen pek çok şey halk tarafından “anlaşılabilir”, rasyonalize edilebilir, hatta “makul” karşılanabilir. Ancak, bu “sıradan” insanlara reva görüleni, halk sanatçılara “yakıştırmaz, daha duyarlı davranır. Belki de bir ülke için bu durum bir şans olabilir.

Aklı, yüreği, halktan, emekçilerden, kır ve kent yoksullarından yana atan sanatçılar, edebiyatçılar bir vicdanı da temsil ettikleri için hep bir bayrak gibi umudun, direnişin, mücadelenin de bayrağı olurlar. Bu yazıda temsili olarak adları anılan Ferhat Tunç, İlkay Akaya gibi sanatçılar bu nedenle çok önemlidirler. Öyle oldukları için de otoriter, faşist düzenler bu tür sanatçılardan haz etmezler. Haz etmediklerini dizginlenemeyen öfkeleri ile açığa vururlar. Bu aslında sadece o sanatçıya/edebiyatçıya yönelik bir tehdit değildir; onlar üzerinden emekçilere, kır ve kent yoksullarına bir tehdittir: “Bakınız sanatçılarınıza, edebiyatçılarınıza bunu yapıyorsak, size neler yapmayız ki” tehdididir bu. Ferhat Tunç’un bir haksızlığa itirazının, pervasızca değerlendirilip, hoyratça gözaltına alınması ve sonrasındaki süreç AKP faşizminin ulaştığı boyutu çok iyi ortaya koymaktadır. Kuşkusuz, bu AKP ile sınırlı bir faşizm değildir, onu da aşan İslami bir faşizmdir, onun AKP iktidarı dönemindeki bir uygulamasıdır. BU faşizmin uygulayıcıları o kadar özgüvenlidir ki sıradan bir şarkıcı olan Alişan ve yakınlarına benzeri şiddeti uygulamaktan geri durmamaktadır. Alişan gibi sıradan bir şarkıcı ve yakınlarına yönelik bu faşist uygulamanın, Ferhat Tunç ile “taçlanması” aslında karşı karşıya olduğumuz İslami faşizmin uzantısının ne kadar pervasız, kara gözlü olduğunu göstermektedir.

Ferhat Tunç’un yaşadıkları bir kez daha bize bu ülkede artık başka bir darbeci gücün olduğunu, rüştünü ispatladığını, ilan edilmemiş, yaygın bir darbe hukukunu hayata geçirdiğini göstermektedir. İslami cenahı demokrat ilan eden klasik darbe karşıtlarının bu yaygın darbe karşısında suskun kalmaları bir korkaklığın başka göstergesidir. Akıl tutulması içinde olan bu cenah yeni darbecilere ya görmemekte, ya da eski darbenin karşıtı yeni darbeciler dostumdurdan hareket etmektedir. İlkine karşı çıkıp, ikincisini görmemezlikten gelmek, körlüğün ötesinde bir ihanettir. Ferhat Tunç direnişin, mücadelenin, bir büyük düşün türkülerini söylerken, elbette ki bu mücadelenin de bir öncü bayrağıdır. Öyle olduğu için de bu tür faşizan yaptırımlar bir gerçeğin açığa çıkarılmasında önemli roller üstlenir. Ferhat Tunç’a bu nedenle bir kez daha borçluyuz.

İlkay Akkaya ise İslami faşizmin kendisini her an hissettirdiği günümüzde bir başka duruş ile emekçilere, kır ve kent yoksullarına umut veriyor, güven aşılıyor. Bir sanatçının yapması gerekenden fazla yükleri sırtlanıyor, onu ileriye taşıyor. “Büyük” sanatçıların burnundan kıl aldırmadığı bir dünyada bir bakıyorsunuz kriz toplantılarında yerini alıyor, bir bakıyorsunuz silikozis hastası kot işçileri ile dayanışma gecesinde, bir de bakıyorsunuz ki ertesi gün bir başka kentte, bir başka etkinlikte. Üstelik alçakgönüllü, mütevazı, direnç dolu…

Bu ülkenin emekçileri elbette ki Ferhatları, İlkayları hak ediyor. Ancak, belki de en çok bizlerin Ferhatları, İlkayları hak ettiğimizi göstermemiz gerekiyor, özellikle de “en çok birlik ve berberliğe, direnişe, mücadeleye muhtaç olduğumuz şu kriz günlerinde”!...

Ferhat Tunçlar, İlkay Akkayalar onurumuzdur, umudumuzdur, güvenimizdir, direncimizdir, mücadelemizdir. En çok da geleceğimizdir…

Yüksel Akkaya
Sendika.org - 25 Aralık 2008

Etiketler : , ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.