Ferda KOÇ : Neoliberal hurmalar tırmalarken türbana özgürlük
Ferda KOÇ : Neoliberal hurmalar tırmalarken türbana özgürlük Şimdiki “türban” tartışması...
Ferda KOÇ : Neoliberal hurmalar tırmalarken türbana özgürlük
Şimdiki “türban” tartışması daha öncekilerden farklı. Farkı ortaya bir başkası değil, “Velev ki siyasi simge; simge olarak başörtüsü takmak suç mu” diyerek Recep Tayyip Erdoğan koydu. Erdoğan, “türban özgürlüğü”nü artık “iktidarının bir simgesi” olarak görüyor. Cumhurbaşkanlığı, Anayasa Mahkemesi ve YÖK operasyonlarından sonra, Erdoğan’ın iktidar oyununda sağladığı üstünlüğü “simgelemek” istemesi anlaşılır bir şey.
İktidarın bu simgesine ortak olmak için MHP’nin hemen bir adım öne çıkması da oldukça kolay anlaşılır.
AKP ve MHP, popüler siyasetlerini, Türkiye halkının ulusallığının ve dinselliğinin istismar edilmesi ve ırkçı ve köktendinci bağnazlığa kanalize edilmesine odaklamış iki parti. Irkçılık ve köktendinci bağnazlık her iki partinin de değişen oranlarda kan aldıkları toplumsal gericiliğin temel unsurları. Toplumsal gericiliğe güç kazandıran her düzenlemenin bu partilerin kitle desteğini artırdığı da açık. Uzun bir süredir “İran manzarası”nın yerleşik hayatın bir parçası olduğu Draman’da, Çarşamba’da, Sultanbeyli’de AKP ve MHP’nin sahip olduğu büyük gücün arkasında yatan “yaşam tarzı”nı kim görmezden gelebilir.
“Eğitim kurumlarında türban takma özgürlüğü”, yakaya bir partinin rozetini takmak gibi basit bir “siyasi simge”ye özgürlük sağlamaya indirgenebilir mi? Ya da öğrencilerin ve kamu görevlilerinin okulda, işte “tesettür” edebilmeleri, dinsel gericiliğin etkisi altındaki ailelerin kadın üyelerinin, eğitimlerini tamamlamaları ve kamu hayatına katılabilmelerini sağlamanın bir yolu olabilir mi? Türban “dindar ailelerin” kadın üyeleri için bir “özgürleşme” aracı mı olacak?
Herkes biliyor ki, “türban özgürlüğü”ne yüklenen bütün bu “olumlu değerler” ikiyüzlülükten başka bir şey değil.
“Velev ki siyasi simge; siyasi simgeler yasaklanabilir mi?” diyen Başbakanın, kırmızı-sarı-yeşil renklere ilişkin yasaklamalara dair ne gibi bir düzenleme yaptığını bilen var mı?
“Türban sorunu ilk etapta üniversitede çözülmesi gereken bir sorun. Bu sorunun çözülmesi özellikle doğuda kız çocuklarının okullaşma oranının artmasını sağlayacak” diye konuşan AKP yetkililerinin hayalinin ilk ve ortaöğrenim kurumlarında da “türbanı serbest bırakmak”, bütün okulları imam hatip liselerine dönüştürmek olduğunu bilmeyen var mı?
Sokakta, devlet dairesinde, okulda türban takan kadın sayısının artışı, dindar ailelerin kadın üyeleri üzerindeki bağnaz-erkek egemen baskının azalmasını mı artmasını mı sağlayacak?
AKP hükümetinin üniversitede türbanı serbest bırakan bir düzenleme yapmasının, herhangi bir siyasi simgeye özgürlük sağlamanın ötesinde bir anlam taşıdığını vurgulamamız gerek. Hepimiz biliyoruz ki, böylesi bir düzenlemenin kendisi özel bir siyasi simge olacak. Üniversitede türban takma özgürlüğü, köktendinci bağnazlığın toplumsal hayatı tahakküm altına almasına devletin karşı çıkmayacağını gösteren bir simgesel düzenleme olacak.
AKP bu simgesel düzenlemeyle toplumsal dayanağının çekirdek unsurunu oluşturan “toplumsal gericiliği” güçlendirmeyi hedefliyor. AKP’nin siyasi desteğini pekiştirmeye yönelik bu atağının konjonktürel anlamı ise, “yaklaşan kriz tehlikesi”. Neo-liberal hurmaların tırmalamaya başladığı bir sürece girerken, Tayyip Erdoğan’ın “yağan yağmur altında beraber ıslandığı” “kalbi” seçmenini arkasında sıraya sokmasından doğal bir şey yok. MHP, AKP’nin türban atağının bu iki yönünde de aynı yönde hareket etme ihtiyacında. Toplumsal gericiliğin güçlenmesinden hiçbir biçimde kaygı duymuyor; aksine avuçlarını ovuşturuyor; bir kriz durumunda gerici seçmenin türban sorunu bağlamında AKP ile sağladığı “duygudaşlığa” ortak olmayı, böylece AKP’nin karşısındaki “sağ alternatif” olmayı hedefliyor.
AKP’nin İslami soslu neo-liberalizmi karşısında haritayı, pusulayı şaşıran “sol”un Baskın Oran, Murat Belge gibi divane “kanaat önderleri” tam “türban savaşları” sona ererken “paralı üniversite”nin erdemlerini tartışmaya başladılar. Hayırlı olsun.
Ferda KOÇ / 29 Ocak 2008 - http://www.sendika.org/
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.