Ergenekon iddianamesi Kabul Edildi

Ergenekon iddianamesinde ilginç ayrıntılar şok suçlamalar

İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, 2 bin 455 sayfadan ve 441 klasörden oluşan Ergenekon İddianamesi’yle ilgili incelemesini tamamladı ve davayı kabul etti. İddianamenin kabul edilmesi ile birlikte dava da açılmış oldu. Dava kapsamında 47 tutuklu olmak üzere 86 sanık yargılanacak. Davanın ilk duruşması Silivri Cezaevi’nde 20 Ekim 2008 tarihinde gerçekleştirilecek.

ERGENEKON İDDİANAMESİNİN TAM METNİ İÇİN TIKLAYIN

Kamuoyunun bir yılı aşkın süredir merakla beklediği Ergenekon soruşturmasına ilişkin iddianame 14 Temmuz'da İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmişti.

Şüpheliler hakkında ''terör'' suçlarından kamu davası açıldı.48'i tutuklu 38'i tutuksuz 86 şüpheliyi kapsayan iddianamede bazı şüpheliler, Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırıları azmettirmekle suçlanıyor.
 
Nokta dergisinde yayımlanan ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek'e ait olduğu iddia edilen "darbe günlükleri" ise 2 bin 455 sayfalık iddianamede yer almıyor.

İddianameye göre örgütün TSK ve MİT ile bir ilişkisi yok

Ergenekon soruşturması kapsamında hazırlanan ve mahkeme tarafından kabul edilen iddianamede soruşturmanın nasıl başladığı ayrıntısıyla anlatılıyor. İddianamede 12 Haziran 2007 tarihinde Ümraniye'de ele geçirilen el bombalarının ardından yapılan gözaltılardan bahsedildikten sonra, gözaltına alınan kişilerin Cumhuriyet gazetesine atılan el bombaları ve Danıştay saldırısıyla bağlantılarının bulunmasıyla soruşturmanın genişletildiği ve böylece teknik takibe başlandığı bilgisine yer verildi.

GİZLİ TANIKLARIN İFADELERİ

İddianamede yakalan kişilerin üzerinde ve evlerinde yapılan aramalarda ele geçirilen dokümanların incelenmesinde, daha önce alınan ihbarlar, tanıklar ile gizli tanıkların ifadeleri ve yeni delillerle soruşturmanın devam ettirildiği anlatıldı.

ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ DEMEK ZORUNLU

Soruşturmada Emniyet Genel Müdürlüğünün her yıl terör örgütlerinin listelerine ilişkin yapılan güncellemelerin incelendiği ve bu örgütün, içerisinde yer almadığı, örgütün örgütlenme biçimi, amacı ve faaliyetleri açısından farklı bir yapılanma gösterdiği ve şuana kadar hiçbir dava konusu olmayan bu örgütün kovuşturmasında “Ergenekon" Terör Örgütüne ulaşıldığı iddianamede yer alan bilgiler arasında yer aldı.İddianamede örgütün isminin savcının bir tercihi olmayıp, ele geçirilen yazılı dokümanlardan “Ergenekon" olarak adlandırılması zorunluluğu olduğuna dikkat çekildi.

DERİN DEVLET HAVASI

İddianamede, daha önce ele geçirilen “ İstanbul 29 Ekim 1999 Ergenekon Analiz, Yeni Yapılanma Yönetim ve Geliştirme Projesiö isimli dokümandan bahsedilerek, soruşturma evraklarının genelinden, Ergenekon Terör Örgütünün işte bu dokümandan yazılı olan tarihten öncesine dayanan gizli bir örgüt faaliyeti içinde bulunduğu, yönetici ve üyelerinin örgütü derin devlet kabul edip ve dışa karşı da böyle gösterdikleri bilgisine yer verildi.

STK'LARI YÖNLENDİRİYORLARDI

İddianamede örgütün yasal dayanağının bulunmadığı ve bir hukuk devletinde yasal olması mümkün olmayan bu örgütün , anayasal kurumların yetki ve konumlarını hiçe sayarak sözde devlet adına, devlet ve millet yararına faaliyet yürüttüğü çabasını vermeye çalıştığı ve örgütün bu yöntemle kamu kurumlarını baskı altına alıp, devlet yönetiminde etkin olmayı, sivil toplum kuruluşlarını örgütün amaçları doğrultusunda yönlendirmeyi amaçladığı da belirtildi.

ASKER İÇİNDE FAALİYET

Ergenekon Terör Örgütünün gizli bir yapılanması olduğuna vurgu yapılan iddianamede örgütün legal ve illegal alanlarda örgütlendiği, deşifre olan örgüt üyesinin öldürülmesi derecesinde katı hiyerarşi kurallarının olduğu, askeri birimler dahil, her türlü kamu kurumunun örgütün faaliyet alanında olduğu anlatıldı. Örgütün bütün kamu kurumlarının kontrollerini ele geçirilmesini amaçladığı, siyasal amaçları doğrultusunda ve sözde devlet ve millet yararına olduğu herkesçe itiraz edilmeyecek milli değerlerin istismar propagandasıyla, kasten öldürme dahil, yasalarda suç olarak tanımlanan her türlü eylemin gerçekleştirebileceği anlayışına sahip olduğuna görüşüne de yer verildi.

AMAÇLARI KAMU DÜZENİNİ BOZMAK

Örgütün bu kapsamda birçok eylemi de gerçekleştirdiğine dikkat çekildi. Örgütün yakın amacının, “ülkede yönetim zafiyeti oluşturacak derecede eylemler yapıp, kamu düzenini bozacak kargaşa ortamını meydana getirmek ve bunun yanında nihai amacının da oluşacak kargaşa ortamıyla yönetime karşı yapılacak bir müdahalenin kamuoyunda kabulü ile haklılığını temin edip, hukuk dışı bir müdahaleyle yönetimi ele geçirmek olduğu tespit edilmiştirö denildi.

ŞOK SUİKASTLAR

İddianamede, Kuva-i Milliye Derneği ve sanıklarından İsmail Yıldız ile yazar Ergün Poyraz'da devlete ait çok gizli belgelerin ele geçirildiği ve “Suikast Planlarıö adı altında örgütün, Başbakan Erdoğan veya AKP'den herhangi birinin Cumhurbaşkanı olması durumunda şok suikastlar yapmayı planladığı bilgisine yer verildi. Suikastların Fener Patriği Bartelemeo, Ermeni Patriği Mutafyan ve Musevi İşadamı İshak Alaton'a yönelik planlandığı iddiasına yer verildi.

SUİKATÇİ ALDIĞI PARAYI KUMARDA YEMİŞ

Ergenekon örgütü suça meyilli insanları kuvayi milliye derneklerine üye yaptı"
"Osman Gürbüz'ün Hablemitoğlu suikastine karıştığını ve aldığı parayı kumarda bitirdiğini anlattı"
"Ergenekon örgütü sivil toplum örgütlerinin yönetiminin ele geçirmeye çalıştı"
"Ergenekon örgütünün yedi gizli biriminin beşinin başında eski askerler var"
"Ergenekon, Hizbullah ile bağlantılı"
"Ergenekon örgütü PKK ile işbirliği planlıyordu"
"Ergenekon örgütü DTP yöneticilerine suikast planlıyordu"
"Osman Yıldırım Cumhuriyet'e saldırıyı Veli Küçük'ün talimatıyla yaptığını beyan etti"
"Ergenekon mafyayı kendi amaçları için kullanmayı planlıyordu"
"Danıştay saldırısının ardından Alparslan Arslan'ın ailesinin hesaplarında artış tespit edildi"
"Ergenekon Başbakan Erdoğan'ın 4 danışmanının ailelerini fişledi"
"Veli Küçük, Gazi Mahallesi'ndeki kahvehanenin taranması ve adam öldürme emri verdi"
"Ergenekon örgütü naylon terör örgütleri kurmayı planlıyordu"
"Kuvayi Milliye Derneği cinayetler planlıyordu"

İLK DURUŞMA 20 EKİM'DE

Ergenekon davasının ilk duruşmasının 20 Ekim 2008 tarihinde yapılacağı bildirildi. Davaya bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi duruşmaların tutuklu sayısının çokluğu nedeniyle Silivri Cezaevi’nde yapılmasına karar verdi.

Sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilirken, gizli tanıklar için de duruşma salonunda özel bölümler yapılacağı ifade edildi. Davanın ilk gün duruşmasının, tüm sanıkların dinlenmesi tamamlanana kadar devam edeceği kaydedildi.

EK İDDİANAME HAZIRLANACAK

Soruşturma kapsamında gözaltına alınanlardan ADD Başkanı emekli Orgeneral Şener Eruygur, emekli Orgeneral Hurşit Tolon ve ATO Başkanı Sinan Aygün ile emekli Albay Hasan Atilla Uğur, Osman Gürbüz, Barbaros Hayrettin Altıntaş, İbrahim Özcan, Birol Başaran, Durmuş Ali Özoğlu ve Kemal Aydın tutuklanmıştı.

Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, Tercüman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ufuk Büyükçelebi, İP Öncü Gençlik Genel Başkan Yardımcısı Tunç Akkoç, Prof. Dr. Ercüment Ovalı, yazar Erol Mütercimler ile Türkiye Gençlik Birliği’nin önceki Genel Başkanı Adnan Türkkan’ın da bulunduğu 11 kişi ise savcılık ya da mahkemece serbest bırakılmıştı. Daha sonra da ATO Başkanı Sinan Aygün’ün tutukluluk haline yaptığı itiraz da kabul edilerek aynı gece tahliye edilmişti.

Ergenekon soruşturması kapsamında son olarak da 23 Temmuz’da 5 ilde 26 kişi gözaltına alınmıştı. Konya, İstanbul, Kocaeli, Mersin ve Elazığ’da bazı adreslere eş zamanlı operasyonlar düzenlenirken, Milli Çözüm Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Akgül, İşçi Partisi MKYK Üyesi ve eski Orman Mühendisleri Odası Başkanı Prof. Dr. Uçkun Geray, Ulusal Kanal Akdeniz Bölge Sorumlusu Yusuf Bulgu’nun da bulunduğu 26 kişi gözaltına alınmıştı. Soruşturması süren şüphelilere ilişkin ek iddianame düzenlenebilecek.

TUTUKLULUK HALLERİ SÜRECEK

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına da karar verdi. Mahkeme, sanıkların sayısının çokluğunu dikkat alarak davanın Silivri Cezaevi’nde yapılmasına karar verdi. Mahkeme ayrıca, sayısı 17 olarak bildirilen gizli tanıklar için de duruşma salonunda özel bölümler yapılmasını kararlaştırdı. 20 Ekim’de yapılacak ilk duruşmanın, tüm sanıkların dinlenmesi tamamlanana kadar süreceği ifade edildi.

Susurluk skandalında yaptığı şok açıklamalarla gündeme gelen Edirne Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın Ergenekon Operasyonu’nda da tanık olduğu ortaya çıktı.

SUSURLUKTAN SONRA ERGENEKON'UNDA TANIĞI

Abdullah Çatlı, Hüseyin Kocadağ ve Çatlı’nın sevgilisi Gonca Us’un öldüğü trafik kazası ile ortaya çıkan Susurluk skandalının perde arkasını, yaptığı açıklamalarla ortaya çıkartan dönemin istihbaratçısı Hanefi Avcı, yıllar sonra tekrar gündeme geldi. 47’si tutuklu 86 sanığın yargılandığı Ergenekon davasında 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin iddianameyi kabul etmesi ile beraber izlenen önemli tanıklardan birinin de halan Edirne Emniyet Müdürlüğü görevini yürüten Hanefi Avcı olduğu ortaya çıktı. İstihbarat Daire Başkan Yardımcılığı, Kaçakçılık ve Oraganize İşler Daire Başkanlığı görevlerini yürüttükten sonra Edirne’ye atanan ve yaptığı her görevde iddialı işler ortaya koyan Avcı’nın, bu defa da Ergenekon davasında tanık olduğu kaydedildi.

İDDİANAMEDE MUSTAFA YÜCEL ÖZBİLGİN MAKTUL OLARAK YER ALDI

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen "Ergenekon" davası iddianamesinde, Danıştay 2. Dairesi üyesi
Mustafa Yücel Özbilgin "maktul" olarak yer alıyor.İstanbul Cumhuriyet Savcıları Zekeriya Öz, Nihat Taşkın ve Mehmet Ali Pekgüzel tarafından hazırlanan ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 2 bin 455 sayfalık iddianamede, Özbilgin dışında aynı dairenin Başkanı Mustafa Birden, üyeleri Ayla Gönenç, Ayfer Özdemir ve Danıştay Tetkik Hakimi Ahmet Çobanoğlu da "mağdurlar" olarak sıralanıyor. İddianamede, "ihbar eden" olarak da Şevki Yiğit’in adı geçiyor.

MİLLİYET - 25 Temmuz 2008