Erdoğan'a 1 Mayıs gensorusu reddedildi

Erdoğan'a 1 Mayıs gensorusu reddedildi

Erdoğan’a 1 Mayıs gensorusu reddedildiCHP’nin, 1 Mayıs olaylarıyla ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında verdiği gensoru önergesi...

A+A-

Erdoğan’a 1 Mayıs gensorusu reddedildiErdoğan’a 1 Mayıs gensorusu reddedildi

CHP’nin, 1 Mayıs olaylarıyla ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında verdiği gensoru önergesi reddedildi.
 
ANKARA - CHP Grup Başkanvekillerinin, “İstanbul’da 1 Mayıs kutlamalarının Taksim’de yapılmasını engelleyerek, toplantı ve gösteri özgürlüğünü ihlal ettiği, açıklamalarıyla güvenlik güçlerini orantısız kuvvet kullanmasına teşvik ettiği ve bu tutumuyla toplumsal barışı tehlikeye atarak çatışmacı bir süreç başlattığı” gerekçesiyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında verdiği gensoru önergesi, TBMM Genel Kurulu’nda ele alındı.

Önerge sahibi olarak konuşan CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, dünyada şenlik içinde kutlanan 1 Mayısın Türkiye’de 12 Eylül darbesinden sonra yasaklandığını, bunun Taksim’de de sürdüğünü söyledi.

ORTAYA CEBERUT DEVLET ÇIKTI

Anadol, 165 ülkede 1 Mayısın coşku ve şenlik havası içinde kutlanırken, Türkiye’de demokrasiye, insan haklarına, emekçilere indirilen darbe, gözyaşı ve kan olduğunu belirterek, “AKP’nin demokrasi ve özgürlük anlayışı, tüm gerçeğiyle ortaya çıktı, maskesi düştü. Ortaya, elinde sopa, biber gazı ve gaz bombasıyla ceberut bir devlet çıktı” diye konuştu.

CUMHURİYET BAYRAMI’NI DA YASAKLAYACAK MISINIZ?

İşçilerin ve sendikaların 1 Mayısı Taksim Meydanı’nda kutlamak istediğini bildiren Anadol, şöyle konuştu: “Sendikaların bu insani yaklaşımına AKP duyarsız davrandı, Başbakan anlamsız biçimde, ısrarla karşı çıktı. Neymiş efendim, ihbar almış provokasyon olacakmış. İhbar alırsa Sayın Başbakan, provokasyon olacak diye 19 Mayıs Bayramını yasaklayacak mı? Ne alakası mı var değil, ne farkı var? İhbar alsanız, Cumhuriyet Bayramını yasaklayacak mısınız? Sen Başbakan, Hükümet değil misin, önlemeni al provokasyona engel ol.”

TAKSİM MAGANDALARA AÇIK, İŞÇİLERE YASAK

Anadol, “Taksim’de yılbaşı kutlamaları serbest, yabancı turistlere cinsel taciz de serbest. Bütün dünyaya verilen televizyon ekranlarındaki görüntülerde millet olarak utanç duyuyoruz, yüzümüz kızarıyor. Siz utanmıyor musunuz? Taksim magandalara açık, işçilere yasak” dedi.

Taksim’e sadece işçilerin değil, hiç kimsenin sokulmadığını ifade eden Anadol, “Bunun için emrinizdeki vali ve emniyet müdürünü maşa olarak kullandınız. Yasaları paspas gibi çiğnediniz. Cenevre Konvansiyonunu bile ihlal ettiniz. İstanbul’u İstanbullulara zehir ettiniz. İstanbul’u korku kentine, hayalet kent haline çevirdiniz “ diye konuştu.

AK PARTİ’Lİ VEKİLLER: DİSK BİNASINDA NE İŞLERİ VARDI?

Anadol, DİSK Genel Merkezi ve ÖDP İl Başkanlığı binalarına insanların zorla sokulup içeriye gaz bombaları atıldığını ileri sürerek, “DİSK Genel Merkezine gaz bombaları atıldığında, içeride 9 parlamenter vardı, biri de kalp hastasıydı” ifadesini kullandı.

AK Parti’li milletvekillerinin, “Ne işi vardı içeride?” diye laf atmaları üzerine Anadol, “Ne işi mi var; Ee, ATV-Star ihalelerinde ne işi var?” diye sordu.

CHP'li Anadol fotoğraflarla 1 Mayıs dayağını anlatırken, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek dinledi.

Anadol, TCK uyarınca kasten yaralama suçuna ne ceza verilecekse orantısız güç kullanana da aynı suçun verilmesi gerektiğini savunarak, şunları söyledi: “Şimdi sormak lazım, Sayın Recep Tayip Erdoğan sen sıkıyönetim komutanı mısın, yoksa demokratik bir ülkenin başbakanı mısın? Bir karar ver. Elhak Genel Başkanınız birinci rolü çok iyi oynadı ve kendi kendini deşifre etti. 1 Mayısta bu kadar kan ve gözyaşından sonra ‘devlet görevini yaptı’ dedi. Bu ne demek biliyor musunuz, Recep Tayyip Erdoğan’ın aklındaki, hayalindeki, ideallindeki devlet, 1 Mayıs 2008’de İstanbul’daki devlettir, ceberut devlettir. CHP zihniyetinin yanına bile yanaşamazsınız. Sayın Başbakanınız ya gerçekleri bilmiyor ya da gerçekleri çarpıtıyor. CHP, 1 Mayıs 1978’de olduğu dönemde iktidara geldi. Kanlı 1 Mayıstan bir yıl sonra...1 Mayıs 1978, CHP iktidarında şenlik içinde kutlandı. CHP’nin iktidarında, 1 Mayıs Taksim alanında yine olaysız, kavgasız gürültüsüz şenlik havası içinde kutlanacak. Bundan kuşkunuz olmasın.”

POLİS İTHAL EDECEK DEĞİLİZ

Anadol, polisin vatandaşın can güvenliğini korumakla görevli olduğunu belirterek, “Yunanistan’dan polis ithal edecek değiliz. Ama şu manzarayı gören hangi Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı, gönül rahatlığıyla karakola gidip müracaat edecek? Siz, güvenlik güçlerine karşı halkın güvenini sarstınız. En büyük suçunuz budur” dedi.

BAŞBAKAN İSTİFA ETMELİ

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın defalarca Başbakan’ın özür dilemesi için çağrıda bulunduğunu kaydeden Anadol, “Ama Başbakan, ‘devlet görevini yaptı’ diyor. Devlet görevini yapmadı, Ceza Kanunu açıkça çiğnedi. Şimdi Başbakan ve İçişleri Bakanına düşen, istifa etmektir. Sayenizde, 1 Mayıs 1977’den sonra tarihe geçen 1 Mayıs 2008’in sahibi oldunuz. Hayırlı olsun” diye konuştu.

CHP’Lİ SELVİ: AK PARTİ KENDİ ORDUSUNU KURUYOR

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kocaeli Milletvekili Cevdet Selvi, grubu adına söz aldığı konuşmasında AK Parti’nin kendi ordusunu kurduğunu iddia etti.

Polisin, kenarda oturan bir kadına tekme atma hakkı olmadığını söyleyen CHP’li Selvi, şöyle konuştu:

“Avrupa’da da bunlar oluyor. ‘Dünyanın her yerinde olan, bizde de olacak’ demek yeterli değil. Avrupa’da hayvanları eğitiyorlar. Atları eğitiyorlar. Atlar, tekme atmıyor insanlara. Yan yan kenara itiyorlar. Amaç dağıtmak, işkence etmek değil. Ama orada, dağılmış, çaresiz birisine tekme atacak bu asırda... İnsan haklarından bahseden, AB’ye gireceğini söyleyen AKP’liler de alkışlayacak. Bu siyasetin ötesinde ülke yönetimindeki vicdan meselesidir. Demokrasiyi özümsemek, kavramak meselesidir. Bu özgürlüklere yaklaşım meselesidir. Ama bu 1 Mayıs, Tayyip Erdoğan ve AKP’nin demokrasiyi kendine göre yorumlayıp, kendi
çıkarına kullandığını göstermiştir. Bu 1 Mayıs, özgürlükleri kendi ideoloji, kendi siyasi anlayışına yakın olanlara kullandırdığı, karşı olanlara kesinlikle bu imkanı tanımadığını göstermiştir. İnsan hakları kendinden yana olanlaradır.”

POLİSİ TANIMAK MÜMKÜN DEĞİLDİ

İktidarın 1 Mayıs’ta, nasıl devlet kademelerinde örgütlenmiş, kuşatmış, kuşattıkça baskılarını artırmışsa, işine gelmeyen düşünür ve yazarları işinden attırıp, hoşuna gitmeyenleri sabaha karşı içeriye aldırma alışkanlığını sürdürmüşse, aynı şeyi yaptığını öne süren Selvi, “Bundan sonra, Türkiye’de hiçbir vatandaş huzurlu olamaz. Neden olamaz? ‘İktidar oldunuz’ diye, halkın parasıyla halkın güvenliği sağlamak durumunda olanları, ‘Benim işime gelmiyor’ diye, diğerlerine saldırtmaya hakkınız var mı? Bunlar kamu görevlisi değil mi? Tayyip Erdoğan’ın tayfası ve takımı mı? O polisi tanımak mümkün değildi” diye
konuştu.

ELİMDE BELGELER VAR

Selvi, Başbakan Erdoğan’ın, 1 Mayıs ile işçileri böldüğünü öne sürerek, Erdoğan’ın açıklamalarını eleştirdi. Selvi, şöyle konuştu:

“Türkiye’nin geleceği için, insanların mutluluğu için, şöyle veya böyle elinize imkan geçti diye bu ülkenin sahiplerini, bu ülkenin geleceğini düşünenleri, totaliter bir rejime sürüklemeye hakkınız yok. Faşizan bir yaklaşımla, keyfi bir tutumla Türkiye’yi birbirine sokmaya hakkınız yok, başarılı olma şansınız da yok. Şöyle bir vicdanınızla düşünün. Yağmaları düşünün, polisinin saldırılarını düşünün. elinde sopalar... Sen çıkacaksın demokrasi, özgürlükten bahsedeceksin. Bu neyin denemesiydi? Elimde belgeler var, çıkarmak istemiyorum. AKP kendi ordusunu kuruyor.”

Kürsüden dosya içindeki gazete kupürlerini gösteren Selvi’ye AK Parti’liler tepki gösterdi. “Daha var da göstermiyorum” diyen CHP’li Selvi, “Şu davranış ve tutumlar, bir totaliter rejime gidiş kaygısını düşündürüyor. Bu imajı verdiniz. Dünyaya da rezil ettiniz” diye sözlerini tamamladı.

DEMİRTAŞ: CHP’YE RAĞMEN DESTEKLEYECEĞİZ

DTP Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş da “Temel hak ve özgürlükler, bir kültür haline gelmedikçe ülkemizde nice olaylı 1 Mayıslar, Nevruzlar yaşanır” dedi.

DTP Grubu adına konuşan Demirtaş, 1 Mayıs olaylarını görmek için, 40 gün önce yaşanan Nevruz olaylarının incelenmesi gerektiğini söyledi.

Anayasanın 34. maddesi gereğince kişilerin izin almaksızın toplantı ve gösteri yürüyüşü yapabileceğini kaydeden Demirtaş, şöyle devam etti:

“En üst düzeyde korunan haklara sahibiz. Vatandaş sadece toplantı ve gösteri yürüyüşü yapacağı bildiriminde bulunur. Devlet bunu erteleyebilir, yasaklayabilir. ‘İzinsiz gösteri’ diye bir şey yok, ‘kanuna aykırı gösteri’ olarak adlandırılabilir. Devletin erki, izin verme yetkisine sahip değil. Başbakanın, İçişleri Bakanının, Valinin izin verme yetkisi yok. Olayların sorumluluğu hükümettedir. Hiçbir hak ve özgürlük, birbirinden bağımsız değerlendirilemez. Bütün hak ve özgürlüklerin anası, ifade özgürlüğüdür. İnsan, düşündüklerini dile getirme hakkına sahiptir. Bu hak, insan olmakla kazanılır. Toplantıyı, yürüyüşü yasaklarsanız, insan hak ve özgürlüklerini yasaklamış olursunuz.”

Emniyet teşkilatının korunması doğrultusunda beyanların bulunduğuna değinen Demirtaş, “Olaylarda, TCK’nın işkenceyle ilgili maddeleri ihlal edilmiştir. Ortada aşırı güç veya orantısız güç söz konusu değildir. Güvenlik güçleri, sokaklarda işkence uygulaması yaptı. İşkenceyi örtbas etmekle mi emniyet teşkilatına zarar verirsiniz, yoksa şiddete meyilli güvenlik güçlerini cezalandırarak mı? Artık halının altına pislikler sığmaz oldu. Pislikleri örte örte Ergenekon ile Şemdinli ile uğraşmak zorunda kalırsınız” diye konuştu.

Nevruz olaylarında polisin aşırı güç kullandığını söyleyen DTP’lilere CHP’li milletvekillerinin sataştığını belirten Demirtaş, buna rağmen gensoru önergesini destekleyeceklerini bildirdi.

KONUŞMALARIN ARDINDAN OYLANACAK

Daha sonra gruplar adına AK Parti Grup Başkanvekili Nihat Ergün ve MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır önerge üzerinde görüşlerini ifade edecek. Hükümet adına ise İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın konuşması bekleniyor.

Konuşmaların ardından önergenin gündeme alınıp alınmayacağı oylanacak.

ŞANDIR: TÜRK İŞÇİSİ VE POLİSİ, BU OLAYLARIN GERÇEK MAĞDURLARI

Şandır, TBMM Genel Kurulu’nda, CHP’nin, 1 Mayıs olaylarıyla ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında verdiği gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmamasına ilişkin görüşmelerde, MHP grubunun görüşlerini dile getirdi.

1 Mayıs günü ekranlara yansıyan görüntülerin kabul edilemez olduğunu ifade eden Şandır, bu yıl da 1 Mayıs kutlamalarının, işçi bayramı, bahar bayramı olmaktan çıkarıldığını, vatandaşa zulüm, ızdırap gününe dönüştürüldüğünü söyledi.

Şandır, etnik bölücü terör örgütü militanlarının ve bazı ideolojik sol kuruluşların, kötü niyetli eylemlerini önlemek için görevlerini yapmaya çalışan güvenlik güçlerinin aşırıya kaçan ve özensiz davranışlarının, Türkiye’yi tüm dünyanın gözü önünde aşağıladığını, milleti utandırdığını belirtti.

Sendika yöneticilerinin, 1 Mayıs kutlamalarının, Taksim Meydanı’nda yapılması ısrarının yanlış olduğunu ileri süren Şandır, şunları kaydetti:

“Bütün ikaz ve uyarılara rağmen, bu tür kötü ihtimallere rağmen tertip komitesinin ikna olmayışı, hiç de masum ve haklı bir davranış değildir. Neden Taksim Meydanı? Bazı sendika yöneticilerine ve tertip komitesinde olan bazı sivil toplum kuruluşlarına soruyorum; 2007, 2006, 2005, 2004 ve 2003 ve daha önceki yıllarda 1 Mayıs kutlamalarını Taksim Meydanı’nda mı yaptınız? Emeğin, işçinin örgütlü gücünü göstermenin bir başka yolu, bir başka meydanı yok mu?”

AA -NTV-MSNBC 13 Mayıs 2008

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.