Düşkün ve Faşist bir Portre olarak İlyas Salman

Düşkün ve Faşist bir Portre olarak İlyas Salman

Derginin kökü yaşamı boyunca MİT’le olan ilişkileri konuşula gelen, bugün ergenekon teorisyeni olarak hapiste tutulan Doğu Perincek’in işçisiz İşçi...

A+A-

Derginin kökü yaşamı boyunca MİT’le olan ilişkileri konuşula gelen, bugün ergenekon teorisyeni olarak hapiste tutulan Doğu Perincek’in işçisiz İşçi Partisine dayanıyor. ‘90’lı yılların ortalarında kendisinin cezaevine girmesiyle öne çıkan, sonrasında Doğu Perinçek’in hem Genelkurmay hem de MİT’le olan ilişkilerinin devredilmesinden kaygı duyduğu Gökçe Fırat’ı MİT’çi oldukları iddiasıyla İP’ten atmasıyla başlıyor. Bir dönem İP’in Gençlik Örgütü’nün İstanbul Genel Başkanlığını yapan Fırat, yandaşları ile beraber önce CHP’ye katılıyor ancak -her nedense- bir süre sonra oradan da tasfiye ediliyor. Ekip iddialara göre MİT’den destek alarak Atatürk Düşünce Kulüpleri Fedareayon’u (ADKF) adıyla bir yapılanmaya gidiyor. Yine iddialara göre direkt olarak MİT’in yönlendirmesi yol alan ekip, Türksolu adında bir dergi çıkarıyor. İsimde geçen sol sözcüğü dışında sol ile bir ilgisi olmayan kafatasçı söylemiyle her 15 günde bir toplumun üzerine kan kusuyor.

Sabah gazetesinden Sevilay Yükselir işte bu hastalık yayan yayına yazı yazarak dahil ve destek olan İlyas Salman’ın geçmişini hatırlatıyor. “Güllük gülistanlık” diye öve öve bitiremediğin yıllarda ben senin neler yaşadığını çok iyi hatırlıyorum… diyor. Başka bir hainliğin hikayesini yazıyor.

Sen koca bir yalancısın İlyas Salman! (Sabah -Sevilay Yükselir)

Hani, şu “Türk Solu” adını verdiğiniz dergideki köşende, geçmişe atıfta bulunup, “Tokatlı Alevi, Karslı Sünni arkadaşına, ‘Sen hangi mezheptensin?’ diye sormuyordu. Ömer’le Ali yan yana, dünyanın en kutsal birlikteliği olan emek eksenli ahbaplıklarını sarmaş dolaş sürdürüyorlardı” diye yazmışsın ya…

İşte sadece bu bile senin ne kadar yalancı olduğunu ortaya koyuyor İlyas Salman!

Niye biliyor musun?

Çünkü, o, “Güllük gülistanlık” diye öve öve bitiremediğin yıllarda ben senin neler yaşadığını çok iyi hatırlıyorum…

Daha küçücük bir çocuktum… Sense genç bir delikanlıydın…

Devrimciydin sözüm ona… Pis provokatörler tarafından yaratılan ve Malatya’yı kan gölüne çeviren Alevi-Sünni çatışmasının tam orta yerindeydin… Okuduğun Turan Emeksiz Lisesi’ni kafatasçı faşist saldırılardan korumak için lobi yapıyordun Alevi gençler arasında…

Hani bir öğretmen okulu vardı kentin merkezinde… Karşısında da Sümerbank çalışanlarının oturduğu lojmanlar… İşte ben seni ilk kez o lojmanlardan birinde görmüştüm… 1977’ydi sanırsam… Evimize gelmiştin bir aile dostumuzun oğluyla… Bugün gibi hatırlıyorum söylediğin o Kürtçe Arguvan ağıtlarını… Mesela hiç unutmam etrafına toplanan gençlere, “Arkadaşlar… Bu faşistlere ödün vermeyeceğiz… Ben bu itin köpeğin baskısıyla ne Kürtlüğümden, ne de Aleviliğimden vazgeçerim!” falan diyerek propaganda yapışını…

Ve Hamido’nun evinde patlayan bombadan sonra, “Yaşatmayacak bu kafatasçılar beni!” diyerek nasıl arazi olduğunu…

Ee peki şimdi niye böyle yazıyorsun?

Çünkü etrafında kalan ahali, “Bu durumda böyle bir tavır almak daha doğru” diyor da ondan…

Özetle senin derdin durumun gerektirdiği gibi bir pozisyon almak!

Oportünizm yani…

Türkçesi döneklik!

Neyse ben senin bu dönekliğinin ya da yalancılığının üzerinde daha fazla durmayacağım…

Ama önemli bir detayın altını çizeceğim…

Hani dergide Deniz Gezmiş’in, Mahir Çayan’ın adını da anıyorsunuz ya…

Hem yazık, hem de çok ayıp ediyorsunuz!

Çünkü onlar bugün hayatta olsalardı eğer…

Türksolu dergisi için solplatform.org ‘un hazırladığı video klip

Sizin gibi bu ülkenin barışı için çözüm arayan insanların boynuna kanlı urgan atmak, ülkenin yeniden kan gölüne dönmesi için kışkırtıcılık yapmak yerine, sokak sokak gezinip insanlara hâlâ faşizmin ve kafatasçılığın ne büyük insanlık suçu olduğunu anlatma derdinde olurlardı!

O nedenle…

Ne o oğluma adını verdiğim, Deniz’in, ne de Mahirlerin adını kullanarak ırkçı propaganda yapmak sizin hiç haddinize değil!

Sevilay Yükselir

Kaynak: Sabah

 

::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

Kağıthane'de düzenlenen katılım töreninde, Ergenekon davası tutuklusu İP Genel Başkanı Doğu Perinçek'in ses kaydı, bir sinevizyon gösterisiyle dinletildi.

İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Hasan Basri Özbey, törende yaptığı konuşmada, "2012 yılının çok güzel geçtiğini, Cumhuriyet'in ve gençlerin ayağa kalktığını, Silivri'yi kuşattıklarını, Dolmabahçe'de 240 bin gencin yürüdüğünü" söyledi.

KALE BURÇLARINA BAYRAK DİKECEKLER

İşçi Partisine son bir ayda 876 kişinin katıldığını söyleyen Özbay, ''2013 tarih yazma yılı. Kaleleri kuşattık, şimdi zapt etme zamanı'' dedi.

Partiye yeni katılımlar için yapılan törene, bir zamanların solcu sinema sanatçısı İlyas Salman ile tiyatro sanatçısı Suzan Aksoy partiye kayıt yaptırarak üye oldu.

'TÜRKÜM DOĞRUYUM' DİYE İNLEYEN SALONDA 'HALKLARIN KARDEŞLİĞİ' DEDİ...

Bir yandan Türksolu dergisinde 'tek yol devrim' sloganıyla bitirdiği 'kırmızı beyaz' köşe yazıları yazıp, 'benim rengim' dediği Türksolu dergisinin standında kitap imzalarken, röportajlarında ise mangalda kül bırakmayıp "hem Kürt, hem Kızılbaş ve hem de Komünist" olduğunu söyleyen İlyas Salman, İP'e katılım töreninde yaptığı konuşmada da 'halkların kardeşliği'nden dem vurdu.

Emekli askerlerin, sanatçıların ve bir grup THY çalışanının da aralarında olduğu çok sayıda kişinin partiye üye olduğu salonda sık sık milliyetçi sloganlar atıldı.

 

 

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum