DSP, Başbakan'a, Nazım Hikmet'in mezarını sordu

DSP, Başbakan'a, Nazım Hikmet'in mezarını sordu

DSP, Başbakan'a, Nazım Hikmet'in mezarını sordu       DSP İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız, Nazım Hikmet’in...

A+A-

DSP, Başbakan'a, Nazım Hikmet'in mezarını sorduDSP, Başbakan'a, Nazım Hikmet'in mezarını sordu
     
DSP İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız, Nazım Hikmet’in mezarının Türkiye’ye getirilmesi konusunu Meclis gündemine taşıdı.

     
DSP’li Yağız, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yazılı yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde, Nazım Hikmet’in “Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni" şeklindeki sözlerini hatırlatarak, “Ulusumuzun dünyaca ünlü büyük şairi Nâzım Hikmet’in bugün 106. doğum gününü kutluyoruz. Ama her zaman olduğu gibi yine hüzünlüyüz. Çünkü geçen uzun yıllara karşın onun dileğini bir türlü yerine getiremedikö dedi. Artık günümüzde şairlere ve sanatçılara sağcı-solcu ayrımı yapmaksızın bakılabilen bir aşamaya gelindiğine dikkat çeken Yağız, “Artık, “Nâzım Hikmet de bizim, Necip Fazıl da bizim" diyebiliyoruz. Bu son derecede önemli bir aşamadır. Sağcılık-solculuk; sanatçılarımızın, şairlerimizin kişisel tercihleridir. Ama sanatları, şiirleri, ulumuzu oluşturan bütün kesimlerin ortak sesidir" dedi.

Nâzım Hikmet’in, “Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni!" dileğinin yerine getirilme vaktinin geldiğini vurgulayan Yağız, önergesinde Başbakan Erdoğan’a şu soruyu yöneltti:
    
 “Mezar taşı bile istemeyen büyük vatan şairi Nâzım Hikmet’i daha ne kadar yaban ellerde öksüz, kendi vatanına hasret bırakacağız? Ona olan borcumuzu ödemek için daha ne kadar bekleyeceğiz? Yetmedi mi artık, bu ayrılık? Ustamızı ne zaman, kendi ülkesindeki bir mezarlıkta toprağa verebileceğiz? Bu büyük ustamızın büyük vuslatını ne zaman gerçekleştirebileceğiz?"

(ANKA) - MİLLİYET - 15 Ocak 2008

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA
    
Aşağıdaki sorumun, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından yazılı olarak yanıtlanması isteğimi bilgilerinize sunarım.
    
Saygılarımla.                                                                    
15 Ocak 2008

Süleyman Yağız
DSP İstanbul Milletvekili

Ulusumuzun dünyaca ünlü büyük şairi Nâzım Hikmet’in bugün 106. doğum gününü kutluyoruz. Ama her zaman olduğu gibi yine hüzünlüyüz. Çünkü geçen uzun yıllara karşın, “Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni!” dileğini bir türlü yerine getiremedik. 

Oysa artık, “Nâzım Hikmet de bizim, Necip Fazıl da bizim” diyebiliyoruz. Şairlerimize, sanatçılarımıza sağcı-solcu ayrımı yapmaksızın bakabiliyoruz. Bu son derecede önemli bir aşamadır. Sağcılık-solculuk; sanatçılarımızın, şairlerimizin kişisel tercihleridir. Ama sanatları, şiirleri, ulumuzu oluşturan bütün kesimlerin ortak sesidir. 
    
Nâzım Hikmet’in, “Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni!” dileğinin geçmiş dönemlerde neden gerçekleştirilemediğini sorgulamanın da artık bir gereği, bir anlamı yok. Çünkü aşılamayan bazı nedenleri olmuştur ve yapılamamıştır. Fakat artık, bu büyük ustanın son dileğinin yerine getirilmesinin herhalde vakti gelmiş olmalıdır.

Bu bağlamda sormak istiyorum:

“Mezar taşı” bile istemeyen büyük vatan şairi Nâzım Hikmet’i daha ne kadar yaban ellerde öksüz, kendi vatanına hasret bırakacağız? Ona olan borcumuzu ödemek için daha ne kadar bekleyeceğiz? Yetmedi mi artık, bu ayrılık? Ustamızı ne zaman, kendi ülkesindeki bir mezarlıkta toprağa verebileceğiz? Bu büyük ustamızın büyük vuslatını ne zaman gerçekleştirebileceğiz?

Etiketler : , , ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.