Din tanrısı insan ve Bilim
Din bir Ortaçağ kurumudur. Tasfiye edilip aşılmalıdır. Akıl çağı (felsefe çağı) başlamıştır. Düzenleyici ve yaratıcı olan Tanrı değil, 'insan'dır. İnsan, aklı ile kendisi olmak durumundadır. Din ile felsefe arasındaki ayrımın kategorik bir ayrım olduğu konusunda ısrarlı olunmalıdır. İdealizm ile din arasındaki bir uygunluk, bir alışveriş ilişkisi, bir felsefe olarak idealizm ile din arasındaki kategorik ayrımı ortadan kaldırmaz. Bir besleme, bir dayanak ilişkisinden sözedilecek ise, idealizm dini değil, din idealizmi besler ve ona ontolojik dayanak teşkil eder. Dine karşı eleştirinin temeli şöyledir: insanı yapan din değil, dini yapan insandır. Gerçi, din, henüz kendi kendini bulmamış olan ya da kendini yeniden yitirmiş insanın kendi hakkındaki duygusu ve kendi hakkındaki bilincidir. Materyalist felsefe görüşü olarak bilinen maddecilik anlayışına göre evreni ve oluşumları kontrol eden yaratıcı bir tanrı bulunmamakta, bütün bu oluşumlar ve evren maddenin kendisinden, onun ezelî ve ebedî oluşundan kaynaklanmaktadır. Bu anlayışa göre bu maddî evren yaratılmamış olduğundan bir başlangıcı ve sonu yoktur. Bu iddia, ateistlerin tarih boyunca dayandıkları en temel iddia olmuştur. insan, dünyanın dışında bir yerlere çekilmiş soyut bir varlık değildir. İnsan, insanın dünyasıdır, devlettir, toplumdur. Bu devlet, bu toplum, dünyanın tersine çevrilmiş bilinci olan dini yaratırlar, çünkü onların kendileri tersine çevrilmiş bir dünyadır Einstein, 1954'te Yahudi filozof Eric Gutkind'e yazdığı mektupta, "Tanrı sözcüğü bana göre insanın güçsüzlüğünün ifadesi ve ürünü olmaktan başka bir şey değil. İncil, saygı duyulması gereken ancak ilkel ve oldukça çocuksu bir efsaneler yumağı" diyor. Bütün dinler gerçekten çocuksudur. Hikayelerle hatalarla çağa ve zamana uyumsuzluklarla doludur.. hiçbir bilimsel buluş bir boşluk içinde yaratılmamıştır. batıda bilim, gerçekliğin doğasına ilişkin belli felsefi varsayımlar altında ilerlemiştir.
bilim adamlarının bir çoğu tanrıyı bulmak, anlayabilmek için bilim ile ilgilenmişlerdir, tanrıyı bulmak yolunda keşfettiği doğruların bildiği tanrı ile çatıştığı yerde tanrının doğrularını bırakabilen kopernik gibi örneklerin kararlılığı sayesinde dogmaların hükmü sarsılmış, tahtı devrilmiştir.
Schopenhauer, Feuerbach, Marx, Nietzsche, Freud, Sartre ve Ayer gibi düşünürler modern ateizmin öncüleridir. Bu dönemde genelde bütün dinler, özelde ise Hıristiyanlık, ciddi bir biçimde reddedilmiştir. İnanç ve bilginin farklı düzlemelerde yer alan kavramlardır. Bu sebeple inanca dayalı tanrısal (İlahî) bir bilgiyi esas alan teoloji İle tecrübeye ve akla dayalı insanî bir bilgiyi esas alan felsefe, kaynak bakımından birbirlerinden ayrılmaktadır. Ayrıca mitolojik, teolojik ve felsefî Tanrı kavramları da kapsamlı olarak eleştiriye tâbi tutulmuştur.
Aşk ile Seyid Akyol
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.