Devlet Bakanı Yazıcıoğlu: "Ekümeniklik Payesi Bizi İlgilendirmiyor"
 
Diyanet İşleri Başkanlığından Sorumlu Devlet Bakanı Said Yazıcıoğlu, "Ortodokslar, Biriki İstisna Hariç İstanbul'daki Ortodokslar Patriğini 'Eşitler Arasında Birinci' Olarak Görürler. Bu Onların Kendi Sorunudur. Zaten Laik Bir Hükümet, Herhangi Bir Ruhani Paye Verme Yetkisine Sahip Değildir. Kendi Aralarındaki Tasnifler de Bizi Çok Fazla İlgilendirmiyor" Dedi.
 
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 2008 yılı bütçesinin Meclis Genel Kurulu'ndaki görüşmeleri sırasında konuşan Devlet Bakanı Prof Said Yazıcıoğlu, Fener Rum Ortodoks Patrikliği'nin, "ekümeniklik" tanımının kendilerini ilgilendirmediğini söyledi.

Yazıcıoğlu, milletvekillerinin sorusu üzerine şunları söyledi:

"Dünyada altı civarında Ortodoks merkezi var. Biriki istisna hariç İstanbul'daki Ortodokslar Patriğini 'eşitler arasında birinci' olarak görürler. Bu onların kendi sorunudur. Zaten laik bir Hükümet, herhangi bir ruhani paye verme yetkisine sahip değildir. Kendi aralarındaki tasnifler de bizi çok fazla ilgilendirmiyor." 

-YENİ DİYANET YASASI-

Yazıcıoğlu, bütçe görüşmelerinde sonra yeni bir Diyanet İşleri Başkanlığı yasasının çıkarılacağını söyledi. Yazıcıoğlu, yeni yasada cemevlerinin yeralıp yeralmayacağı ve Alevilere Diyanet bütçesinden kaynak ayrılıp ayrılmayacağı sorusuna ise şu karşılığı verdi:

"Diyanet İşleri Başkanlığı yasası mezhep üzerine yapılan bir yasa değil. Hazırlıklar o şekilde yapılmıyor. Diyanet İşleri yasası ülkemizde yaşayan herkesin dini görevlerini, din konusunda sıkıntılarını gidebilecek bir üslup içinde çalışılıp hazırlanıyor."

-MİSYONERLİK-

Yazıcıoğlu, misyonerlik konusundaki bir soru üzerine de, bunun AB müktesebatına uyum için çıkarılan yasalardan kaynaklandığı görüşünün doğru olmadığını söyledi. Yazıcıoğlu, yasaklarla artık bir yere varılamayacağını, Diyanet İşleri Başkanlığı personelinin iyi eğitiminin gerekli olduğunu vurguladı. Yazıcıoğlu, bu konudaki projenin Diyanet tarafından başarıyla uygulandığını bildirdi.

-KİTAPLARDAN AYETLER ÇIKTI MI?-

Yazıcıoğlu, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural'ın, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitaplarından bazı ayetlerdeki bazı hükümlerin çıkarılıp çıkarılmadığı sorusu üzerine, bunun doğru olmadığını söyledi.

Yazıcıoğlu, bu konudaki sözleri seçimler sırasında çok dinlediklerini ve bunların bazı partilerin broşürlerinde yeraldığını ifade etti. Yazıcıoğlu, şöyle konuştu:

"Bir Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabında, Kelime-i Tevhid ve Kelime-i Şahadet ifadeleri anlatılıyor. Kelime-i Tevhid dediğimiz, 'La ilahe illallah', Kelime-i Şahadet, 'La ilahe illallah, Muhammeden Resulullah'Â… Bir tarafı bırakıp diğerini alınca buradan bir bölümün çıktığı söyleniyor. Halbuki orada bir kavram ifade ediliyor."

Yazıcıoğlu, aynı şekilde Kur'an'daki "dua ayetleri"nin de ayetin sadece dua kısmını kapsadığını ve sadece bunlar alınınca, ayetin bir bölümünün çıkarıldığının söylendiğini belirtti.

Yazıcıoğlu. "Bunlar uygun davranışlar değiller. Bu kitaplar, bizden önceki Hükümetler döneminde çıkarılan kitaplardır. Biz seçim sırasında bu kitapların yanlış olmadığını savunageldik" dedi.

MHP'li Vural ise yeni kitaplarda başka örnekler bulunduğunu belirterek, bunu kendisine getireceğini söyledi.

(ANKA) - 5 Aralık 2007

TBMM Genel Kurulu'nda 2008 Yılı Bütçe Görüşmeleri
 
Devlet Bakanı M. Sait Yazıcıoğlu, misyonerlik faaliyetleriyle mücadelenin eğitim seviyesini yükseltmekle olabileceğini belirterek, Türkiye'ye iltica eden Ermenilere OECD kriterleri çerçevesince gerekli yardımların yapıldığını ifade etti.

TBMM Genel Kurulu'nda 2008 yılı bütçesi ele alınıyor. Bütçe görüşmeleri çerçevesinde milletvekillerinin bağlı olduğu kurumlarla ilgili sorularını cevaplandıran Bakan Yazıcıoğlu, TİKA'nın bütçesinin arttırıldığını belirtti. "TİKA'nın bütçesi yüz milyon dolara ulaşmışsa, iki dönem arasında mukayese yapmanın anlamı olmaz" diyen Yazıcıoğlu, "Bunu yaparsak iddiada bulunanlar mahcup olur. Politika değişikliği söz konusu değil. En çok yardım alan ülkeleri sıralarsak Azerbaycan, Kosova, Türkmenistan, faaliyetin 

727'si Kafkas, 520'si Balkanlar'da gerçekleştirilmiştir. Azerbaycan'a uygulanan proje sayısı 132'dir. Afrika'ya açılım konusu yasa gereği yapılan bir faaliyettir. Afrika'da zor şartlarda yaşayan insanlara yardım eli için 3 ofis açılmıştır. Afrika'yla olan ilişkiler önemli gelişmeler kaydetmiştir" diye konuştu.

Yazıcıoğlu, mülteci Ermenilere yardım edildiğini ifade ederek, "Ermenistan'dan Türkiye'ye iltica edenlere iaşe, insani yardımı yapılmıştır. Bu, OECD kriterleri çerçevesince insani yardım olarak yapılır, Ermenistan'a doğrudan yardım değildir. Suriye ve Irak'ta faaliyet gösterilmektedir. Kerkük Türklerine imkanlar ölçüsünde yardım yapılmaktadır. TİKA'nın çalışmaları sonucunda yapılan çalışmalardır. Ahıska Türklerine de yardım sağlanmaktadır" ifadelerini kullandı.

"Diyanet Yasası en önemli sorundur" diyen Bakan Yazıcıoğlu, "Çalışmalar bitti. En kısa sürede gündeme gelecek. Etkin hizmet verebilecek yasaya kavuşacaktır. DİB'in kadrolarında eksiklik oluşmuştur. 13 bin civarındaki eksiklik 2 binlere düşmüştür. Kadro konusundaki sıkıntıyı sizlerin desteğiyle aşmaya çalışacağız. 4-b'ler 4-c'ye geçirilecek" dedi.

Bakan Yazıcıoğlu, artık seçim döneminin geride kaldığını söyleyerek, "Ezan sesinin kısılması, hutbelerden hak dini İslam ibaresinin çıkarılması konularını Diyanet defalarca yalanladı. Seçim ortamını geride bıraktık. Aslı olmayan ifadeleri bırakalım. Daha derli toplu fikirler ortaya atalım" şeklinde açıklamalarda bulundu.

Misyonerlik faaliyetleri konusunda yasal çalışmalara da değinen Bakan Yazıcıoğlu, "Bu çalışmalarda sonuca gelindi. Bu konuda yasaklamalarla bu eylemlerin önüne geçme imkanı yoktur. Bir şeylerin üstünü örterek mücadele olmaz. Mücadele, eğitim seviyesini en üst düzeye çıkarmakla olur. Yüce dinimizin prensiplerinin halkımıza en iyi seviyede verilmesi önemlidir. Olayın özü budur. Önemli olan kalitedir. Derme çatma bilgileri insanlarımız almamış olur" ifadelerini kullandı.

Yazıcıoglu, Alevilik konusunda yeni bir açılıma ihtiyaç olduğunu, bunun için adım attıklarını belirterek, "Alevi vatandaşlarımızla ilgili son günlerde yeni bir açılım ifadesi etrafında tartışmalar yapılıyor. Sorun varsa çözümüyle ilgili çalışma yapmak hükümetlerin görevidir. Konunun tartışılmasını olumlu değerlendiriyorum. Siyaset yapmak doğru ve uygun değil. Kim ne biliyorsa ortaya koysun. Burada sorun var. Bunu çözmek zorundayız. Herkes pozitif katkı yapmak zorundadır. Siyasi birtakım düşüncelere bağlamak doğru değil. Çözüm o zaman kolaylaşır. Bizim kimseyi etkileme, değiştirme, dönüştürme niyetimiz yok. Görevimiz, herkesin kendi düşüncesiyle kendi inancı içinde mutlu yaşamasını temin etmektir" diye konuştu.

İHA - 5 Aralık 2007