Dersim'i Unutmadık, Maraş'ı, Çorum'u, Sivas'ı da ...
   
ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Önder İşleyen: Onur Öymen'in, Dersim katliamını savunan konuşmasının ardından başlayan tartışmalar, iktidarla muhalefet arasında 'Alevileri kim daha çok seviyor' üzerine kurulan bir rant pazarlığına dönüşmüş durumda. Gerici çevreler ganimet bulmuşcasına tartışmaya atılarak bir anda 'Alevisever' oluverdiler.

Alevilerin başına ne tür zulüm geldiyse gericilerin ve devletin sünni-İslamcılık doğrultusundaki baskılarının sonucu olmuştur. Bugün de, AKP Alevi Çalıştayları ile 'iyi Alevi', 'kötü Alevi' ayrımı yapmaya çalışırak Alevi kesimini kendi içerisinde bölmeye çalışan bir politika izliyor. Kötülük bu kez hoş bir seda içerisinde sözde demokratikleşme sözlerinin arkasında gerçekleştiriliyor.

Bunlara inanmak için ancak hafızamızı ve gerçeklik duygumuzu yitirmiş olmamız gerekir. Dersim Katliamı'nı unutmayacağımız gibi, Maraş'ı, Çorum'u, Sivas'ı da unutmayacağız. Sivas katliamını yapanlara kol kanat gerenleri de, bugün o katilamda gericilerin rolünü silmeye çalışanları da unutmayacağız. Unutmadığımız için bu iki yüzlü yalancıların yalanlarını yüzüne vurmak da bizim işimiz. Alevilere 'kırk satır mı kır katır mı' ikilemi içinde 'yılana sarılmak' bir alternatif olarak gösterilmeye çalışılıyor. Alevileri 'oy deposu', 'rant kapısı' olarak gören her çeşit pragmatist siyaset bu ortamda boy veriyor. Dün, Maraş'ta ve Çorum'da şeriatçı ve faşist güçlerin saldırılarına karşı devrimcilerin barikatların ardında gerçekleştirdiği birlikte direniş; bugün de gericiliğe karşı özgür, demokratik bir Türkiye için devrimci mücadelenin barikatında birleşerek, bu karanlık zihniyetle gerçek bir hesaplaşma mümkün olabilecek.

***

AKP'NİN AVANTAJ SAĞLAMA ÇABASI
   
Yazar Erdoğan Aydın: Aleviler yıllarca, Osmanlı ve şeriat korkusuyla  kendilerini tek tipleştiren rejime yedeklendirildi. Sosyalistler 70'li yıllarda Alevi kesimleri rejim dışına çıkarmayı başarmıştı. Ancak Maraş, Çorum ve Sivas olayları ile rejim yeniden Alevileri kendine yedeklemeye çalıştı, bu cezalandırma ve tehditti. 12 Eylül sonrası ise Aleviler kendilerine bir güvence arama girişiminde bulundu. CHP Dersim'e uzanan politikanın mirasçısıdır. Ancak Aleviler daha kötü seçeneklere karşı CHP'ye yedeklenmekten kurtulamamıştı.

Cumhuriyet tarihinde ilk defa bu meselelerin bu kadar açıkça konuşulması olumlu bir ilerleme olarak görülebilir. Ama burada şu yanı da vurgulamak gerekir ki, hükümet bunu bir tür avantaj sağlamaya çevirmiştir. Alevi Açılımı'nda da Kürt Açılımı'nda olduğu gibi gerçek temsilciler dahil edilmemiştir. Bu yüzden hem samimiyeti hem de demokratikliği sorgulanmalıdır.

Öymen’in itirafı ile tarihin sorgulandığı bir zemin oluşmuştur. Ama Alevi sorununda, CHP'den bir kopuş yaşanırken AKP'ye yedeklenilmemesi gerekir. Sosyalistlerin devamlı vurguladığı gibi, sorunun çözümü demokratik, özgürlükçü ve laik bir Türkiye ile çözüme kavuşur.

***

SÖZ YARIŞTIRMAYI BIRAKIN, TALEPLERİ KARŞILAYIN
   
EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel: Onur Öymen’in 'Kürt Açılımı' görüşmelerinde ’38 Dersim Katliamı’ndan söz ederken, “Analar ağladı diye, terörle mücadeleden vazgeçilmez” sözleri CHP’nin gerçek yüzün bir kez daha ortaya çıkardı. Baykal’ın, Kılıçdaroğlu’nun ve diğerlerinin çırpınışları boşuna, onlar daha da batıracaktır.

MHP’nin Alevi seviciliği ise trajikomik bir durum. Sadece Aleviler değil, ilerici insanlık MHP’nin farklı dillere, kültürlere ve inançlara nasıl tutum aldığını bilmektedir. Maraş'ta, Çorum Sivas ve başkaca katliamlarda MHP’nin tetikçiliği akıllardadır.

AKP’nin buradan kalkarak kendisini Alevilere şirin gösterme girişimleri de gülünç oluyor.

Aleviler üzerinden kıyasıya bir oy kapma yarışı başladı. Alevi yurttaşlarımızı kandırma kampanyası başlatanların, her şeyden önce Aleviler üzerindeki baskılara, Sünnileştirme hesaplarına son vermeleri lazım.

Alevi inancı üzerindeki baskılar kalkmadan, din dersleri dayatmasından vazgeçilmeden, laik bir ülkede olmaması gereken Diyanet Başkanlığı kaldırılmadan, söylenen sözlerin hepsi boştur. AKP önce yüz binler olarak alana çıkan Alevi yurttaşların dile getirdikleri talepleri yerine getirsin, sonra konuşma hakkı kazansın! AKP’nin tarihsel bilinci ve birikimini de biliyoruz.

Alevilere yapılanlardan bu partilerin tümü de sorumludur. Sadece CHP değil, tüm burjuva partilerinin sicili kabarık ve kirlidir. Geçmişi hesabı verilmeden, karanlıklar aydınlanmadan, demokratik hak ve özgürlükler genişletilmeden, boş laflarla Alevileri kandıracaklarını sanıyorlar. Kim ne derse desin, Aleviler, emek, barış ve demokrasiden yana tutumda birleşeceklerdir.

TKP'li Okuyan: Alevi krizi AKP'yi rahatlattı

Kemal Okuyan haber.sol.org.tr'de yayımlanan yazısında Alevi polemiğine değindi. Okuyan yazısında şunları kaydetti: "Burjuva basını 'Aleviler yerlerini belirledi' diye müjde veriyor. Habere göre AKP ile CHP arasında bir süredir yaşanan Dersim katliamı polemiği iki tarafa da yaramamış, Aleviler şanslarını başka bir partide denemeye karar vermiş(...) Haber doğal olarak büyük tepki çekti. Evet, Alevilerin hükümete ve özellikle Öymen’in Dersim Katliamı’yla ilgili sözlerinden dolayı CHP’ye yaygın bir tavır aldıkları söylenebilirdi ama bu tavrın yeni ve henüz şekillenmemiş sosyal demokrat bir projeye maledilmesi ne demek oluyordu? Haftalardır, AKP’yi unutup, her zaman bu tür faşizan çıkışlar yapan Öymen’in sözlerine sabitlenmenin neye hizmet ettiğini anlayan birçok kişi 'aldatılma'nın, 'kullanılma'nın öfkesiyle 'Alevi Partisi” haberlerine tepki gösterdi(...) Öymen’e ve CHP’ye hiçbir sempati ve yakınlığımız olmadığından fazla ses etmemiştik. Ama elimizden geldiğince dostlarımızı uyarmış, AKP’yi çok sıkıştığı bir dönemde rahatlatan 'Dersim krizi'nin bir 'pazarlama tekniği' olduğunu, Alevi ve Kürtlerin acılarının yeni bir oluşuma start vermek için kullanılmaya çalışıldığını söylemiştik. Zaten fazla bekleyemediler. CHP’ye dönük tepkilerin zirveye çıktığını düşündükleri anda 'Alevi Partisi kuruluyor' balonunu devreye soktular.

Birgün - 02 Aralık 2009